Beyaz Kristal Ülkesi'nin insanları yeni bir sabaha uyanmıştı.Hava sisliydi.Arabalar önlerini zor görebiliyordu.Yeni bir sabaha uyanmayan bir kişi vardı.Tüm gece ayakta kalmış,uyumamış olan Prenses Elia.Krallığın haberi olmayan gizli prenses.
İnsanların Elia'yı bilmemeleri aslında iyi bir şey sayılabilirdi.İnsanlar ondan korkuyorlardı.Beyaz saçları ve gözleri olan birinden kim korkmazdı ki?Aslında beyaz saç o kadar da garip değildi.Çünkü kraliyet ailesindeki kişilerin saçları da normalden farklıydı.Fakat yinede onların saçları gri idi,beyaz değil.Saraydaki hizmetkarların ve muhafızların bu durum hakkında düşündükleri oldukça.....garipti.Kimisi onun bir yaratık olduğunu düşünüyordu.Kimisi lanetlendiğini,kimisi de onun bir cadı olduğunu düşünüyordu.Aslında hiçbiri doğru değildi.Gerçeği çok yakında öğreneceklerdi.Kristal diyarı iki ayrı ve düşman ülkeye ayrılır.Beyaz Kristal Ülkesi ve Siyah Kristal Ülkesi.İki ülkenin insanları arasındaki fark gayet netti.Beyazlar beyaz kristali kontrol edebiliyor,siyahlar ise siyah kristali kontrol edebiliyordu.İki ülke arasında bitmeyen bir rekabet vardı.Soru şuydu:Safkan kristal kontrolcüsü siyah mı olacaktı beyaz mı?
Yıllar yıllar önce gelen bir kehanetti bu.Tam olarak ne olduğu bilinmiyordu.Yalnızca iki ülkeden birinde bir bebeğin doğacağını ve bu kişinin savaşa son vereceği yazıyordu.İki ülke insanları arasında olan bu güç yarışı,büyük bir savaşı beraberinde getirmişti.Savaşta şu an siyahlar öndeydi.Beyazların kraliçelerinin ani ölümü nedeniyle ülkenin gücü tükenmişti.Fakat siyahların kraliçenin tek kızının yakında 18 yaşına gireceğini ve güçlerini tam olarak kazanacağını bilmiyordu.Kral kızı Elia'yı çok severdi.Gerçi işlerinden vakit buldukça görüşebiliyorlardı.Yani haftada 1-2 kere.Saray çok büyüktü.Kral sarayın kuzey kanadında kalırken Elia'nın odası güney kanadındaydı.Neden mi?Çünkü Elia öyle istemişti.En azından annesi öldükten sonra.Kraliçenin 1 yıl önce ölmesine rağmen Elia yinede o odaya yaklaşamıyordu.Ne zaman oralara gitse,annesinin kokusunu alıyor,kalbi acıyor ve gözyaşlarına boğularak odasına koşuyordu.
Hiçbir zaman geceleri uyumuyordu.Gece onun tek eğlencesiydi.Prenses hayatından,saraydan uzak ve en önemlisi özgür...Beyaz saçlarını ve gözlerini kolayca saklayabildiği tek zaman dilimi.Kimsenin ona bir canavarmış gibi bakmadığı,ondan korkup kaçmadığı tek zaman.
Prenses olmanın getirdiği avantajlardan biri de uykusunun güçlerini kullanmadıkça gelmemesiydi.Elia için güçlerini kullanmamak en kolay şeydi.Zaten hiçbir zaman kullanmak istememişti.Güçlüydü,evet.Hem de daha güçlerinin tamamına erişmemişti.Kristal kontrolcüleri sadece kristal yaratıp kontrol etme yeteneğine sahip değildi.Genelde 1 tane daha güçleri olurdu.Bu güç her şey olabilirdi.4 elementten birini kontrol etme,görünmezlik,iyileştirme,ölümsüzlük,elektrik ve daha bir çoğu.Elia'da iyileştirme,ölümsüzlük,telekinesis ve hız vardı.Tabi şimdilik.Bu güçlerinin yarısıydı.Geri kalanına da sahip olması için fazla beklemesi gerekmeyecekti.Doğum günü 1 hafta sonraydı.Her doğum günü olan insan gibi heyecanlı değildi.Korkuyordu,endişeleniyordu ama aynı zamanda merak da ediyordu.Doğum günü gecesinden sonra büyük kristalin yanına gidip yeni kazandığı güçlerini öğreneceği zamanı düşünüyordu.
Öğlene doğru sis biraz inerken,Elia'nın odasının kapısı çaldı.Onu her öğlen uyandırmaya gelen hizmetçiydi bu.Öğlen,evet.Çünkü Elia gece eğlencelerinin kralın kulağına gitmesini hiç mi hiç istemiyordu.Bu yüzden öğlene kadar uyuyormuş izlenimi veriyordu diğerlerine.
"Majesteleri,majesteleri!"hizmetçi kapıya vuruyordu.Prensesin kral ile yapacağı toplantıya geç kalmasını istemezdi.
"Girin!"
Hizmetçi içeriye girdi.Odanın camlarını açarak prensesine döndü.
"Günaydın efendim.Kralımız sizi bahçede bekliyor.İzin verirseniz sizi hazırlayayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Safkan Kristal Kontrolcüsü
FantasyKristal diyarı ikiye bölünmüştü Siyah Kristal Ülkesi ile beyaz kristal ülkesi Bu ülkelerden birinden bir bebek doğacaktı Bir safkan Savaşa son verecekti Çok güçlü olsada Bu görev o kadar kolay değildi Kontrol etmek zordu Saklanmak zordu Savaşmak zo...