HİÇ YORUM FALAN GELMİYOR. LÜTFEN YORUM YAPIN EN AZINDAN BİRİLERİNİN GERÇEKTEN OKUYUP OKUMADIĞINI ANLAYAYİM. BU ARADA MULTİMEDİA DA RYAN VAR. NEYSE İYİ OKUMALAR LÜTEN YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN <33
Selena Gomez-Sad Serenade ile okuyun :)))
Alison'ın anlatımı:
Eve girdiğimde kapıyı hafifçe kapattım. Annemlere birşey belli etmemek için kafamı eyip hızla merdivenlere yöneldiğim sırada bir ses beni durdurdu ''alison günün nasıl geçti?'' arkamı döndüğümde annem olduğunu gördüm. Ve kafamı eğdim. Ağladığımı anlarsa soru yağmuruna çekileceğimi biliyordum ama artık çok geçti.
''Alison sen iyi misin?'' annemin sesindeki endişeyi anlayabiliyordum bana biraz yaklaştı ve yüzüme bakmaya çalıştı.
'' Evet anne sadece yoruldum. Biraz odama gidip dinlenirsem iyi olacak.''
''Sen ağladın mı?''
sinirle gözlerimi devirdim ve birşey demeden hızla merdivenlere ilerleyip odama girdim. Kapıyı kapattıkdan sonra kilitledim. Kimsenin beni rahatsız etmesini istemiyordum. Özellikle böyle durumlarda. dolabıma ilerleyip temiz iç çamaşırı ve pijamalarımı elime alıp kendimi duşa attım. Çok yorulmuştum. Ve kötü hissediyordum.Kısa bir duş iyi gelecekti.
Justin'in ağızından:
Arabayı boş bir yer bulup park ettikten sonra anahtarı çektim ve arabadan indim.Kapıyı kapattıktan sonra Ryan'ın oldukça büyük ve lüks olan evine doğru ilerledim. Kapıyı çaldığımda mavi gözlü ve kızıl saçlı bir kadın-hizmetli olduğunu tahmin ediyorum-kapıyı açtı ve içeri girmem için geri çekildi. sağol anlamında başımı salladıktan sonra içeri girdim ''Ryan nerede?'' derken kadın açtığı kapıyı kapattı ve bana bakıp kibarca gülümsedi. ''Salonda efendim'' kendi kendime ah ne kadar uzun sürdü diye mırıldantıktan sonra hızla uzun merdivenlerden çıkıp salona girdim. Ryan siyah deri koltukta viskisini yudumluyordu.Ona doğru yaklaştığımda ayak seslerimi duydu ve kafasını bana çevirdi.''Ah,hoşgeldin dostum'' dediğinde gülümsedim.Olanların hiçbirini ona belli etmemeye çalışıyordum.Yani ağladığımı veya Alison'ı sevidiğimi. Geçip yanına oturdum.
''Gecenin bu saatinde gelme sebebin ne dostum? tabiki şikayetçi değilim ama''
''Hey sadece biraz kafa dağıtmaya ihtiyacım var.'' deyip kıkırdadım.
''Bir sorun mu var?'' kaşlarını çatmış bana öylece bakıyordu.Kısa bir süre cevap vermedikten sonra iç çekti '' bak dostum birşey varsa halledebilir-'' sözünü hızla kestim ve bir nefetse konuştum.
''Hayır yok.''
''Sevindim ben de sana Alison hakkında birşeyler söyleyecektim.'' sinir kat sayım artmıştı.Avuçlarım terliyordu.Benim Ryan'la arkadaş olma sebebim zaten Alison ve onu birbirinden uzak tutmaktı. Ve işim bittiğinde de Ryan'ı öldürmekti. Evet bunu yapacaktım.Çünkü o pislik yaşamayı hak etmiyordu.Aynı zamanda Alison'ın kalbini de hak etmiyordu. Düşüncelerimden kurtulup sorarcasına ona baktım.
''Güzel kız''
''Neden durup dururken konusunu açtın ki?''
''bilemiyorum dostum, aklıma geldi işte. Sanırım ondan etkileniyorum. Ona mesaj atacağım'' kalp atışım artmıştı.Sinirden yumruğumu sıkıyordum.Ama pek belli etmemeye çalışıyordum. Eğer Alison'a mesaj atarsa Alison ona inanacaktı. Ve çıkmaya başlıyacaklardı. Daha sonra Ryan Alison'ı becerip bir kenera atacaktı.Bunu önemelek için herşeyi yapardım, ve yapacaktım.
''Emin misin? Çünkü o kadar etkileyici bir kız olduğunu düşünmüyorum'' hiç bozuntuya vermemeye ve mutlu görünmeye çalışıyordum. Büyük bir kahkah attı ve kahkahsı büyük salonda yankılandı.Neden güldüğünü anlayamamıştım.Oldukçta sinirlenmiştim.
''Dostum emin misin çünkü lanet olsun onun göğüslerini görmedin mi?''
''Yani evet gördüm. Ama öyle bir gecelik kızlardan gibi durmuyor.Daha çok yalnız takılıyor ve biriyle bir gecelik yatacağını sanmıyorum.''
''Bana nasıl baktığını görmedin mi dostum? benden etkileniyor ve ben onu nasıl baştan çıkarabileceğimi iyi biliyorum'' dedi ukala bir şekilde.
''Yani bilmiyorum... sana daha iyilerini bulabilirim'' birkaç dakika çenesini avuşturarak düşündükten sonra gözlerini bana dikti.
''Pekala dostum. Bu kadar istiyorsan, yoksa sen mi ondan hoşlanıyorsun?'' sahte bir şekilde kahkah attım ve soluklanıp gülerek konuşmaya başladım.
''B-ben? hahaha bu saçmalık'' dediğimde ikimiz de güldük. Onu ikna edebildiğim için oldukça mutlu olmuştum.
Alison'ın anlatımı:
Annemin kapıyı tıklatıp ''kalk'' diye bağırmasıyla gözlerimi hafifçe araladım.Sessizce küfürler savurarak yatağımda yavaşça doğruldum ve kollarımı iki yana açıp esnedim
'' geliyorum anne''
''hadi bebeğim geç kalıyorsunuz'' hiçbir şey demeden tuvalete girdim.İhtiyaçlarımı giderip yüzümü yıkadım.Odama girip makyaj aynamın karşısına geçip kapatıcımla yüzümdeki hafif kusurları ve çökmüş olan gözlerimin altını kapattıktan sonra gözlerime rimel sürdüm. Dolabıma ilerleyip beyaz 'bad girl' yazan bluzumu altıma da kısa şortumu giyindikten sonra aynama tekrar geçtim ve saçımı düzleştirdim. Kendime aynada son bir kez bakıp iç çektikten sonra aynadaki yansımama ''Bunu yapabilirsin'' bakışları attım. Çantamı alıp odamın kilitli olan kapısının kilidini açtım ve aşağıya indim. Annemin ve kardeşimin salonda olduğunu tahmin edip salona girdim. Tahmin ettiğim gibi oradalardı. Annem oturmuş televizyon izliyordu. Kardeşimse telefonuyla uğraşıyordu. Mike' a ''hadi gidelim'' dediğimde annem ve mike gözlerini bana çevirdi. Mike olumlu anlamda başını salladı ve ayağa kalkıp telefonunu cebine koydu. Hiçbir şey demeden odanın kapısından çıktı '' bay anne'' dediğimde annem de bana bakarak gülümsedi ''iyi eğlenceler tatlım'' dediğinde kendi kendime onun duyamayacağı şekilde ne kadar eğlenebilirsem diye geçirdikten sonra salondan çıktım ve evin kapısından da çıkıp arabamı park ettiğim yere doğru ilerledim. Mike çoktan oradaydı ve arabının kapısına yaslanmış bir şekilde beni bekliyordu. Henüz 15 yaşında olmasına rağmen annem babam ve benimle pek konuşmazdı.Hatta eve geç gelirdi. Arabanın kilidini açıktan sonra Mike direk ön koltuğa geçti ve kapıyı kapadı. Ben de sürücü koltuğuna geçince arabayı çalıştırdım. Okula gidip o insanlarla uğraşmayı istemiyordum.Hatta Justin'in yüzünü görmeyi hiç istemiyordum. Sadece Miranda'yla karşılaşıcağım için mutluydum.Miranda en yakın arkadaşımdı.Justin'den bile yakındı. Yani eskiden öyleydi.Şimdi tek yakın arkadaşım Miranda.Düşüncelerimden kurtulup okulun bahçesine arabımı park ettim. Mike birşey demeden arabadan indi.İç çektim ve arabanın anahatarını çekip arabadan indim. Mike'ın arkasından koşup kolunu tuttum.''çıkışta beni burada bekle arabanın yanında.'' dediğimde başını salladı ve uzaklaştı. Omuz silkip okula girdikten sonra koridorda ilerleyip dolabımı buldum.Dersimin matematik olduğunu hatırlayıp lanet ettim ve matematik kitaplarımı alıp dolabın kapağını kapadım. Koridora Miranda'ya bakınırken gözlerime bal rengi gözler takıldı.Justin'in bana doğru geldiğini görünce hemen gözlerimi başka yöne çevirdim.Yanıma gelip kolumu tutana kadar ona bakmıyordum. ''hey kolumu bırak'' deyip kolumu çektim.
''ben özür dilerim''
''özür dilenecek birşey yapmadın.''
''hayır yaptım. arkadaşlığmızı maffettim ve seni üzdüm.'' gözlerimi devirdim ve bu tarafa doğru gelen Miranda'yı görünce gülümsedim. Gelip bana sarıldığında Justin oradan uzaklaştı. ''Merhaba tatlıım, o yine ne istiyormuş?'' Miranda ben Justin'le arkadaş olduğumdan beri Justin'i sevmiyordu. Onun piç olduğunu söyleyip duruyordu. ''Hiç hiçbir şey'' Miranda başını olumlu anlamda sallayıp gülümsedi. ''Olayı duydun mu?'' o konuşurken koridorda yürümeye başladık. Sorarcasına ona baktığımda konuşmaya başladı.
''Ryan bugün basketbol takımından bir çocukla kavga etmiş ve Justin'de Ryan'ın arkasındaymış .Ryan'a yardım etmiş yani'' koridorun ortasında durdum ve ben durunca Miranda da durdu.
''Ne? Justin Ryan'ı sevmez ki''
''Neden sevmesin ki?'' derin bir iç çektim ve hayal kırıklığına uğradım henüz ne olduğunu anlamış değildim. Ama Justin neden böyle birşey yapsın ki? Daha dün Ryan'a küfür ediyordu.
''Hiiç'' diye geçiştirdim. Ve kafamdaki soru işaretlerine cevap aramaya çalıştım.Bu gerçekten ilginçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Together Forever
Fanfiction''birlikte sonsuza kadar.'' ''birlikte sonsuza kadar.'' Bal rengi gözlerine gözlerimi çevirdiğimde gözlerimi birbirine kenetledik. Ve o an bizim aşkımızın sonsuz olduğunu anladım. O an, beni asla bırakmayacağını anladım.Ve benim de onu.