Hopeless/Oneshot Luke Hemmings Fanfic.

Luke Hemmings/Tek Bölümlük Luke Fanfic.

M-Luke Hemmings-

---------------

"Penguen Krallığına hoş geldin lucas"

Duyduğum sesle irkildim.Etrafımda tam bir tur dönüp kendimce "neler oluyor"sorusunu irdeledim.

Önümdeki muazzam şeyi görmem birkaç saniyemi aldı.

" Sen artık bir prenssin Lucas,Penguenler krallığı Prensi"

Önümdeki penguen konuşuyordu!

"O yüzden instagtamdaki adını hemen değiştir.Luke_is_a_penguin yerine Luke_is_a_prince yap.Ayrıca beni takip et.Sakın unfollow da yapma pıçaklarım"

Bir kaç dakika sonra küçük penguenin arkasında milyonlarca penguen doluştu.

"Penguen Prensi Lucas!"

"Penguen Prensi Lucas"

"Penguen Prensi Lucas!"

Ter içinde uyandım.Heyecandan terlemiştim aman tanrım!

Kendi kendime o sözü tekrarladım.

"Penguen Prensi lucas"

bu aralar Penguenlerle ilgili Belgesel ve kitaplarla ilgilendiğim gerçeği yüzüme tokat misali çarptı.

Yatakta tembel tembel gerinerek doğruldum.Parmak uçlarımla başıma kısa bir masaj uyguladım ve ayaklarımı yere sürte sürte tuvalete ilerlerdim.

.

Tuvalette rutin işlerimi halledip salona geçtiğimde Michael herzamanki gibi video oyunu oynuyordu.Ash ve Cal ortalarda görünmüyordu.

"Millet nerde?"

Michael gözlerini ekrandan ayırmayıp ağzına bir patlamış mısır attı.

"Senin osuruk kokuna daha fazla dayanamadılar luke,buna sadece ben katlanabilirim."

Gözlerimi devirerek söylediği iğrenç şeye karşı yüzümü buruşturdum.

"Benim gitmem gerekiyor"

Önünde video oyunu varken beni takmayacağını bilsem bile söyleme isteği duydum.

"Yine o değerli kütüphanede kitaplarla sevişeceksin değil mi Luke?"

Cevap verdiğine sevinemeden söylediği şeyin aptallığıyla kahkahalara boğuldum.

"Sonra görüşürüz mikey"

Onayladığına dair bir kaç mırıltı çıkardığında çoktan altıma pantolon geçirip kapıdan çıkmıştım.

...

Kütüphanenin kapısından girdiğimde kağıt kokusu burnuma doldu ve aniden huzurla doldum.Burası beni rahatlatıyordu.

Bayan Carter'a selam verip her zaman ilgilendiğim rafa doğru ilerledim.

Bayan Carter yıllardır buradaydı.Kütüphaneyi o kurmuştu ve kitaplarla iç içe olmayı çok seviyordu.

Rafa uzunca bir göz atıp elimi kitaplardan birine uzattım.kitabı kendime çektim ve üzerindeki tozu üfleyerek dağıttım.üflediğim tozlar bana geri gelince bir küfür savurup öksürmeye başladım.Aynı zamanda kitaplığın arkasındaki ince kıkırtıyı dinliyordum.

Öksürmeye son verdiğimde kıkırtının geldiği yöne gözlerimi kısarak baktım.

Tam karşımdaydı ve aramızdaki raf sayesinde sadece yüzünü görebiliyordum.