<18>

36 6 5
                                    

V'nin ağzından;

Şevval'i kucağıma aldım ve yukarı çıkardım. Onu yatağın üzerine sertçe bıraktım ve ben de yanına yattım. Sıkı sıkı sarılıyordu bana, ben de ona sıkı sıkı sarılmaya başladım. O güzel kıvırcık saçlarını öpüp içime derin bir nefes çektim. Çok güzel kokuyordu. Şevval bana bakıp gülümsedi.
"Seni çoook seviyorum" dedi ben de onu altıma aldım ve dudağına yapıştım. Onu tutkuyla öpüyordum. Gerisi de bende kalsın...:D

Jin'in ağzından;

Jisoo ile odaya çıktığımızda bana bakıp güldü.
"Yaa sen çok tatlısın yaa"
"Biliyorum ama bu tatlı adam biraz sonra kobraya dönüşecek" (kobra kdkdmskkdk)
Dediğimde Jisoo'nun gözleri fal taşı gibi açıldı. Ben de kahkaha atarak gülmeye başladım ve Jisoo'yu kucağıma alıp öpmeye başladım. Dudaklarını dudaklarımdan ayırdı ve iki eliyle dudaklarını kapatıp gözlerini sıkıca yumdu ne kadar zorlasam da ellerini açamadım. En son çare olarak onu gıdıklamaya başladım. Gülerek yatağa yattı ve çırpınmaya başladı bir yandan da "artık gıdıklama" diye bağırıyordu. Bu halleri çok hoşuma gitmişti. Onu gıdıklamayı kapı birden açılınca bıraktım. Odaya gelen Lisaydı gözleri dolmuş bir şekilde konuşmaya başladı sesi ağlamaklı çıkıyordu.
"Unnie biraz konuşalım mı? " diye sordu Jisoo hemen kalktı ve ne olduğunu sordu Lisa bana bakıp
"Bize biraz müsaade eder misin?" diye sordu ben de olumlu anlamada başımı salladım ve odadan çıktım.

Jisoo'nun ağzından

Lisa çok kötü görünüyordu hemen onu sakinleştirmeye çalıştım ama Lisa  hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Ne olduğunu sorduğumda ise bana bakarak
" Suga beni sevmiyor" dedi ve daha çok ağlamaya başladı. Biraz sinirlenmiştim
"Kızım malmsısn ya ben de bir şey oldu zannettim yok öyle bi şey seviyo o seni emin ol." Lisa yüzüme bakarak
"Öyle mi dersin" dedi daha çok sinirlenmiştim
" Nerden çıkardın seni sevmediğini?" diye sordum sabırsız bir şekilde
" Bilmem ki sanki beni sevmiyormuş gibi davranıyor." dedi ve kapı çaldı. Içeri Suga girdi ve lisa'ya bakıp
"Her yerde seni arıyorum" dedi. Suga Lisa'nın ağladığını fark edince korktu. Endişeli bir şekilde
" Ne oldu kuzum niye ağlıyorsun?" diye sordu. Tam ağzımı açtım söyleyecektim ki Lisa beni susturdu. Suga'ya dönüp
"Yok bi şey Aşkm arada bi oluyo" dedi Lisa ve Suga'nın arkasından öylece bakakaldım. Of yaa Jin ile ortamı bozu gitti uyuz nolcak. Lisa ve Suga gittiğinde Jin içeri girdi ve tek kaşı havada imalı bir şekilde baktı
"Nerde kalmıştık...? "

Lisa'nın ağzından

Jisoo ile konuştuktan sonra çok rahatlamıştım. Acaba ben nasıl Suga'nın beni sevmediğini  düşündüm? Aman bee unuttum gitti!
Suga beni kolumdan tutup kendine çekti ve birden boynumu öpmeye başladı. Onun bu ani hareketi tüm bedenimi yakıp kavurdu. Midemden başlayıp kasıklarıma inen hissi de eklersek kendimden geçmiştim. Kendimi Suga'ya bıraktım. Belime sarılmış beni doyasıya öpüyordu. Onu durdurmak istemiyordum ama bunu yapmak zorundaydım. Çünkü eminim ki boynum şu anda mosmor olmuştur bile.

Suga'nın onuzlarından yavaşça ellerimi göğsüne indirdim ve hafif bir kuvvet uygulayarak onu ittim. Ama Suga bırakmak istemiyordu. Kulağına yaklaşıp
" Bu ne kadar benim de hoşuma gitse de boynumun morardığını hissediyorum ve artık canım yanıyor" dediğimde Suga yavaşça kafasını boynumdan kaldırdı ve çenemden tutup başımı sağ duğru çevirdi. Baş parmağı ile emdiği yeri hafifçe okşadı ve bana özür dilercesine baktı.
" Canını yakmak istemezdim çok özür dilerim. Ama o kadar güzel kokuyor ki engel olamıyorsun" dedi ve gülümsedi ben de
"Özür dilemene gerek yok hem artık acımıyor ve bu kokuyu ben de çok seviyorum çilek..." dedim ve ben de gülümsedim. Suga'nın karşımda bana attığı bakışlar o kadar sexydi ki kendime engel olamıyordum ona yavaşca yaklaştım amacım dudaklarını öpmekti ama eliyle ağzını kapatarak öpmemi engelledi
" Çilek çok güzeldi biber ile ağzımın tadını bozmak istemiyorum" dedi ve sırıttı. Ben de iki elimle hızlıca omuzlarına vurdum. Kahkaha atarak gülüyordu
"Ya ne kadar odunsun yaa küstüm" dedim ve ellerimi göğsümde bağlayarak arkamı döndüm. Suga arkadan bana sarıldı ve
"Çok uykum var" dedi elimi tutup odaya doğru yürümeye başladı ama ben ona hala tripliydim. Elimi çekip bırakmasını sağladım. Suga şaşkınca ne oldu dercesine bana bakıyordu ben de Suga'nın bakışlarna cevap vererek
"Benim uykum yok biraz kitap okuyacağım" dedim. Suga da
"Kafana göre" dedi ve arkasını dönüp gitti.
Yaa abi bir insan nasıl bu kadar odun olabilir?! Hayır yani benim yanımda dur ya da bana da kitap oku diyebilirdi kömüşş!! Ben böyle koltuğa oturmuş söyleniyordum ki kulağıma gelen güçlü bir nefesle irkildim yani bildiğin olduğum yerde sıçardim ve çığlık attım. Arkama baktığımda haykırarak gülen bir Jungkook gördüm. Zaten çok sinirliydim. Jungkook hala gülüyordu ben de onu susturmak için yastık fırlattım ama gülmeye devam etti. Bu yaptığı hiç hoş değildi. Bağırmaya başladım.
"Jungkook seni gebertirim! Ya ne boş adamsın. Kulağımın içinden geçtin neredeyse."
Jungkook bu sözlerimle daha çok gülmeye başlamıştı. Artık kulağıma üflemsine deil sesli bir şekilde gülerek başımı ağrıttığı için kızacaktım.
Sonra Rose geldi ve ne olduğunu sordu ben de sinirli ve bıkkın bir şekilde cevap verdim
" Senin bu öküz sevgilin önce gelip kulağıma üfledi. Sonra da anıra anıra gülerek başımı şişirdi." dedim Rose ellerini beline koymuş beni dinliyordu. Sözlerime devam ettim
"Onu dövmemek için kendimi zor tutuyorum ya bak hala gülüyor yaaa" Jungkook'un üzerine doğru yürümeye başladım geçirecektim ağzının ortasına. Rose beni tuttu ve
"Tamam ben hallederim" dedi. Gülmekten yerlere yatan Jungkook'u aldı ve yukarı çıktı. Gitmeleri iyi oldu yoksa Suga'ya olan sinirimi ondan çıkaracaktım.

Rose'un ağzından

Jungkook'u ensesinden tutup kaldırdım ve yukarı çıkardım. Bu hareketi bir kere bana da yapmıştı ve gerçekten çok sinir bozucuydu. Yukarı çıkarken Jungkook gülerek yalvarmaya başladı
" Gülüm çok özür dilerim yapmıcam tamam söz bi daha olmıcak" Dedi. Ya bi de arsız arsız gülmesi yok mu? Ama bu halleri çok tatlıydı. Ensesini bıraktım ve
"O zaman bir at gibi sırtına gezdireceksin yoksa beter ederim" dedim ve kötü kız bakışı attım. Hemen yere eğilip
" Ben sizin beyaz atlı prensinizin beyaz atıyım. Evi biraz turlamak ister misiniz prensesim?" dedi ve kocaman sırıttı.
Bu sözleri benim de gülmeme sebep olmuştu. Ben de sırtına oturdum
"Gidelim beyaz atlı prensimin beyaz atı" ikimiz de çocuk gibiydik resmen. Jungkook beni evin içinde gezdirirken at gibi kişniyor, ara da bir de şaha kalkıyordu. Salonun ortasında beni düşürdü ve yere yatıp kahkaha atarak gülmeye başladık Lisa bu çocuksu hallerimizden sıkılmıştı Suga da çıkardığımız seslerden. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Ama biz halimizden gayet memnunduk. Akşam olduğunda Jisoo unnie yemeği hazırlamıştı. Yedikten sonra Jin ile bulaşıkları toplayıp yanımıza geldiler.bir kaç saat sonra Jimin
"Çok geç oldu biz artık kalkalım" dedi saate baktığımda 01:37 di ohaa ne çabuk geçiyor zaman! Hep beraber erkeklere kapıya kadar eşlik ettik. Gittiklerinde kapıyı kapatıp kilitledik. Ne olur ne olmaz. O Salih denilen çocuk hiç de iyi biri deil eve girer falan bi de onunla uğraşmayalım. Kızlara iyi geceler deyip odama çıktım. Bu gün çok yorucu geçmişti. Kısa bir sürede uykuya daldım.

Arkadaşlar yeni bölüm baya geç geldi kusura bakmayın.

Sizi ÇOOK SEVİYORUM

Yorum yapmayı ve oylamyı unutmayın 😘 😘

Ybb attım knkkkkkk rosessunflowerslisa

My Love Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin