Yom,içindeki tüm organları boşaltırcasına kusuyordu.Elini telefona atamıyor ve bunun için gayret göstermek onu çok yoruyordu.
"Bu acı bir zehirden dolayı.O merhemde bir zehir olmalı."diye düşündü.
Yom, kendisine zarar vereceğini bile bile merhemi eline alıp burnuna götürdü.Merhemde aşırı iğrenç bir koku vardı.Sanki bir cesedin içinden çıkmış gibiydi.Yom, elini daha gezdirdiğinde, bir sıvının eline bulaştığını gördü.
"Bu bir zehir değil"diye mırıldandı."İstemsiz bir şekilde bırakılmış virüs."
***
Kern, hızlıca Skiniy'in odasından çıktıktan sonra içeriye Dede girdi.
"Selam, torunum"
Skiniy içinde küfür gizlenmiş bir ses tonuyla sordu:
"Dinlenmem bitti mi?"
"Sana bir müjdem var Skiniy?"
Skiniy istediği haberi duymak isteyerek Dede'ye baktı.
"Ufaklık bulunmuş !"
Bazen, zaman geçmek bilmez.Saatlerce beklediğini düşünmene rağmen, birkaç dakika geçmiştir bazen.Heyecan içini doldurur ve geçmeyen zaman seni bunalıma sokar.İçinin daraldığını hisseder, nefes alamazsın.Biri senle bir şey konuşmak isterse o kişiden o an nefret edersin ve kurtulmak için can atarsın.O an senin eline bir bıçak verseler, kendini öldürecek kadar bunalımdasındır.
Dede'nin iş bitmeden önce Mercy'i göremeyeceğini söylediğinde Skiniy tam olarak böyle hissetmişti.Tekrar domates kasalarını taşımaya gittiğinde bu bunalım kendisine taşıyamayacağı kadar ağır geldi.Sakin düşünemiyordu ve nefret, onu inanılmaz bir aptallık yapacak kadar doldurmuştu.Skiniy domates kasalarından bir domates aldı.Eliyle tam olarak kavradı.Sonra Dede'ye baktı.Mercy'nin kaybolmasına Dede'nin sebep olduğunu aklına getirdi.Ve tüm öfkesini eline aktararak, son gücüyle domatesi dedesinin suratına fırlattı.
"Kardeşimi görmeye gideceğim.Lanet olası moruk !"
Dede hışımla Skiniy'in üstüne yürüdü.
"Seni küçük ukala.Gel bakalım buraya"
Dede, Skiniy'e yaklaşırken Mercy'in sesi duyuldu.
Skiniy arkasına baktığında Mercy'i ve yanında ki doktoru gördü.Şaşkınca bakan gözlerini kardeşine dikmişti.
Mercy tek kolu ve ağzının altında ki sargı ile abisine bakıyor ve gülümsüyordu.
Dede yüzünde ki domates suyunu eliyle sildi ve Mercy'in yanına yaklaştı.Sonra diz çöküp torununa sımsıkı sarıldı.
"Nasılsın birtanem"
"Kötüyüm dede."
Skiniy ağlamamaya çalışarak doktora sordu:
"Kardeşimin koluna ne oldu ?"
Doktor üzüntüsünü belli etmeyen bir ifadeyle :
"Vahşi bir hayvan saldırmış."dedi.
"Kolunu kurtaramadık."
Skiniy doğru olup olmadığını sorarcasına kardeşine baktı.
Kardeşi başıyla onayladı.
***
Wang, ormana gelen polis arabasını görünce şaşırdı.Çünkü bu ıssız yere hiç kimse gelmezdi.
Polis arabadan inip silahını Wang'a doğrulttu.
"Siz ikiniz.Diz çökün ve ellerinizi arkanıza koyun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merhametli Yamyam
AdventureHer insan ergenliğe girdiğinde benzer ihtiyaçlar duyar. Fakat Wang,kimsede olmayan ihtiyaçlar duyuyordu. İlk başta Sadist olduğunu düşünüyordu.Sonra yediği yemeklere karşı olan ilgisi azalınca korkunç ihtiyaçlar duymaya başladı. Kurtulmak için her ş...