jun'un gidişi

1.3K 138 6
                                    

Ertesi gün, Junmyeon'u uçuşu için havaalanına bıraktıktan sonra eve geldiğimizde bitişiğimizdeki Sehunların evine yöneldim.

Sabah havaalanına gitmek için arabaya bindiğimizde Sehun kapının önüne çıkmış, bize bakıyordu. Büyük ihtimalle Jun'a veda etmek için dışarı çıkmıştı fakat Jun'un ona bir kere bile bakmadan arabaya binmesiyle kendini geri çekmiş ve yanımıza gelmemişti.

Bu manzara karşısında kalbim acımış (her şeyden önce Sehun arkadaşımdı ve Junmyeon da abimdi. İkisinin de birbirlerini deli gibi sevmelerine rağmen böylesine acı çekmeleri beni üzüyordu.), havaalanından döndükten sonra Sehun'a uğrayıp onunla konuşacağmı zihnime not almıştım. Bu yüzden şimdi kapılarının önünde, zile basmış ve kendimi kapıyı birisinin açmasını beklerken bulmuştum.

"Merhaba Bayan Oh, Sehun evde mi acaba?"

Sehun'un annesi benim gelmiş olduğumu görünce gülümsedi. "Hoşgeldin Soo, geç içeri yavrum. Gelmene çok sevindim, dünden beri Sehun aşırı mutsuz görünüyor. Şu an odasında, yukarı çıkıp onunla konuşursan belki biraz morali düzelir."

Bayan Oh'a gülümsemeye çalışıp başımı salladım ve yukarı çıktım.

Kapıyı tıklatıp, "Sehun, benim, Kyungsoo. İçeri girebilir miyim?" diye sordum.

Sehun'un onayını duyduktan sonra kapıyı açıp yavaşça içeri girdiğimde dün, Junmyeon'u bulduğum pozisyonun biraz daha değişik bir şekliyle, Sehun'u yatağında öylece uzanmış tavanı izlerken buldum. Junmyeon'a yaptığım gibi yanına uzanıp sıkıca sarıldım ona da.

"Biliyorsun olanları."

"Dün gece sen gittikten sonra anlattı. Daha öncesinde ben de bilmiyordum aklındakileri."

"Anlıyorum. Neden peki?" Sehun dalgınca suratıma baktığında dudağımı ısırdım.

"Bunu benim cevaplamam doğru değil bence. Daha sonra tekrar kendi aranızda konuşun bu konuyu. İkinizi de çok seviyorum ve mutlu olmanızı istiyorum sadece. Ayrı ya da beraber, buna karar verecek olan sizsiniz."

Sehun başını salladı ve o da sarıldı bana. "Biz hala arkadaşız, değil mi?"

Şakadan omzuna vurup kaşlarımı çattım. "Bu ne biçim soru böyle, duymamış olayım."

Güldü ve yanağımı sıktı. "İyi ki varsın Soo. Sen olmasan ne yapardım hiç bilmiyorum."

İçimde bir yerin acıdığını hissederken gülümsedim. "Büyük ihtimalle hala tavanı izliyor olurdun."

to all the boys i've loved before // kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin