Kumandanın ofisinden saygılarımı sunarak çıktım yanımda yeni ortağım Kim Yon Na ile birlikte. İdari katın uzun koridorunu sessizce tamamladığımızda ilk Yon Na sessizliği bozdu:
__ Binbaşım bu durumdan rahatsız olduğunuzu görebiliyorum ama kumandanın da belirttiği gibi hayatımızda görevimiz de bizim uyumumuza bağlı .Umarım beni yanlış anlamazsınız ama sizin için bu görev ilk ama benim rutin yolculuklarımdan biri tek farkı hayatımda ilk defa bir droned ile göreve gitmem. Anlayacağınız hiç bir droned ile çalışmadım. Ve savaş alanı dışında ki becerileriniz topluma uyumunuz hakkında hiç bir fikrim yok. dedi.
Dürüstlüğü hoşuma gitmişti. Nazik olmaya çalışarak:
__ Görevi sorgulayan biri değilim bayan Kim . Yine de bu görev için daha az askeri bir droned seçilebilirdi bence. Daha önce değerli basiler meslektaşlarım oldu , sizler hakkında bilgi ve deneyime sahibim ama şunu belirtmeliyim ki ben insanları basiler , droned , varga diye sınıflandırmam. Amaçlarımız aynı yöntemlerimiz farklı da olsa. Sizin bakış açınızı gençliğinize ve deneyimsizliğinize veriyorum. Umarım gittiğimiz yerde de önyargılarınızla hareket etmezsiniz. Ve müsadenizle şimdi evime gidip dinlenmek istiyorum. Yarın öğlen lütfen evimi ziyaret edin ki bu konuşmanın devamını sakin ve makul bir şekilde devam ettirebilelim.
Yon na şaşkınlıkla yüzüme baktı ifadesi biraz utanç ile karışıktı:
__ Özür dilerim size karşı önyargılı değilim. Sanıyorum haddimi aştım. diyerek beni selamladı.
Müsaade isteyerek ayrıldım eve gitmek için bir tarona bindim vakit epey geç olmuştu. Eve geldiğimde eşim Carl bahçenin verandasında oturmuş gözleri kapalı çevreyi dinliyordu:
__ Beni mi bekliyorsun yoksa doğayı mı dinliyorsun dedim.
Güldü:
__ Her ikisi de . Sağ salim döndüğün için teşekkür ederim.
Elimi omzuna koydum:
__ Benden o kadar kolay kurtulamazsın diyerek içeri girdim. Carl arkamdan gelip mutfağa yöneldi. Yemem için bir şeyler hazırlamaya başladı. Carl ile 4 yıl önce evlendim. Savaş sırasında bir çiftçi kasabasında ailesinin cesetlerinin başında buldum onu ağır yaralı olduğu halde karısına ve kızına sımsıkı sarılmıştı. Gözetim altında olduğu zaman içerisinde hasta olduğunu ve kısırlığın ilk evresinde olduğunu öğrendim. Bu sayede yaraları tamamen iyileşmese de yaşayabilecekti. Bilgili ve sakin bir yapısı vardı. Bir bakım evine gönderileceğini öğrendiğimde ona evlenme teklif ettim. Evliliğimizin bana bir yarar sağlamayacağını söylediğinde ona cevabım basitti. Boş bir eve girmekten iyidir. Bu sayede sakin düzenli ve uysal bir ev arkadaşı edinmiş oldum. Carl ise yaşayacak bir eve ve amaca sahip oldu. Yemeğimi yerken Carl'a görevi anlattım. Beni dinledikten sonra :
__ Basilerler vejeteryandı değil mi? diye sordu. Onayladığım da ise yarın sebze almaya gitmesi gerektiğini ve ne hazırlamasını istediğimi sordu. Ona güvendiğimi söyledim ve yorgun bedenimi şarj etmek için odamda ki kapsüle uyumaya gittim. Ertesi gün günün ilk ışıkları ile uyandığımda Carl'ı mutfakta yemek ile boğuşurken buldum:
__Bu yemekler yeni ortağıma ise acele etme daha gelmesine vakit var dedim.
__Bu hanımefendi için özel bir şeyler hazırlamak istiyorum çünkü senin arkanı kollayacak .
Sorgulamadım . Zira Carl tartışamayacağım bir mantığa sahipti. Vakit öğlene ulaşmadan Yon na elinde bir meyve sepeti ile belirdi. Bir savaşçı değil de bir aile dostu gibi evimize geldiğinde dünkü konuşmayı devam ettirmenin anlamsız olduğunu fark ettim. Çünkü ortağım dün söylediklerinden ziyadesi ile pişman olmuştu.
Kim Yon Na 'nın hikayesi de pek iç açıcı değildi. Ailesi öldükten sonra müziğe olan yeteneği ile dikkat çekmişti. Her zaman Asyalı kökenlerine merak duyan bu genç hanım savaş meydanına gidemeyecek kadar zayıf olduğundan kendisi için bir basil seçilmesini istemiş ve ergenliğe girdiği ilk yıl bir ses basili ile birleşmişti. Daha genç göstermesine rağmen 32 yaşında ve deneyimli bir zaman yolcusuydu. Konuşmamız ilerledikçe ona güvenebileceğimi anlamaya başlamıştım.
Yon na ayrıldığında Carl arkasından bakıp gülümseyerek:
__ Artık güvende olacağına emin olduğuma göre yolculuk için hazırlanmana yardım edebilirim dedi.
Carl'ın bile onayını aldığına göre endişe etmemeliydim ama yine de bu ilkler beni fazlasıyla hassas yapmış olmalı ki kaygılarımı atamıyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZLAŞICI ARAYIŞI
Science FictionGelecekteki dünyayı nasıl hayal ediyorsunuz bilemiyorum ama emin olun sizin hayalleriniz yaşadığım 30. yüzyılı anlatmaya yetmez.Yaşlı dünyanın bizim için hazırladığı intikama karşı hayatta kalma savaşımızı anlatacağım. Ne eksik ne de fazla...