Sanırım 15 dakika kadar sürdü yolculuk. Arbadan indiğimde bu muhteşem manzara karşısında ne diyeceğimi bilemedim. "Beğendin mi?"diye sordu justin."kesinlikle burası muhteşem" dedim. Etraf yemyeşildi. Tam yanımızda bir göl vardı. Kimseler yoktu etrafta. Dümdüz sanki yapay çim gibi duruyordu. Gölün önüne oturduk. Justin arabadan birşeyler getirmeye gitti. Bir kutu vardı kırmızı. Ne olduğunu çözemedim. Her neyse o bir bisiklet mi. Hayır hayır bisikletin ne işi var burda. Hemnde bir değil iki tane. "Justin bunlar ne?"diye soramadan edemedim. "Bisiklet görmüyor musun" dedi. Heralde görüyorum salak. Salak malak ama seviyorum. Hemde çok seviyorum. "hadi kalk" dedi justin. Elini uzattı ve bende tuttum. Elleri yumuşacıktı.
"Bak şimdi söyle birşey yapıyoruz. Bisiklet yarışı yapalım. Eğer kazanırsam sen beni öpüceksin. Eğer sen kazanırsan..."
"Şu göle atlıycaksın"
"Kabul" dedi ve başladık. Benden önde gidiyordu.aslında öpüşme fikri kulağa hoş geliyordu. Her neyse onun göle atlayışını seyretmem lazım. Bitiş çizgisine çok az kaldı ve justinle aramızda çok az fark var. Veeee bitiş çizgisi.... Kazanan justin. Aman tanrım onu öpücem.
"Sanırım beni öpmen lazım."
"Malesef" dedim. Ama aslında içim kıpır kıpırdı. Yanıma yakalaştı. Elimden tutup çimlerin oraya götürdü. Yere oturduk."eğer başlamıycaksan ben başlatabiilirim sorun yok" dedi.güldüm. Birden dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Birkaç saniye ne yapacağımı şaşırdım. Sonra bende karşılık vermeye başladım. Elini belime doladı. Bende elimi boynuna attım. Dilini çok iyi kullanıyordu.sonra beni yere yatırdı. Hala öpüşüyorduk. Boynumu emmeye başladı. Zevk alıyordum. Küçük bir ısırık attığında inledim. Bu onun hoşuna gitti. Kısacık elbisem açılmıştı. Bacaklarımı okşuyordu. Eli küloduma gittiğinde elini ittim."justin bekaretimi vermek için daha çok erken. Şimdi olmaz."dedim. Peki dedi. "Bi saniye bekle" dedi. Elinde bir kutuyla geldi. Kutuyu açtı. İçinde muhteşem bir yüzük vardı.
"Selena seni gerçekten çok seviyorum. En kötü anlarımda,kendimi en mutsuz hissettiğim anda çıktın karşıma. Yüzümü gülümseriyorsun. Seni özlediğim zaman balkona çıkıyorum. Bazen saatlerce seni izliyorum. Benimle çıkar mısın?"
Bu sözler üzerine çok fazla düşünmeme gerek yoktu. Bende onu çok seviyordum ve kesinlikle teklifini kabul edecektim.
"Bende seni çok seviyorum. İyiki benimlesin.EVET." Teklifini kabul ettikten sonra beni kucağına aldı ve döndürmeye başladı. İkimizde kahkaha atıyorduk.
"Senin yanında kendimi hiç olmadığım kadar güvende ve mutlu hissediyorum justin."
"Senin mutlu olman beni daha da mutlu ediyor prenses"dedi ve beni kucağından indirdi. Aklıma şeytani bir fikir geldi. Gölün hemen yanındaydık. Justinin kolundan tuttum ve onu göle ittim. Kolumu çekmeye çalıştım ama beni çok güçlü çekiyordu. Onunla birlikte benle göle düştüm."Aman tanrım justin" "beni atmaya çalışmayacaktın prenses" ikimizde gülmeye başladık."justin benim yanımda kıyafet yok." "Arabada jazmyn'in kıyafetleri olacak. Sana iyi gelir. Zaten senden 2 yaş küçük." Peki anlamında kafamı salladım. Bidaz yüzdükten sonra gölden çıktık. Arabada üstümü değiştirdikten sonra justin battaniye çıkardı. Hava kararmaya başlamıştı. Birbirimize sarılıp battaniyeyi üzerimize aldık. Yaklaşık yarım saat bu şekilde kaldıktan sonra eve gitmek üzere arabaya bindik.
YA BEN UZUN BÖLÜM UAZAMIYOM SANIRIM. AYRICA HİÇ VOTE VE YORUM YOK. VOTE CE YORUM OLMADIĞI SÜRECE YB YOK.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JELENA
FanfictionYeni taşınmış güzel Selena adında bir kız ve bal rengi gözleriyle selenayı kendine aşık eden aynı zamanda kendisi de selenaya aşık olan Justin adına bir erkek. Bakalım bu aşk mutlu sonla bitecek mi ?