Sabaha Melisin yüzüme attığı kolu sayesinde müko bir şekilde başladım. Tam kolun çekicektim ki bu sefer cansu kafasını çevirdi ve bir tomar saç ağzıma girdi. Yüzümü sallayarak kurtulunca oturur pozisyona gelip yanımda yatan iki danaya baktım. Ne var. Ben arkadaşlarını 'kuşum, bebeğim,canım' gibi sözcükler kullanarak sevmem.
Neyse kalkıp üstüme siyah tayt lacivert bluz ve gri kapüşonlu giyip kızları uyandırdım. Hazır olunca çadırdan çıkıp kahvaltı alanına geldik. Pek kimse yoktu. Bizde tabaklara yemek koyup Mertlerin yayına gittik. Yanlarında yine şeyma salağı vardı ama onunla iyi anlaşıyo gibi gözükmemiz gerekiyo. Ama melisle ben pek dayanamadık. Melis direk saçına yapıştı bende koluna. Onu yaka paça masadan kaldırıp masaya biz oturduk. Egelede bizden sonra gelip oturdu. Ama sert sert bakıp yemeklerini yiyip kalktılar. Biz şok tabiki. Kalkınca şeymayı da alıp kendi erkek arkadaşlarının olduğu gruba gittiler.
Melis- neden arkadaş dediğimiz insanlar sırtımızdan vuruyo.
Cansu- onları arkadaş gören bizde kabahat
- takmayın bu kadar. Cansu Kaan burda.(hatırlamayanlar için 1. bölümdeki inek olarak nitelendirdiğim)
Cansu- hani nerde.
Kaan- boş yer yokta yanınıza otura bilir miyim.
Melis- al burda. Otur sorun yok.Melisle sırıtarak cansuya bakmaya başladık. Göz teması kurmamak için takla atıyo. Kıyamam ama yaa.
- ee kaan söyle bakalım sevdiğin var mı.
Aniden sorunca tabiki bir sessizlik oldu. Kaan bana alttan bir bakış atarken Cansu baya beynime hükmetmeye çalışıyodu.
Kaan- neden sordun.
Melis- klasik kız soruları işte. Takma sen onu. Hayat nasıl gidiyo
Kaan- sizin amacınız ne ya. Yemek yicem şurda onuda yedirtmiyosunuz.
Cansu- kızlar susun birde yemeğini yesin. Bugün grup oyunu var. Kimle grup olucaksın
Kaan- bilmem.
Melis- bizim de grubumuz yok bizden olsanaEvet anlıycağınız üzere cansu Kaana karşı bişeyler hissediyo. Bizde çöpçatanlık yapıyoruz. Ve sonunda kaanı bizimle aynı grupta olmaya ikna ettik.
Kampta son gün
Hiçbirşeye yramayan bir hafta daha bitti. Ve kampta bitti. Şimdiyse çantamı toplamış otobüsün gelmesini bekliyorum. Bu hafta kızlarlada aram açılmıştı. Neden olduğunu bilmediğim bir şey yüzünden benle aynı ortamda olmak bile istemiyolar. Sadece aynı çadırda yatıyoruz. Ondada ben uyuduktan sonra geliyolar ben kalkmadan gidiyolar. Erkekler desen sadece şeymanın yanında duruyo. Sonunda otobüs geldi. Yüzümdeki o sırıtmayla bindim. En arkalardaki boş yerlerden birine oturup eve gitmeyi istedim. Aslında bizim ve diğer sınıftakilerin 2 gün okula gitmeme hakkı var. Nedeni ise biz kampta kuraklık bir alana ağaç dikmiş kamp yaptığımız yerin yakın bir köyündeki okulları ziyaret etmiş onlara hediye vermiştik. Aynı zamanda çok fazla bedensel aktivite yaptığımız için ciddi anlamda hepimizin kemikleri ağrıyodu.
Flasback
Sabah kızlar olmadan kalktım. 2 gündür böyle. Somurtup üstüme diz altımda biten siyah, mavi benekli elbisemle siyah çoraplarımı çıkartıp giydim. Siyah converslerimi giyip çantama köy okuluna gidince vericeğimiz kitapları kalemleri ve diğer okul ve kıyafetlerle gerekli diğer şeyleri koyup çadırdan çıktım. Kahvaltı yapmak istemediğim için göl kenarına gittim. Otobüs gelince boş bir yer bulup okula varıncaya kadar cama kafamı koyup kulaklıktan şarkı dinledim. Okula gelince sırayla inip okul bahçesine girdik. Çoğu yeri harabeydi. Sadece öğreciler olarak gelmiştik. Bu okul sadece bizim sınıfın göreviydi. Başka bir okulda diğer sınıfındı. Aramızda gruplara ayrıldık. Bizim grupta Ayça ben Furkan Kaan Beyza Ve Hakan vardı. Zaten 4 sınıf vardı. Bizde 3. Sınıflarınkine giricektik. Kapıyı çalıp gir talimatını alınca içeri girdim. Arkamdanda diğerleri. Çocuklar hiç takmadan yazmaya devam ediyodu. Gülümseyip hocaya döndüm.
- Merhaba hocam.
Ö.- hoşgeldiniz çocuklar. Siz sanırım şu kamptaki öğrencilersiniz.
Ayça- evet. Arkadaşlar bi bize bakarmısınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİLER SOKAĞI
JugendliteraturArkadaşlarım cidden tuhaflar. düşmanlarımda. doğrusu bende pek normal biri değilim. benim deli ama olmazsa yapamayacağım arkadaşlarımla olan deliliklerim tamda bu kitabın içinde.