Biz herşeye, esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve bağışlayan Rabbin adıyla başlayan Adamlarız.
MUSTAFA, genç adam yatağından doğruldu, saate baktı yüzüb bir bezginlik ifadesi belirdi saat daha ikiydi, yataktan kalkmak icin hareket etmeye çabaladı, bir el geri çekmişçesine geri oturttu. Başı egik gözleri yere sabitlenmisti
'Neden ?' Diye geçirdi icinden ' Ne diye aynı rüyayı görüyorum bir haftadır ?' Son bir hafta gecesi gündüzünü esir alıyordu adeta. Bir rüyaya takılıp kalmak ne kadar doğruydu bilmiyordu. Ama bu rüyaya takılmıs ve askıda kalmıştı ruhu. Nasıl bir sıkıntıydı bu ALLAHIM, geçti sandığı ve kendini avuttuğu kaygıları soğuk bir yel gibi esiyordu açık kalan kuruntu kapısından, bir el suluyordu bütün anılarını. Derin bir nefes çekti icine bir süre göğüs kafesinde tuttu nefesini, oyuncağını vermek istemeyen cocuk gibi, sonra yavaş yavaş bosalttı içinde inatla tuttuğu havayı. Alnında biriken terleri sildi bir eliyle, kafasını hafif hareketlerle sağa sola salladı, yerde duran terliklerini ayağına geçirdi. Gördüğü ruyanin etkisinden çıkamiyordu bir türlü, gunlerdir aynı hal üzerindeydi. Yorulmuştu düşünmekten ama düşünmedende yapamıyordu. Bir rüya bu kadar tesir eder miydi insanın günlük hayatına? Ediyordu evet. Bir kabus gibi cöküyordu tümgün beyninin her bir kıvrımına mutfağa gecti adam, büyükçe bir bardağa su doldurdu bir dikişte icti hepsini. Icindeki sıkıntı göğüs kafesinde demirden bir gülle gibi baskı yapiyor nefes almasına müsade etmiyordu sanki. " bu böyle olmayacak" dedi kısık bir sesle kafasında dolaşan tilkileri dagıtması gerekliydi. Banyoya gecti genç adam ve soğuk suyu açtı, Bismillah dedi ve abdest aldi salonun ışığını yaktı, televizyonun üzerindeki raftan gül kokulu Kur'anı aldı kokusunu derin derin içıne çekti, Uyandıgından buyana normal nefes duzenine geçememişti bir türlü. Üzerine çöken huzursuzluk bulutu nefes almasını engelliyordu adeta. Daha fazla düşünmemek icin Kur'anını açtı ve okumaya başladı. Ruhu daralıp zerreleri kelimelere karışana kadar okudu bir ara durdu, dışarıdan gelen sesleri ayırt etmeye çalıştı Sabah Ezanı okunuyordu. Gözlerini kapattı adam ve sonuna kadar Ezanı dinledi, Ezan bittiğındeyse usulca Kur'anını kapattı televizyonun üzerindeki rafa koymadan önce bir buse kondurdu koyu yeşıl işlemeli kapağına ve seccadesini kıbleye dogru serdi namazını kılmaya başladı, güneş doğana kadar seccadesinde dua etti biraz ağladı, çokça rahatladı. Bir agırlik cöktü sonra adamın üzerine yatagına geçıp yorganı üzerine cekti ve gözlerini uyuyu verdi hemen.
Selamun aleykum arkadaşlar umarım beğenirsiniz ben cok seviyorum bolumler cok guzel olucak desteklerinizi bekliyorum simdiden tesekkürler
