Hopeful

561 42 35
                                    

-Hopeful

"Tek bir saniyenin ardında nelerin saklı olduğunu bilemezsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Tek bir saniyenin ardında nelerin saklı olduğunu bilemezsiniz."

֎

Min Yoongi

Üzerinde oturduğum, yıllar geçirdiği dış görünüşündan belli olan sandalye sürekli sallanıyor, önümdeki oyuna odaklanmama engel oluyordu. Buna olan öfkemle sürekli yerimde kıpırdansam da, bulunduğumuz bu küçücük mekânda sinirlerimi daha çok yıpratabilecek onlarca sebep daha bulabilirdim.

Ne zaman buraya hapsoldum, ne ara yanımdaki adamla beraber uyuyacak kadar samimi oldum, hiçbir fikrim yoktu. Tek bildiğim, bu hapishaneden herhangi bir çıkış yolunun bulunmamasıydı. Boyası bile olmayan, betondan ibaret duvarları santimlerce yıkmayı bile denemiş fakat hiçbir sonuca ulaşamamış ve sayısını bilmediğim günler boyu boşa kürek çekmiştik.

Hayatlarımız tam anlamıyla mahvolmuştu, gün boyunca tek yaptığımız temel ihtiyaçlarımızı gidermekken, insanlığın nefret ettiği çalışma eylemine bile hasret kalmıştık. Psikolojik olarak çökmek ise elimizden kayıp giden irademize temsilciydi adeta fakat ben, yanımda sürekli şikayet eden adamdan çok daha güçlüydüm. İleride aklımı yitirirsem nedeninin, o olacağından emindim.

"Bugün satranç oynamaktan başka bir şeyler yapmalıyız." dedi Hoseok sıkılgan bir tavırla. Siyah, dağılmış saçları, gözüne değdiği an sinirle mırıltılar bırakıyor ve tutamları geriye doğru tarayıp duruyordu. İstisnasız oynadığımız her seferde beni kolayca yenmiş olması, oyunu ikimiz için de sıkıcı ve rekabetten yoksun kılıyordu ama yapacak başka neyimiz vardı ki bu çıkışı olmayan çukurda?

Oyundaki; beni yeneceği, son hamlesi olduğundan kolumu masada hızlıca sürüp taşların yerle buluşmasını sağmalanın ardından ayaklanarak kalçamı yan bir şekilde oyun masamıza dayadım ve dudaklarımı araladım. Ses tonuma, çoğu zaman olduğu gibi, alay hakimdi.

"Sevişecek miyiz?" Küçük ve parlaklığı çoktan sönmüş, karanlık ve bir o kadar da boş gözlerini çevirdi yüzüme. Hiç alayı kaldıran bir yapısı yoktu, özellikle son zamanlarda sıklıkla buradan çıkamamacağımızı söyler ve saçma bulduğu umutlarımı küçümseyip dururdu. Hoseok, cidden dayanılmazdı fakat hayatta kalıyordum işte.

Yüzümdeki gevşek kasları ciddileşerek tekrar gererken odanın köşesindeki delinmiş duvara doğru adımladım. Her gözüm takıldığında umutlarıma benzettiğim bir delikti burası. Attığımız balta darbeleri tüm tutunacak dallarımı yok etmeye çalışan adamı temsil ederken, sonu gelmeyen duvar, zorlukla ayakta duran beni ve aklımı andırıyordu.

Parmaklarımı parçalanmış duvarda gezdirmenin ardından birkaç metre ötemde hâlâ yerinden ayrılmayarak beni izleyen cılız bedene döndüm, "Bugün de çıkış yolları üretelim ve deneyelim." Yumruklarımla dağıtmak istediğim güzel suratındaki küçümseyici sırıtışı görmezden gelerek, mutfak dediğimiz küçük odamıza ilerledim, "Kahveleri ben yaparım."

Hopeless ֎ JHS & MYG Oneshot ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin