Merhametli Yamyam

1.Bölüm:Çocuk Avı

~GİRİŞ~

"Tarihçi Kim Wan Sung'un yazısından:Yamyamlar ilk defa kızılderili insanlardan çıkmıştı.İngilizler onların adasını işgal ettiğinde kızılderililer ellerinde ne varsa,taş olsun sopa olsun İngilizlerle savaştı.Hiçbir teçhizatları kalmayınca yırtıcı hayvanlar gibi tırnaklarını ve dişlerini kullandılar.
Savaşın ilerleyen günlerinde,kızılderililerin efsanevi lideri Chok-Yoh yeni bir askeri birlik kurdu.Ona göre savaş güçle değil, cesaret ve zeka ile kazanılırdı.O da İngilizleri kendilerinden korkutmak istiyordu.Bu yüzden Wendigo adında bir rütbe oluşturdu.Bir İngiliz insan yiyen kızılderili Wendigo olabiliyordu.Bu rütbe kızılderililer arasında çok sevildi.Ve her çatışmada kızılderililer düşmanını yenmek için değil yemek için savaşmaya başladı.

Kızılderili lideri bir insan eti yiyen kişinin içine kötü bir ruh geçtiğini söyledi.Ama insanlar bu söze, gerçekçi düşününce inanmadı.

Fakat sonradan Wendigo olan kişinin gözlerinin kehribar rengi olduğunu ve teninin inanılmaz bir şekilde beyazlaşıp parladığını gördüler.Ve artık Kızılderililer bu yamyamlar kendilerinden olsa da korkmaya başladı.Korkmakta haklıydılar.Çünkü artık hiçbir insan güvende değildi.

İngilizlerin Kızılderililerin bu Wendigo hamlesine karşı yapabildiği tek şey,vampir ve kurt adam efsaneleri çıkararak halkı korkutmak oldu.Fakat sonradan Wendigo'luk yayılacak ve birçok masum insan ölecekti."

1.BÖLÜM : Çocuk Avı

Skiniy,son domates kasasını kamyona koyarken dedesine bir kez daha küfür etti.Omzu öyle bir tutulmuştu ki,omzunun kırıldığını sanıyordu.Hele o sert,içinde ele batan ince tahta çubuklu kasalar...
Daha 12 yaşında olmasına rağmen bu kasalar onun ellerini 60 yaşındaki bir ihtiyar eli gibi nasırlı yapmıştı.
Aynı zamanda patlayan domateslerden çıkan o iğrenç kokudan da muzdaripti.Rüyalarında bile bu domates tezgahını görüyor ve bu iğrenç kokuyu hissediyordu.Artık bıkmıştı.Dışarıdaki zengin gençler gibi hayatını yaşamak istiyordu.

Hayallerinde büyüyüp zengin olduğunu düşünüyordu.Üstelik bu hayale kendisini öyle inandırmıştı ki buna kesin gözüyle bakıyordu.Zengin olduktan sonra bahçesi ve ahırı olan bir villa tutacaktı.Bahçede bir sürü sebze ve meyve yetiştirecekti.Ahırda ise at,koyun ve inek beslemeyi düşünüyordu.Ayrıca villasının üst katına kendisine zamanında hiçbir mutluluk yaşatmayan ailesini oturtacak ve onlar oğullarını mutsuz yetiştirmesine rağmen oğullarının bu ahlaklı ve vefalı davranışını görüp ona yaşattırdıkları bu hayat için pişman olacaklardı.

Daha sonra fakirlere o kadar yardım edecekti ki dünyanın en hayırsever insanı olarak tarihe geçecekti.

Şimdilik kırmızı ve sivilceli olan suratına gelecekte maske yapacaktı ve parlak,bakımlı bir yüzü olacaktı.Koyu kahverengi gözlerine de mavi lens taktırmayı düşünebilirdi.Bırakacağı uzun saça mavi gözün yakışıp yakışmayacağını şimdi sezemiyordu.

Aşırı zengin ve yakışıklı olduğu için ülkenin bütün kızları onunla evlenmek isteyecekti.O da aralarından en güzelini seçecek ve ömür boyu sürecek bir aşk yaşayacaktı.

Ama şimdi domates kasalarını öğleye kadar kamyondan taşımakla,akşama kadar dedesiyle satmakla,boş vakitlerinde terli vücudunu hunharca kaşımakla yetinmeliydi.

Dünyada Skiniy gibi binlerce çocuk var.Onlar hep çalıştırılıyor,dışlanıyor ve eziliyor.Fakirliğin kaderini iliklerine kadar yaşıyorlar.Yiyip içen zenginleri görüp, çocuklukları boyunca onlara imreniyorlar.Büyüyünce onlar gibi zengin olmayı hayal ediyorlar.Fakat genellikle çoğu fakir kalıyor ve çocuklarına da aynı sefil yaşamı sunuyor