Justin'in gözünden:
"Hayır amına koyayim ben bir şekilde biliyorum işte! Sana Alison'la konuşmamanı söylüyorum, ve sen ona numaranı veriyorsun. Sana daha iyilerini bulabileceğimi söylemiştim. Ve senin de kabul ettiğini sanıyordum" odama oturmuş,ryan'la telefonda konuşuyordum. okulda Ryan ve Alison'ı birlikte gördükten sonra eve gelmiş, ilk Alison'ı arayıp uyarmıştım. Ama beni dinlemek yerine telefonu suratıma kapatmıştı. Birkaç saat öylece oturup onları nasıl ayrı tutabileceğimi düşündüm. Ve daha sonra aklıma Ryan'ı arayıp ikna etme fikri geldi. Okulda onları birlikte gördüğüm için şanslıydım. Tanrım, eğer onları beraber görmeseydim hiçbir şeyden haberim olmayacaktı. Ve alison'ı kaybedecektim. Onun kalbi kırılacaktı. Telefondan bir hışırtı sesi duyuldu ve daha sonra Ryan'ın kalın sesi kulaklarıma doldu. "Dışarı çıkmam gerek. İşlerim var dostum. Seni sonra arayacağım." Sinir kat sayım artmıştı. O da Alison gibi beni geçiştirmeye çalışıyordu.
Oldukça sert çıkan sesimle konuştum "ne sikik bir işin var? Şuan konuştuğumuz kadar önemli olmadığına eminim."
"Hayır önemli, bir kızı becereceğim" diyerek kıkıradı. Sinirden boynumdaki damarların çıktığını hissedebiliyordum. Bu lanet orospu çocuğu benimle dalga mı geçiyordu?
"Ryan, şuan konu Alison. Ve hangi tür bir kızı sikeceğin şuan umrumda değil. Sadece ondan uzak dur" dedim kesin bir ses tonuyla.
"Aslında dostum" kıkırdadı "sikeceğim kız Alison oluyor" iğrenç kahkası kulaklarımda dolanırken göğüsüm sinirden hızla inip kalkmaya başladı.
"Nasıl olacakmış o?"
"Alison ve ben az sonra biraz takılacağız. Her neyse bana iyi eğlen dileklerini iletmedin ama ben kapatıyorum ve eğleneceğim." Tam birşey söyleyecekken hat kesildi. Sinirle gözlerimi yumdum ve hemen geri açtım. Büyük odamın kapısının kolundan tutup indirdikten sonra hızla aşağı kata indim. "Marcus hemen buraya gel" salonun tam ortasında durmuş, sinirle Marcus'u belkiyordum. Saniyeler içinde yanımda belirdi.
"Buyrun efendim?" Merak içinde yanımda dikimiş bana bakıyordu.
"Diğer adamları topla ve Ryan'ı takip ettir. Ayrıca jack,micheal ve Jaxon hemen buraya gelsin. Onlara haber ver acil olduğunu söyle" dediğimde Marcus şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu.
"Ryan? Ama efend-"
"Bunu hemen yapacakmısın yoksa ben o kalın kafanı burada uçurmalı mıyım?" Gözlerimdeki ölümcül bakışları ona attıktan sonra başını olumsuz anlamda salladı ve işleri yoluna koymak için koridorda kayboldu. Ryan'ı takip ettirip nereye gittiklerini öğrenecektim. Ve o Alison'a birşey yapmadan önce onu engelleyecektim. Ryan bu sefer bitmişti, onu öldürmekten beter edicektim.
Alison'ın gözünden:
"Harika görünüyorsun.." Aynanın karşısında kendime bakarken boynumu yana yatırdım ve yeniden kendimi süzmeye başladım. Miranda beni yaklaşık 2 saattir hazırlıyordu. Saç, makyaj ve kıyafetler.. Çok uzun sürmüştü. Ama sonunda deymişti sanırım. Harika görünüyordum. Ryan'ı etkilemeyi de çok istiyordum.
Omuz silkerek gülümsedim. "Harika iş çıkardın bebeğim" sanki çocuğunu üniversiteye gönderen ve ona gururlu bir şekilde bakan bir anne gibi bana bakıyordu. Ve bu haline güldüm.
"Tanrım çok becerikliyim" gülerek şaka yaptığını belirti ve ben de güldüm. "Çok eğlen bebeğim. Sonunda bugün geldi ve bunun unutulmaz bir gün olacağından emin olmalısın. Tamam mı?"
Başımı olumlu anlamda salladım. "Tamam anne" deyip güldüm ve o da güldü. İkimiz de gülerken telefonumun zil sesiyle kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. Yatağıma eğilip telefonu aldığımda sabah Ryan'ın bana mesaj attığı numaranın telefonda yanıp söndüğünü gördüm. Aman tanrım bu ryan'dı. Ve büyük ihtimal beni almaya gelmişti. Telefonu hemen açmak için yeşil tuşa bastım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Together Forever
Fanfiction''birlikte sonsuza kadar.'' ''birlikte sonsuza kadar.'' Bal rengi gözlerine gözlerimi çevirdiğimde gözlerimi birbirine kenetledik. Ve o an bizim aşkımızın sonsuz olduğunu anladım. O an, beni asla bırakmayacağını anladım.Ve benim de onu.