Bir kaç saat içinde söyleyeceklerimi ve gizli saklı hiç bir şey bırakmayacağımı düşündükçe bedenim tir tir titriyordu. Ne yapar nasıl tepki verir bilemiyordum. Ama aşık olacağım çocuğun beni, ben halimle bilmesi gerekliydi. En doğal, en yalın belki en acınası.
"Anne." dedim odamdan çıkarak. "Gidiyor muyuz?"
"Sen git Cemre. Bugün işim var." dedi. Bir yandan da evi toparlıyordu.
"Cidden mi?" dedim şaşırarak. "Tek başıma."
"Evet." dedi. "Sana güveniyorum. Sorun yok."
Şu duyduğum sözler kadar mutlu edebilecek pek az şey vardı beni. Yüzüme tüm gün yapışacak gülümsemenin şuan sabitlendiğine emindim. Ben de uzun süredir yapmadığım bir şey yaptım. Anneme sımsıkı sarıldım. Öylesine değil, geçistirircesine değil. Anneye sarılır gibi, sevgi dolu, sıcak.
"Seni seviyorum." Evet, bu
Omzumda bir ıslaklık hissettiğimde ağladığını anladım.
"Ben seni seviyorum." diye fısıldadı boğuk bir sesle.
"Ağlıyor musun?" dedim.
"Saçmalama." dedi. "Temizlik yapıyordum ya toz kalkınca işte alerji yaptı."
"Aman konuşturma beni arkadaşına git."
"Tamam." diyip ondan ayrıldım. Ardından para ve telefonumu alıp evden çıktım.
Arden'in evine gelene kadar kalp atışlarım gram yavaşlamamıştı. Bir insan bir insanı nasıl bu kadar heyecanladırabilirdi?
Kapıyı her zamanki gibi teyzesi açtı. Güler yüzü ve samimi tavrı gene üstündeydi. Bana sımsıkı sarılıp içeri çekti.
Arden'i gördüğümde ne yapacağımı bilemedim. O da bilememiş olmalı ki bana bakmaktan başka bir şey yapmıyordu.
"Ne eski zaman sevdalıları gibi bakışıyorsunuz çocuklar?" dedi Nisa abla gülerek.
"Dalmışım ya teyze." dedi Arden kaşlarını çatarak ve kolumdan tutup odasına doğru ilerlemeye başladı.
Odasına girdiğimiz anda kolumu bırakıp bir adım geriledi. O an aklıma gelen ilk şeyi yapıp o adımlık mesafeyi geri kapattım ve dudağının kenarından öptüm. Gülümseyip bana sarıldı.
"Hoş geldin." dedi tek solukta.
"Özledim seni." diye karşılık verdim ben de.
Sessizce odasındaki koltuğa oturdum. "Sana bir şeyler anlatacağım." dedim.
"Anlat." diyerek yanıma oturdu.
"Ama sadece dinle olur mu? Sonuna kadar. Sonra ne istersen yaparsın. Bir şey demem."
"Sorun yok. Ne olursa olsun." dedi. "Bir daha gelmeyeceğini söylemediğin sürece."
"Hayır. Hayır. Böyle bir şey değil. Benimle ilgili şeyler. Kim olduğumla ilgili."
"Anlat o zaman." dedi bana sevimli bir gülümseme bahşederek.
"Babam evden gittiğinde 10 yaşındaydım. Ablam ise 14 yaşındaydı. Biliyor musun o zamana kadar aramız harikaydı. İnsanlar bu nasıl abla kardeş diye imrenirdi. Sonra babam gitti. Ablam benim suçlu olduğunu düşündü. Neden bilmiyorum. İşte o zaman en yakın arkadaşım olan ablam artık yoktu. Başka birisi olmuştu."
Gözlerini benden ayırmadan dinliyordu. Ellerinin ellerimi kavradığını hissettim.
"Arkadaş canlısı birisi değildim. Depresiftim ve buna engel olamıyordum. Sanki içimde benden başka birisi daha yaşıyordu. Farklı birisi."
"Sonra biriyle tanıştım. Ben 16 yaşındaydım. O da son sınıftı. Kapılmamak imkansızdı. Kusursuzdu. En azından öyle sanmıştım. Peşine takılırken hiç düşünmemiştim. Sonra her şey daha kötüleşti. Bambaşka bir hayatın ortasında buldum kendimi. İçimdeki o şeytan buraya ait olduğumuza beni inandırmıştı. Kopamıyordum."
Derin bir nefes aldım. "Uyuşturucu olan buydu. Sigara bile masum kalıyordu. Ne zaman kullansam o şeytan susuyordu. O yüzden devam ettim. Bir şekilde de onun beni seveceğine kendimi inandırmak istedim."
"Fazla anlatmak istemiyorum. Çünkü beni üzüyor bunlar. Sonra annem farketti. Ama çok geçti. Gerçekten geç. Engellemeye çalıştı. Şeytanımın bulduğu tek çözüm ölmekti. İntihara kalkıştım. Defalarca kez. Annem ne yapacağını bilemiyordu. O da delirmişti. Ama ben ondan nefret ettim."
"Hastaymışım. Psikolojik olarak işte. Sorun sadece uyuşturucu değildi. Rehabilistasyon merkezinde uzun süre kaldım. Korkunçtu, yemin ediyorum korkunçtu. Sana anlattığım o anılar da aslında hiç olmadı.
Sonra çıktım. Artık temizdim. Şeytan sessizdi. İyiydim. Ama mutsuzdum. Sonra sen geldin işte. Umudum oldun sen benim. O sarı saçlarınla, beyaz tenin ve güzel gözlerinle güneşim oldun.
Seni seviyorum Arden. Ama beni böyle kabul etmezsen de sorun değil. Yine severim. Bir kere iyileştirdin ya beni. Yeniden kötüleşemem."
"Biliyordum Cemre." dedi dolu gözleriyle. "Annen anlattı bana. En başında."
"O zaman." dedim. "Neden bir şey yapmadın? Neden gitmemi istemedin?"
"Çünkü sen de benim umudumdun. Aşık olabileceğime dair tek umudum."
"Ben seni seviyorum Cemre. Her şeyinle." dedi ve tuttuğu ellerimden çekerek beni kendine çekti. Ve beni öptü.
...
Biliyorum. Yb yazamadim bir türlü ama ne bileyim olmadi yani neyseBu bölüme kalbimi bırakıyorum. Ve gidiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görkemli Kaybedenler (Boyxboy // Texting)
القصة القصيرةKal yanımda, vaktimiz var daha.