Kayıp -2-

32 3 0
                                    

+ Bana hiçbir şey anlatmana gerek yok. Gülüşün oldukça açıklayıcı.


- Hahaha. Beni çok iyi tanıyorsun.


+ Peki, Bay Gizemli hakkında bir şey öğrendin mi?


- Aslına bakarsan evet, biraz. Buraya yeni taşınmış. Ailesinin tayini çıkmış.


+ Hm... Göreceğiz. Bu arada, haberleri duydun mu? Ezine, gelecek hafta sonu kostüm partisi veriyor.


- Oh, evet, onun doğum günü! Geçen sene ki havuz partisini hatırlıyor musun?Muhteşemdi. Sadece, bu sene Rana orada olmayacak...muhtemelen.


+ Meryem lütfen, kes şunu. O zamana kadar onu bulacağımıza yemin ediyorum! *Bana ilk defa bağırıyor*


- Oh, Savaş, ümidimi kaybetmeye başlıyorum. Hangi yola döneceğim, nereye bakacağım, kime soracağım hakkında hiçbir fikrim yok.


+ Biliyor musun? Sen, o çocukla konuşurken, ben onu inceliyordum ve aniden oldukça ilginç bir şey fark ettim.

- Bence tahmin edebilirsin. İyi bir çocuk olduğunu düşünüyorsun. Fikrini değiştirdin ve oldukça iyi bir çocuk olduğunu fark ettin. 


+ Hayır... daha çok beklersin, kızım. Demek istediğim, belki de sadece bana öyle geliyor, ama aklıma onun ilk defa, Rana'nın kaybolduğunun ertesi günü ortaya çıktığı geldi.


- Belki de haklısın. Ama, bu, hiçbir şeyi açıklamaz. Yani, sadece bir tesadüf, başka bir şey değil.


+ Evet, ama çok büyük bir tesadüf ve neden sürekli tek başına? Bana sorarsan, bu çocuk, beni ürkütüyor.


- Hadi ama Savaş, bu kadar şüpheci olma. Bir fikrim var. Partiye bizimle gelmesi için onu davet edebilirim böylece yeni insanlarla tanışabilir ve biz de onu daha iyi tanıyabiliriz.


+ Tamam, ama bu konuda bana güvenme. Onunla arkadaş olmayacağım. Havada açıklanmayan garip şeyler varken olmaz.


- Yakında kaybolacaklar, inan bana. Eve gidip, biraz dinlenelim. Tamamen bitkin durumdayım.


      Sonraki bir kaç gün uçup geçmişti. Genellikle zamanımızın çoğunu mahallede yürüyerek sonraki adımımızın ne olacağını düşünerek geçirmiştik. Ancak, düşündükçe, içinde daha çok kayboluyorduk. Ve kafamda dolaşan bir başka şey daha vardı. Yoksa kişi mi demeliyim. Adan! Savaş'ın paranoyasını eleştirdiğim kadar, Adan'ı da mahallemizde takılırken biraz fazla gördüğümü fark ettiğimi itiraf etmeliyim.


      Bir gün alışverişe gittim ve eve doğru dönerken, arkamda birisinin olduğunu hissettim. Çok korkmuştum çünkü arkamdan yaklaşanın gölgesini görmemiştim.


Adan: Selam!


- Oh, Adan, Sensin! saçma gelecek ama hayalet olduğunu zannettim. Ödümü koparttın! Komik bir his...

Adan: Oh, üzgünüm. Seni böyle korkutmak istememiştim. Sanırım uzaktan seslenmeliydim.


- Merak etme, sorun değil. Oh, bu arada, seninle karşılaştığım çok iyi oldu. Seni, partiye bizimle gelmen için davet etmek istiyordum. Arkadaşımızın doğum günü, bu yüzden bir kostüm partisi veriyor. Bu, insanları tanıman ve yeni arkadaşlar edinmen için harika bir fırsat. Hepsi çok eğlencelidir!


Adan: Aslında, neden olmasın! O zaman, sanırım bir kostüme ihtiyacım olacak.


- Evet, tabi ki. Sana muhteşem kostümler bulabileceğin güzel bir mağaza gösterebilirim.


Adan: Aslına bakarsan, aklımda şimdiden bir şey var.


       Ona davetiyeyi verdim ve biraz daha konuştuktan sonra birbirimize veda ettik ve doğrudan eve gittim. Tabi ki, günün sonuna kadar, tüm bu durum kafamı karıştırmıştı. En merak verici bölümü ise, yaklaşırken gölgesini görmemiş olmamdı. Deliriyor muydum? Rana'nın kaybolmasıyla ilgili tüm bu kaos beni kötüleştiriyor muydu?


    Parti başlamıştı! Savaş ve ben, tekrar okuldan arkadaşlarımızı göreceğimiz için heyecanlıydık. Ama zaman zaman gülümsememizi bir hüzün bulutu kaplıyordu. Her ne kadar,  hiç bahsetmesek de, bunların hepsi Rana'nın partide eksik olmasından kaynaklanıyordu. Herkes, onun bıraktığı boşluğun farkındaydı. Ne kadar denesek de, bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı duygusundan kurtulamıyorduk. Beni ise, huzursuz eden bir başka şey daha vardı. Adan gelecek miydi?

ELF AŞKIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin