Merhabalaaar; bu bölümü biraz aceleye getirmek zorunda kaldım çünkü yarın tatile gidiyoruz. Gitmeden yeni bölüm yayınlamak istedim. Şu ana kadar hikayede aşk meşk olmadı ama bir dahaki bölüm bunun zeminini hazırlıcam. Yani erkek karakterimiz bir sonraki bölüm sizlerle olacak:D Ama tatilde olacağım için bu bölümün gelmesi uzun sürebilir:( Sizleri seviyoruuum , sabırlı okumalar :**
5 saat yolculuğun sonunda pestilim çıkmış bir halde otobüsten indim. Sıkıntıyla oflayarak çevreme göz attım ama görünürde kimse yoktu. Adımın seslenilmesi üzerine arkamı döndüğümde endişeyle bana bakan Sinan amcayla karşılaştım. Yanıma koşup şefkatle bana sarıldıktan sonra
'' Niye böyle apar topar geldin kızım? Kötü bir şey mi oldu? Telefondada söylemedin. '' dedi.
En ufak bir kan bağımız olmayan şu adamcağız bile beni babamdan daha çok umursuyordu. Burada bile babamı düşündüğüm için kendime kızdım. Artık babam yoktu.Sadece ben vardım. Ve artık onu değil , kendimi düşünecektim. Düşüncelerimden sıyrıldığımda Sinan amcanın cevap beklediğini fark ettim.
'' Merak etme Sinan amca kötü bir şey olmadı.'' dedim yalan söyleyerek. '' İstanbul'a yerleşmeye karar verdim ve sanırım bu yıl sizde idare etmem gerekecek. Aslında bir iş bulabilirim ama bu yıl sınava gireceğim için bu riski almaya cesaret edemiyorum. ''
''Saçmalama kızım ne çalışması? İstediğin kadar kalabilirsin bizimle. Biliyorsun, Özge ablanda evlendi. Koskoca evde sıkılıyorduk Derya teyzenle. Geldiğin iyi oldu. ''
Samimi bir şekilde gülümseyerek teşekkür ettim. Sinan amca beni kapıya kadar bıraktıktan sonra halletmesi gereken bir işi olduğunu söyleyerek yanımdan ayrıldı. Evin bahçesine girince heyecanla kapıda beni bekleyen Derya Teyze' yi gördüm. Bu kadını gerçekten çok seviyordum. Küçük bir kız çocuğu gibi mutlulukla ona koştum ve sıkıca sarıldım. Küçük bir kız çocuğu gibi mutlulukla ona koştum ve sıkıca sarıldım. Birbirimizden ayrıldıktan sonra;
'' Asya hoşgeldin birtanem. Çok özlemişim seni . Maaşallah ne kadar güzelleşmişsin '' dedi .
'' Çok teşekkür ederim Derya teyzecim. Bende sizleri çok özledim. Zaten uzun bir süre burada olucam. Benden sıkılmazsınız umarım. ''
Sanki ''ben eşcinselim '' demişim gibi fazlasıyla şaşırmış bir ifadeyle bana baktıktan sonra;
'' Senden sıkılmak? O nasıl söz öyle Asya, bir daha duymayayım. Sen bizim ikinci kızımızsın. ''
Mahçup olmuş bir şekilde gülümsedim. Derya teyze beni kalacağım odaya götürmüştü. Bende eşyalarımı yerleştirmeye başlamıştım bile. Bu odayı beğenmediğimi söylersem gerçekten çarpılırdım çünkü harika bir şekilde tasarlanmıştı ve Ankara'daki odamın yaklaşık iki katı kadardı. Bu oda bir süre bana ait olacağı için gerçekten şanslıydım.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
'' Demek baban ilk kez sana sarıldı? '' dedi Derya teyze kahvesinden bir yudum daha alırken. Onun göremeyeceği bir şekilde gözlerimi devirdim. Ona saatlerce hiç susmadan neler öğrendiğimi , ne düşündüğümü , ne yapmaya karar verdiğimi anlatmıştım ve ilgisini çeken tek yer burası mıydı yani? Kızgınlığımı belli etmeden gülümsedim.
'' Öyle oldu. Sanırım beni bir an annem olarak falan gördü. Belkide ben halüsilasyon görmüşümdür. Çünkü babamın bana sarılması benim Francisco'yla evlenmemle eşdeğer. Yani zor ve bir o kadarda imkansız. ''
Keyifli bir şekilde kıkırdadıktan sonra;
'' Alemsin Asya! Bence baban her ne kadar aksini iddia etsede seni her şeyden çok seviyor. Sen onun sahip olduğu tek şeysin. Annenin ölümünde suçsuz olduğunuda biliyor ama kabul etmek istemiyor. Şimdi sen ondan uzaklaştın ya , yavaş yavaş değerini anlayacak. Gelip seni alacak ve çok mutlu olacaksınız. '' dedi umutla.
Söylediklerine inanmak istemiyordum ama benim karanlığımda bile bir umut ışığı vardı işte.
'' Öyle mi dersin? '' diye sordum kahvemden büyük bir yudum alırken.
'' Kesinlikle. Buna tüm kalbimle inanıyorum. ''
'' Bekleyeceğiz ve göreceğiz o zaman. ''
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yeni bir güne gözlerimi açtığımda tüm gün yatağımda kalmayı diledim. Tabiki dilediğim gibi olmayacaktı. Bugün yapmayı planladığım şeyler vardı. Gerinerek yatağımdan kalkarken yastığıma ve yorganıma hüzünle baktım. Bakışımı aynada görünce kendi kendime bir kahkaha patlattım. Dışarıdan bakan birinin beni deli sanacağından emindim. Giyinmek üzere dolabıma yöneldiğimde dolabın üzerine yapıştırılmış bir kağıt gördüm. Elime alıp okumaya başladım.
'' Günaydın prenses. Ben senin kayıt işlemlerini yaptırmak için okula gidiyorum. Kahvaltın mutfakta hazıır. Affiiyyeet olsuuuun! ''
Mutlulukla sırıtarak mırıldandım ;
'' Bu kadıın melek yaa. ''
Saat 12'ye geldiğinde kahvaltımı bitirmiş , kıyafetlerimi giymiştim. Hatta hafif bir makyaj bile yapmıştım. Pratik olmanın verdiği gururla evi süpürmeye kalkıştım. Sonucunda büyük bir pişmanlık ve bel ağrısıdan başka bir şey hissetmedim. Bu kadar büyük bir evi süpürmeye kalkışmak aptallıktan başka bir şey değildi. Süpürgeyi bırakarak elime telefonu aldım. Rehbere girince iç geçirerek babamın numarasını tuşladım. Sesini duymak istemiyordum ama dün gece kafama koyduğum fikri uygulamaya geçirmek için ona ihtiyacım vardı. Uzun bir süre çaldı fakat açan olmadı. Sonrasında tam 12 kez aradım ama hepsindede kapattı. Sinirle bağırdım.
'' Açsana şunu aptal adam açsana! Çok meraklıyız sankı sana! Belliki bir şey var arıyoruz işte! ''
Sonrasında aklıma gelen fikirle haince gülümsedim.
'' Çok sevgili babacığım bugün telefonunu kullanamayacak. Çünkü katil kızı Asya'nın bugünkü tek işi babasını aramak. ''
Israrla arıyordum ve her seferinde kapatıyordu. Bu şey 15 dakika boyunca devam edince sinirlerim tavan yapmıştı. Bu adam benden bile inatçıydı! Ben sinir krizleri geçirmeye devam ettiğim sırada odamın kapısı açıldı. Gelen Derya teyzemdi.
'' Tatlım çok sinirli görünüyorsun. Bir sorun mu var? ''
Öfkeyle telefonu bıraktıktan sonra Derya teyzeye döndüm.
'' Babam şu lanet telefonunu bir türlü açmıyor! Altı üstü bir soru soracağım. Sanki gelip beni alması için ona yalvaracağım! ''
Derya teyzemin kıkırdaması üzerine daha fazla sinirlendim. Sanki fıkra anlatmıştım!
'' Tamam tatlım, sakin ol. Ne soracaktın Erdal'a? '' diye sordu.
'' Annemin doğumunu yaptıran doktorun ismini soracaktım. '' dedim şımarık bir çocuk gibi dudaklarımı büzerek.
'' Üzüldüğün şeye bak. Babana gerek yoktuki Asyacım. Bana sorsaydın ben sana söylerdim. ''
Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırarak ona baktım.
'' Ne yani? Sen kim olduğunu biliyo musun? ''
'' Evet, hatta tanışıyoruz bile. Anıl Uysal. Çok başarılı bir doktordur. ''
Şaşkınlığım heyecanıma dönüşürken gözlerimin yuvalarından fırlamak üzere olduğuna kalıbımı basabilirdim. Aklımda binlerce soru vardı ama bunları akşama Derya teyzeye sormak üzere erteledim. Şu an yapmak istediğim tek şey Anıl Uysal'la görüşmekti. Fikrimi ve amacımı Derya teyzeye anlattığımda eğer içim rahat edecekse seve seve beni doktorla tanıştıracağını söyledi. Çantama bir takım şeyler koyarken heyecandan ellerimin titrediğini fark ettim. Şimdi Anıl Uysal'la yüzleşip gerçekleri birde onun ağzından duyma vaktiydi.
Sizce Asya'nın doktorla görüşmek istemesindeki amacı ne? Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyyoruuuum. Bana iyi tatiller o zaman!!:DD

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
RomanceYıllardır kendisinden saklanan gerçekleri bir anda öğrenen Asya'nın hayatında çok şey değişecektir. Karanlığından kurtulmaya çalışırken yaşadıkları olaylar onu dahada mı çaresiz bırakacaktır? Yoksa karanlığıyla birlikte yaşamayı öğrenip bu duruma al...