Miracle

8K 107 6
                                    

Havaalanının pürüssüz yüzeyinde bavulumu sürerken telefonum çaldı.Bavulu sol elime aldım ve üzerinde "Aşkım" yazan telefonu sağ elimle açtım.

"Efendim aşkım?" sağa döndüm.

"Bebeğim yaklaştın mı eve?" gülümsedim.

"Hayır anne daha havaalanındayım."  onaylayan bir ses çıkardı.

"Pekala bebeğim, Matt ve ben bekliyoruz.Ayrıca Matt senin için kurabiye pişirdi." gülümsememin genişlemesini engelleyemedim.

"Sabırsızlanmaya başladım." dedim kıkırdayarak.

"Tamam, görrüşürüz bebeğim." öpücük sesi çıkardı.

"Görüşürüz anne."  evet annemi aşkım diye kaydetmiştim.

Bir taksi tututtum ve annemin bana verdiği kağıttaki adresi söyledim.

Buraya yeni taşınmıştık. Annem, babamın bir araba kazasında öldüğü zaman o evde kalmaya dayanamadı.Yaklaşık 4 ay önce olmuştu. İlk ayı şok içerisinde geçirmiştim. Bütün aile öyleydi. Matt, ben annem.. Dağılmıştık. Babam hiç normal babalar gibi değildi. Bir avukattı ve işi bizden önce gelirdi, hep. Yüzünü çok az gördüğüm zamanları hatırlıyorum. Ama sonuç olarak babamdı,onu çok seviyordum.Fakat ailem için kendimi toparlamak zorundaydım. Ve buraya taşındık.

Annem ve Matt buraya benden 2 hafta önce gelmiş ve evi halletmişlerdi. Bense biraz daha kalmıştım. Louis'in evinde. Louis benim kız arkadaşımdı. Evet bir homoseksüeldim. Herşey çok güzel gidiyordu, fakat bir süre sonra ayrılmamız ve sadece arkadaş kalmamız konusunda anlaşmıştık, eskisi gibi.Çünkü artık birbirimize karşı hislerimizin olmadığını farketmiştik. Babamın ölümünde bana çok yardımcı olmuş, anneme ve bana ara sıra bakmıştı. Jeff'de öyle. Oradaki grubumuz böyleydi. Bir süre Louis'de kalıp buraya geldim.

"Bayan, bayan size sesleniyorum." taksiciniz koca eli önümde sallanırken kendime geldim.

"Özür dilerim, dalmışım da." dedim ve arayı ödeyip eve doğru yürüdüm. Gayet güzel, iki katlı bir evdi. Kapıyı çaldım ve annemi bekledim. Koşuşturma sesleri gelirken gülümsememi engelleyemedim. Matt kaıyı açıp "Abla!" diye bağırıp onu kucağıma almam için kollarını açtığında hemen onu kucağıma alıp bağırdım.

"Kardeş!" Matt yüzümün heryerine öpücükler kondururken bende boynunu gagalayarak öpmeye başladıimm. Tatlı tatlı kıkırdamaya başlayınca bende kıkırdadım.

"Abla yapma, yapma abla çok gıdıklanıyorum!" boynunu yeme işini bırakıp önümüzde bizi gülümseyerek izleyen anneme döndüm.

"Aşkım!" anneme Matt kucağımdayken onu sıkıştırarak sarıldım. Matt boğulur gibi sesler çıkarınca hepimiz kıkırdadık.

Annem ben Matt'le içeri geçerken kapıyı kapattı.Burnuma gelen kokuyu koklayınca gözlerim pörtledi.

"Sen.Bana.Spagetti.Mi.Yaptın.Anne." diye konuştum. Kafasını sallayınca ona hızlıca yanağından bir öpücük kondurup koşmaya başladım.

"Seni çok seviyorum kadın!" dedim. Matt bu arada yakama yapışmış ve bana bağırıyordu.

"Abla öleceğiz, yavaşla moruk." onu umursamadan çatalımı tenceredeki spagettiye patırdım ve doyana kadar yedim. Sonra arkama döndüm ve Matt'e baktım.

"Sen bana ne dedin bücür?" ve kovalama başlasın!

----

Matt kendini zorlukla koltuğa atıp uzandı ve nefeslenmeye çalıştı. Bende onu kafasından kaldırıp oturdum ve kafasını kucağıma koyup saçlarıyla oynamaya başladım. Annem geldi ve yandaki koltuğa oturdu.

"Doydun mu bebeğim?"

Kafamı koparcasına salladım. 

"Evet, aşkısı harikaydı." annem kıkırdadıktan sonra bana döndü.

"Bebeğim okulların açılmasına 1 hafta kaldığını biliyorsun, değil mi?" kafamı salladım.

"Evet anne, buradaki okullara baktın mı?" dedim.

Gülümsedi. 

"Tabikide baktım küçük kurbağam, ve bir okul buldum. Ayrıca çok güzel bir okul." sonra sır verirmişçesine bana eğildi.Dikkatle ona baktım.

"Ayrıca güzel kızların olduğunu da duydum." dedi.

"Anne!" dedim. "Çok ayıp." kucağımdaki uyuyan Matt'i alıp yukarı çıktım. 

"Ben gidiyorum bayan, ve dedikleriniz çok ahlaksızca, umarım düşünüp bir ders çıkarırsınız." dedim ve ekledim "Ayrıca bana küçük kurbağam deme." ve hışımla başımı yukarı çıktım. En son annemin kahkahalarını duyuyordum.

MiracleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin