Her şey tamamlanmıştı. Misafirleri bekliyorduk. Gerçi ben misafirleri bekliyordum. Jin yok. Bir şeyler alıp geleceğim dedi. Oysaki her şey hazır. Unuttuğum bir şey olmamalı. Çok mahcup olurum.
Kapıdan çalma sesi geldi.
"Hoş geldin bebeğim."
"Hoş bulduk."
"Neler aldın? Her şey hazır sanıyordum."
Yavaş yavaş mutfağa ilerliyordu elindekilerle.
"Geceye. Bir şeyler işte. Boşver."
"G-gece? Nasıl?"
"Anla işte Taehyung."
"Dün gece becermiştin zaten. Bugün de mi? Yoruldum sevgilim."
Mutfağa gelmiştik ve sandalyelere oturduk.
"Hayır. Bu gün olmayacak. Daha farklı bir şey var."
Yüzü düşmüştü. Kahretsin bir şey unutmadım ki ben?
"Ne gibi farklı? Korkuyorum aşkım."
"Neyden korkuyorsun sevgilim? Korkma. Kötü bir şey o-olmadı."
Sesi titriyordu. Tanrım! Biri bana ne olduğunu açıklasın. Delireceğim yoksa.
"Sen bilirsin. İstersen hazırlanmaya başla. Gelecekler birazdan."
"Tamam, odamızdayım ben."
Bende tamam dedikten sonra koridordaki aynada kendime bakıyordum. Evet evet, oldukça yakışıklıyım. Parlıyorum! Tanrım neden bu kadar yakışıklı yarattın beniiii?
Neyse evet, gerçekten parlıyordum. Üstümdeki lacivert takım elbise ile gayet güzel duruyorum. Jin'in en sevdiği renk kahverengiydi. İstediği için saçlarımı da kahverengiye boyatmıştım. Hoş duruyorum, çok hoş. Parfüm bile sıktım, ahhh makyajım da harika. PARLIYORUM LAN!
"Ah, selam Joon. Hoş geldin. Aaaaa benim biriciğim! Yeong. Hoş geldinnnnn. AĞYYYY JUNGOOK HOŞ GELDİN! Ah selam hoş geldiniz Mieon. Selam Namjoon. Selam! Hoş geldiniz! Selam, şöyle geçin."
Herkesle selamlaşıp ve sarılıp kapıyı örtecekken...
Kahretsin.
Senin burada ne işin var?
Siktir.
Amına koyyim siktir git.
Eski sevgilim, Hoseok da gelmiş.
Jin bunu görürse onu dağıtır, parçalar. Hatta öldürür.
Bir şeyler yapıp göndermem gerek.
Fakat bu kadar insanın içinde nasıl oma git derim?
Gerçekten kahretsin.
Elimdeki meşrubatlar yerde kırılmış, elime batattığında fark etmiştim. Dona kaldım öylece.
"Taehyung! Sevgilim, iyi misin?"
"İyiyim J-Jin. İ-iyiyim."
"Buraları toparlarım, geç içeri sen."
"Ta-tamam."
İçeri geçemezdim. İçeri giremezdim. Jungkook, büyük ihtimal o getirdi. Ama neden? Neden? İstemediğimi bile bile neden getirdi bu salak?
Nefret ediyorum senden Hoseok. Nefret ediyorum.
Gerçekten neden geldiğini öğrenmek istiyordum.
"Jungkook, biraz gelir misin?"
Oh, beni çabuk fark edip yanıma gelmişti.
"Ne işi var burada?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Breath≈'''
FanfictionBir kalp düşünün. Yıllardır sevmediği, nefret ettiği birini alıyor içine. Bırakmıyor, vazgeçemiyor. Lise'nin son yılında bana kendini tek bir soruyla âşık ettin. I Love You My Breath~❤ "Buna gerçekten inanabilecek misin?" "Sen varsan, imkansız yokt...