Paris'te yaşayan bir kadındı Emily Hyra.Wine house (şarap evi) gezisine gitmişti.Gezi bittiğinde kendisini Sen Nehri kıyısında bulmuştu.Oturdu.Pahalı parfümler ve şık kürkler onu ilgilendirmiyordu.Çakma çantasından gazı bitmiş çakmağını çıkarttı ve sigarasını yakmaya çalışıyordu. Sonunda başardı.
Düşünüyordu. Aklında ilk işlediği cinayeti vardı Emily'nin.Hayalinde yüzlerce kişiyi öldürmüştü.Bunlardan ilki, ilkokul öğretmeniydi.Sapığın tekiydi.Her neyse.
Sonrasında defalarca yaptı bunu. O kadar çok yaptı ki koskoca dünyada, koskoca kalabalıkta yapayalnız kaldı.
Babası pisliğin tekiydi.En çok onu öldürürken zevk almıştı.Sigarasından bir fırt çekerken, çocukken annesinin,babasına olan aşkını anlatışını anımsadı :"Aşk her gece seviştiğin adama her sabah aynı cevabı vermektir. 'Seni seviyorum...' "
Herkesi kurtaran biriydi Emily.En çok kendini kaybeder ama ne olursa olsun yine bulmayı başarırdı.Bir tek annesini kurtaramamıştı.Annesi öldüğünden beri karanlık bir dünyadaydı.Babasına olan bütün nefretide bu yüzdendi.Çünkü babasının, annesine yüksek dozda ilaç verdiğini defalarca görmüştü.Cinayetti bu ama sustu.Senelerdir tek kelime etmemesininde tek sebebi buydu.
Oturduğu yerden kalktı Emily.İşlemesi gerektiğine inandığı tek bir cinayet kalmıştı.Sigarasından bir fırt aldı ve önce sigarasını ardından kendisini Sen Nehri'ne bıraktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN NEHRİ
Mystery / ThrillerHerkes bir yerden tutunmak ister hayata... Bende sonu nereye gider diye düşünmeden, yeni bir adım atıyorum. Hangi yazar, kendi hikayesini merak etmiştir? Ben ediyorum ya da etmiyorum, bilmiyorum. Bildiğim tek şey sıfırdan başlayıp sonsuza kadar süzü...