Sancak

9K 50 1
                                    

Mükkemmel bir baş ağrısıyla gözlerimi açmaya çalıştım,uyanmaya çalışıyordum ama başım felaket şekilde ağrıyordu annemin bağırmaları olmasa akşama kadar yatardım heralde,dün gece annemle kavga etmiştik herzamanki klasik kavgalarımız annem çok gel gitli bir kadındı bazen çok iyi oluyor bazen tam bir cadı oluyordu bunun nedeni babamdı sanırım.Annem ve babam ayrılma kararını aldıkları zaman 2 yaşında falandım, heralde tek hatırladığım babamın sürekli olarak anneme bağırıp çağırdıydı annem hep bana sarılarak uyurdu kokumu içine çeke çeke,ağlayarak uyurdu.Babamla annem birbirlerini severek evlenmişlerdi oysa ki,cok büyük bir aşkla bağlıydılar birbirlerine ama sonra babam cok değişmiş annemin anlattığına göre, eve geç gelmeler,kavgalar bağırışlar.Buna rağmen birbirlerinden kopmamışlar o manzarayı görene kadar ,annem babamı bir kadınla yatakta basmış işin en acı tarafıda o kadın annemin en yakın arkadaşıymış,annem bu olanlardan sonra uzun bir süre kendini toparlayamamış şuan toparladığını sanıyor ama öyle değil,en ufak şeyde kavga çıkartıyor yılların,yaşadıklarının hıncını benden alıyordu bende her defasında daha da büyütmesin diye kaçıyordum ondan dünde aynısını yaptı birden bire bana bağırmaya başladı,bağırmaları bitmiyordu hiç,üstüme hiçbirşey almadan çıkmıştım dışarı ve olanlar malum... Yağmurda saatlerce kalmış sonra hiç ummadığım birini görmüştüm.. Sancak, hayatımın aşkı sanırım onu ilk gördüğüm günden beri aşığım bu duygu geçici sandım ama değildi her gün daha da hiddetlendi ona ulaşmak o kadar zordu ki o bir vardı bir yoktu sürekli bir yerlere kayboluyordu bu sıralar da yoktu onu göremiyordum,çok garip aslında onu deli gibi görmek isterken bir taraftan da hiç görmek istemiyorum onu görünce aptallaşıyorum,ne yapıcağımı şaşırıyorum cidden cok yakışıklı,olay sadece yakışıklı olması değil ki hareketleri,bakışları,davranışları herşeyi bende hayranlık uyandırıyor,her hareketini saatlerce izleyip üstüne düşünebilirim o kadar yani uzun bir süredir yoktu ne okula geliyordu,okulu pek takan bi çocuk değildi derslere doğru düzgün gitmiyordu bile bunun nedeni müdüre düzenli olarak para yedirmesiydi okula gelmese de yoklamalarda hep okulda yazılıyor notları hep iyi giriliyordu,hocalar bunu anlamadığımızı sanıyorlar ama hepimiz bunu biliyoruz,uzun zamandır ortada olmayıp birden bire dün karşıma çıkması beni çok şaşırtmıştı o yakınlık neydi peki dibime girmesi tanrım dün çok büyük bir aptallık yaptım ben ama bu elimde olan Bişey değil ki cidden söz konusu o olunca bende zeka falan kalmıyor dün kulağıma eğilip "ne o minik yoksa utandın mı?"diye sorunca daha fazla utanmıştım ve o anda birden bana fayşe dediği aklıma gelmiş organına sağlam bir tekme geçirip koşarak uzaklaşmıştım,bu yaptığım karşılıksız kalmicaktı biliyordum çünkü o Sancaktı canı sıkılırsa,insanın canını mahvederdi ama o anda rüyada gibiydim sancak bunca yıl beni hiç önemsememiş,farketmemişti şimdi ne oluyordu ki? Annemin sesiyle kendime geldim beni yanına çağırıyordu,kalkıp hazırlanmalıydım perişan halde gözüküyordum saçlarım dağılmış birbirine girmiş, ağlamaktan gözlerim daha da koyu bir mavi olmıştu,ben ağladığım zaman gözlerim koyu bir maviye bürünürdü,elmacık kemiklerim çok belirgindi,şimdi birde kilo vermiştim ve hatlarım iyice çıkmıştı mavi gözlerim,uzun kirpiklerim ve herkesin karamel diye adlandırdığı up uzun saçlarım vardı aynada kendime uzun uzun baktım ne kadardır kendime bakmayı kesmiştim acaba?derin bir nefes alıp duşa girdim soğuk suyla dans ettim adeta su insanın bütün negatifliğini alıyordu sanki masaj yaparak başımı şampuanlamaya başladım böğürtlen kokusu gülümsememi sağlamıştı ,böğürtleni severdim hep böğürtlen korkardım ben,suyun altında uzun bir süre kaldıktan sonra çıktım ve üstümü giyindim,genellikle hep tayt giyerdim.Siyah taytımı giydim ve üstüme de siyah uzun üzerinde ayıcık deseni olan kazağımı geçirdim saçlarımı tepeden toplayıp ördüm,öyle deli gibi makyaj yapmayı seven bir tip değildim sadece gözüme kalem çektim birde aylaynır tabi vazgeçilmezim,dudaklarım dolgun olduğundan dolayı ruj sürmek istemedim çünkü cok dikkat çekiyordu,daha fazla annemi bekletmek istemedim ve yanına gittim suratında her zamanki kavganın ertesinde olan pişmanlık vardı,alışmıştım artık karşımda derin bir nefes çekip her zamanki sözlerini söyledi "Gece kızım seni cok seviyorum,gerçekten bazen sadece cok sinirleniyorum,özür dilerim"bende herzamanki gibi önemli değil anne sorun yok diyip gülümsedim mutfağa doğru gittim annem kahvaltımı hazırlamıştı bişeyler atıştırıp kalktım bügün cumartesiydi annem hazırlanıp işe gidicekti,evde yanlız olmayı seviyordum kitap okuyor,uyuyor,müzik dinliyordum yapıyordum yani bişeyler,yanlızlığı seviyordum sanırım ben istesemde yanıma birini alamıyordum bunun nedeni hissizleşmemdi sanırım ciddi anlamda hissizleşmiştim,hiçbirşey hissetmiyordum kimseye karşı,bütün duygularım bir tek Sancakta canlanıyordu her zerrem onda atıyordu kendimi onu düşünürken buluyordum,onunla ilgili hayeller kurarken bu hissettiklerimi hiç anlayamıyorum,bi insan kendini anlamaz mı ya?Sancak benim hiçbirşeyim değildi onu okulda gördüğüm ilk gün geldi aklıma,sınıfta en arkada oturuyordu,okul formasının içine sığmayan kasları vardı formanın içinden patlicak gibi duruyordu,bu vücut için baya zaman harcadığı belliydi kafasını duvara koymuş gözleri kapalıydı beni kendine böyle yapan onun yakışıklılığı değildi,kesinlikle değildi ben ona bakarken birden bire kafasını kaldırıp bana baktı o anda onun gözlerinde kayboldum sanki Bişey oldu bilmiyorum ama o günden beri onda tutsaklıyım,sanki adını söylemeye,onu sevmeye mecburmuşum gibi...

Sessiz çığlığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin