Toplamıştım bavullarımı, sana baktım. Bakıyorsun, Bavullarıma kabullenerek, dedin sanırım gidiyorsun.
Tükendik dedim yutkunarak, tükettin dedi,
Sanki sert ve yırtıcı bir hayvan esti geçti ve de gitti.Tutkuyla bakan o gözler şimdilerde diye kestirip attım.
Şimdilerde bir küçük kıvılcıma susamış dedi savurdu.
Gözlerimden birkaç hayal parçaları kesip akıttım.
Birbirimizi kaybettiğimizi sandım merhametimizi de kaybettik.Avuçlarımın arasında bavulun kulpu yerine ellerini istedim.q
Bavulu yere bırakıp ellerine uzandım dedim son bir defa.
Vermedin elini tuttum kendime çekip dedim ellerini özledim.
Parmak uçlarımda durarak kondurdum buz tutan dudaklarına.Dudaklarımdaki bu sönmez yangın dudaklarını sarsın
Dedim, gidiyorken sen kilit vuruldu buralara dedin.
Zorunda olduğumu bilmiyor musun ki istiyorsun kırılsın
Dedim, peki beni kor olmadan küle dönmemi diyince kestim.Lanet olsun biliyorum biliyorum diye bağırdım.
O halde kal, ya da bilmezcesine uzaklaş diyerek karşılık verdi.
Sustuk gözlerimiz imkansızlığı, şartları, umutsuzluğu anlattı.
Yeterli git artık diyerek ayırdı bedenlerimizi öldüm sandım.Kendine iyi bak demeyi unutmadım. Öfkeyle
Nasıl bakarsam bakarım sanki umrunda dedi
Doğru neden olsun ki deyip arkamı döndüm.
Sarıldı dedi elveda umursamayan eski sevgilim.Ebrar Gürbüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maça Kızı
PoesíaMaça kartlar arasında tutkunun, arzunun ve düş kırıklarının temsilidir.