"Ş-şey baloya kiminle gidiyorsun? yani kimseyle gitmeyeceksen beraber g-gidelim mi diyecektim." dedi zorlanarak. Has siktir Merlin! ne? tamam sakin.
"Ş-şey Cho ile gideceğim belki başka sefere" dedim umursamaz bir halde. Arkamı döndüm ve oradan uzaklaştım.
ERTESİ SABAHİksir sınıfına geldiğimde Snape beni bekliyormuş gibi
"Yerine geç Malfoy" dedi.
Yerime geçtim ve Hermione'ye söz hakkı verdi.
"Bu en güçlü aşk iksiridir. İnsan neden hoşlanıyorsa yada aşıksa onun kokusunu alırmış."
Snape kapağı açtığında birden Hermione'de kokladığım koku burnuma gelmişti galiba o koku hoşuma gitmişti. Ders çıkışında Hermonie'yi durdurdum.
"Hangi parfümü kullanıyorsun?"
"B-ben parfüm kullanmıyorum noldu ki?" Bir dakika ne? Nasıl olur Hermione'ye aşık olamam o bir bulanık saçmalıyorum.
"hiç sordum" dedim ve oradan uzaklaştım. Ona asla aşık olamam. Kolumda yine narin bir el hissettim ve arkamı döndüm. Hermione bana bir şey söylemeye çalışıyordu.
"Sen hangi parfümü kullanıyorsun." şaşırmıştım.
"Ben kullanmıyorum"
"Tamam görüşürüz"
BALO GÜNÜ
Giyinmeye çalışıyordum ama kravatı takamadım çünkü değişik bir kravatım vardı. Neden Pansy seçti mallesef
"Hadi Draco kız ağaç oldu"
"Şu siktiğimin kravatını bir takamıyorum ki"
"OF! Ben yaparım" Kravatımı taktı hazırdım. Cho'nun yanına gidip kolumu uzattım oda hafifçe koluma sarıldı. Balo salonuna varmıştık. Kapıyı açtığımızda herkes bize bakıyordu. Oturduk ve biraz konuşup gülüştük. Cho'yu seviyordum kafa dengi ve iyi biri. Elimi uzattım mimiklerimle dans etmeyi teklif ettim oda komik bir şekilde onayladı. Piste çıktığımızda karşılaştığım manzara beni sinir etmişti. Granger çok açık giyinmişti ve Weasly ile dans ediyordu deli olmuştum. Cho Granger'a baktığımı görünce "EŞ DEĞİŞİKLİĞİ" diye bağırmıştı. Birde ne göriyim Granger ile dans ediyorum.
"Malfoy?" dedi şaşırarak.
"Granger" dedim sırıtarak.
"Vay bulanık demeyi bırakmışsın" dedi
"Bu günlük böyle olsun" dedim sonra gülümsedi ve
"Hermione" dedi bende bir süre şaşırarak.
"Draco" dedim. Belinden tutuğum elimle kendime biraz daha yaklaştırdım ve boynuma sarıldı. Aynı hayallerimdeki gibiydi. NE HAYALİ DRACO KENDİNE GEL.
"Şey ben biraz hava alacağım" dedim ve terasa doğru yol aldım. Arkama yavaşça baktığımda yalnız kalmış ve üzgün bir Hermione gördüm. Aşık olabilirdim ama asla gerçek olamayacak bir hayaldi. Kolumda bir kol hissettim tekrardan arkamı döndüm ve bana sarılan Hermione ile irkildim.
"Seni seviyorum Draco" diye mırıldandı. Bir dakika ne NE HERMİONE BENİ SEVİYOR MU??! ne demeliydim. Kalbim ya atmıyordu ya da ölmüştüm. Sakin ol Draco. Bende ona karşılık verdim ve sarıldım. Kulağına "Bende seni seviyorum" diye fısıldadım. Neden böyle bir şey demiştim ki bir safkan ile evlenmek zorundaydım. Kalbi çok kırılacaktı ama anı yaşayıp ona sımsıkı sarıldım. Elleri omuzlarımda dururken gözlerini bana dikmişti. Bende onun gözlerinde kaybolurken yanağımda bir dudak hissetti beni öpmüştü. Hormonlarımı tutmalıydım.
"Gitmem gerek Ron merak edip beni öldürür" dedi.
"T-tamam" dedim. ve bana doğru sırıtan Pansy'i gördüm.
"Evet Draco demek ki sana göre bir bulanık varmış" dedi
"Of kes sesini Pansy" dedim gülerek. 1 saat sonra Pansy sarhoş olmuştu yürüyemeyecek şekilde. O yüzden Ron ve ben Pansy'i taşıyorduk yani bir kolu benim omzumda diğer kolu Ron daydı. Hermione'de peşimizden gelerek Pansy'nin topuklu ayakkabılarını taşıyordu. Ron Pansy'i yatağına yatırırken Hermione ve ben Ron'u bekliyorduk. Yaklaştım ve uzaklara dalmış Hermione'nin çenesinden tutup yüzüme yaklaştırdım ve dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.