Kendimi iyi mi kötü mü hissetmem gerektiğini bilmediğim zamanlardan birindeydim.Namjoon Hyung tam yanımda oturuyordu ve bana oldukça yakındı.Aslında mutlu olmam gerekirdi..delicesine mutlu olmam..Ama olamıyordum..Çünkü o üzgündü.Gerçekten üzgündü ve ben sadece o içkisini yudumlarken yanında oturabiliyordum..
Sorun Jin Hyung'du..bu ara çok sık kavga ediyorlardı.En sonunda Jin Hyung ona onu mutlu edemediğini söylediğinde Namjoon Hyung sessizliğe büründü ve ara vermek istediğini söyledi.Jin Hyung buna daha çok sinirlendi ve şirkete 'kısa bir tatil' yalanını uydurarak çekip gitti.
Mutlu olmalıydım..onunla bir şansım olduğunu düşünüp mutlu olmalıydım değil mi?Ama olamıyordum..sevdiğim adam karşımda başka biri için böyle üzülürken mutlu olmayı bırakın dudaklarım kıvrılmıyordu bile..Mutsuz olması zaten beni üzüyordu..ama bu mutsuzluğun kalp yarası olması..üstüne de başka biri için olması beni içten içe yıkıyordu..
Bardaklarını saymayı bırakmıştım ama gerçekten fazla içmişti. "Hyung.."seslendim ve elinden bardağı nazikçe aldım. "Çok içtin..dur artık.."
Bana öylece bakıp bardağı almak istediğinde bardağı geri çektim ve başımı iki yana salladım "Olmaz..biraz daha içersen dokunur sana.."
Derin bir nefes verdi ve başını sallayıp arkasına yaslandı.Bir süre onu süzdükten sonra ben de yanına yaslandım
"Neden buradasın?"sorduğu soru ile ona döndüm "Seni yalnız bırakmak istemedim.."
O da bana döndü ve sordu "Neden?Yanımda durup içmemi izlemek sana ne gibi bir şey kazandırır?"
Kaşlarımı çattım.Aklı yerinde olmadığı için böyle konuşuyordu "Sen benim ağabeyimsin.Zor gününde yanında olmazsam ne zaman olacağım?"
Titrek bir nefes verdi ve başını salladı. "Üzgünüm Jung..kafam yerinde değil.."başımı salladım ve ellerimle oynamaya başladım.Bir süre sonra omzumda bir ağırlık hissettiğimde gözlerim büyükçe açıldı ve hemen rahat bir konum almaya çalıştım.
"Rahatsız mı oluyorsun?.." mırıldandığında başımı hızla iki yana salladım. "Elbette hayır Hyung.."derin bir nefes verdim ve tedirgince parmaklarımı saçlarında gezdirip saçlarını okşamaya başladım.
"Hyung.." mırıldandım "Hm?.."
Boğazımı temizledim ve kesik bir nefes aldım "Anlatmak istersen..herhangi bir şey..seni dinlerim.."
Başını salladı ve omzuma daha da yerleşti "Biliyorum.."
"Güzel.."fısıldadım ve öylece dinlenmesine izin verdim.Bir süre sonra konuşmaya başlayınca dikkatimi ona verdim.
"Sadece..onun için çok çabaladım..onu elde etmek için..mutlu etmek için..ve sanki hiç çabalamamışım gibi onu mutlu edemediğimi söylememesi canımı yaktı.." anlattıkları ile gözlerim dolarken saçlarındaki parmaklarımı hareket ettirmeye devam ediyordum.
"Jin Hyung..bencil davrandı Hyung..onun için uğraştığın çok belliydi..en yoğun anlarında bile onun isteklerini yerine getirmeye çalıştın sen.." çatlamayan sesime minnet duyarken saçlarını öpmeyi o kadar çok istedim ki bir an..parmaklarımın dolandığı saçları doyana kadar öpmek istedim..
"Bir tek sen böyle düşünüyorsun Jung..geri kalan herkes onu ihmal ettiğimi söylüyor.." burukça gülümsedim "Ben senin içini biliyorum Hyung..ihmâl etmenin sonradan onunla geçirebileceğin daha çok vakit için olduğunu biliyorum ben.."
Ve inan bana..tüm bunları bilmek canımı öylesine yakıyor ki..bazen nefes bile alamıyorum Hyung..
Hafif kıkırtısı kulaklarıma dolarken ona baktım "Neden beni bir tek sen tanıyorsun Jung.."kendi kendine söylediğini farz edip cevap vermedim.
![](https://img.wattpad.com/cover/161579017-288-k798667.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NamKook One Shot (M)
Fanfiction"Asla önceliğin ben olmayacağım.." mırıldandım ve masasındaki ona aldığım Ryan Bear oyuncağını okşadım "Asla beni ona tercih etmeyeceksin.." Gözlerimden bir damla yaş akarken başımı yere eğip gözlerimi kapattım. "Ve sen..asla beni sevmeyeceksin hyun...