Hayatım çok güzeldi fakat taşınıp başka bir okula gideceğim aklıma gelmemişti.
****************************
Beauxbatons'da rahattım kimse bana karışamazdı ama Hogwarts öyle değildi.
Pansy içeri daldı. Tam giyinik değildim sadece altımda pantolon vardı.
"Dra..."
Yüzü bir domatese benziyordu. Koşarak odadan çıktı. Gülümsedim. Daha geleli 3 saat olsa bile arkadaş edinmiştim. Genelde asosyal bir tipimdir. Birde babam bir ara Voldemort için çalışmıştı ama Voldemort öldüğünde babamda onunla birlikte bir ölüm yiyen tarafından yok edildi. Neyse giyindim. Pansy beni bekliyordu hala biraz yüzü kızarıktı.
"Gidelim"
"Gidelim" dedim.
Masaya oturduğum anda gözüme bir kız takıldı. Biraz dalgalı kahverengi saçlarıyla gülümsüyordu yanındaki kızıl saçlı erkeğe.
"pansy şu kim?"
ağzı doluydu.
"Granger mi? o bir bulanık"
Granger demek bir bulanık. Bulanıklar dan nefret ederim.
Bir saniyede olsa göz göze gelmiştik benden gözlerini kaçırdı ve biraz pembeleşen yüzüyle bir bardak suyu üzerine döktü. Gülümsemekle yetindim. Granger'ın durgun bir saate kütüphaneye girip kafa dinleneceğini Pansy'den öğrenmiştim ve öylede yaptı. Neden bilmiyorum ama içimden onu takip etme isteği geliyordu. Ona doğru yaklaştım arkası dönüktü ve kitaplara bakıyordu. hafifçe kulağına uzaktan üfledim ve bir anda yerinden sıçrayıp arkasını döndü.
"M-merhaba" dedi.
"Ben Malfoy sende okulun bulanığı olmalısın."
Sanki ilk defa ona bulanık deniyormuş gibi afalladı.
"B- bulanık isem neden benimle i-iletişim kuruyorsun"
Sesinin titrediğini fark ettim. Bana bir omuz atıp oradan uzaklaştı. Şey gibi hoş kokuyordu sanki şey gül gibi. Ne saçmalıyorum.
Hermione Granger
Bana bulanık denmesinden nefret ediyordum. Gözlerimden yaşlar akmaması için kendimi bir süre tuttum. Ama artık güçlü duramıyordum. Sadece 2 senen kaldı dayan Granger diyordum içimden.
Selam biraz kısa oldu ama aklımda harika bir hikaye var. Öpüyorum.