[multi: okul forması]
Jennie yatağından kalktı ve telefonunu eline aldı, gece kedisi göğsüne yattığından telefonuna bakamamıştı ve Instagram onu bekliyordu. Yaklaşık yarım saatin ardından kedisine yemek vermek için mutfağa gitti ve o sırada bir tost hazırlayıp kızartma makinesine koydu. O pişerken okul kıyafetini giydi ve mutfağa döndü, tostunu aldı ve masaya oturdu. Twitter'daki siyasi paylaşımlara bakarken tostunu bitirdi ve odasının lavabosuna girdi, öncelikle yüzüne nemlendirici krem sürdü ve ardından fondöten sürüp takma kirpik taktı. Saati kontrol ettiğinde yirmi iki dakikası vardı ki bu süre zarfında da ödevlerini yapabilirdi, değil mi?
Jennie'den
Bahçeye girdiğim an da Joy ve Rosé yanıma geldi.
"Kanka~~ Nasılsın?" Gülümsemekle yetindim, fazla söze gerek yoktu zaten beni görüyorlardı?
Beraber sınıfa gittik ve cam kenarı, arkadan ikinci sıraya geçtim ve yanıma çantamı koydum. Joy ve Soojin'se arkama geçtiler. Ders başlayana kadar telefonumla ilgilenmiştim.
"Günaydın çocuklar!"
"Günaydın Bay Kim."
"Oturabilirsiniz çocuklar." Oturduğumuzda tekrar söze girmişti, "Sınıfımıza iki yeni öğrenci geldi çocuklar." Eliyle daha yeni fark ettiğim iki öğrenciyi gösterdi. "Kendinizi tanıtın çocuklar!"
İlk önce büyük gözlü olan çocuk gülümseyerek başladı söze, "Selam! Ben Jungkook, Japonya'dan geliyorum. Umarım iyi anlaşırız!"
Sonrasında bembeyaz teniyle diğer çocuk konuşmaya başladı, "Yoongi, iyi anlaşırsak sevinirim."
Öğretmenimiz gülümsedi ve "İstediğiniz yere geçin." dedi. Beraber Rosé'lerin yan sırasına geçtiler.
Dersin ortalarına doğru kapı çalınmadan açıldı. Tahmin ettiğim gibi gelen kişi Taehyung idi, benim yakışıklı, asi kuzenim! Yavaş adımlarla yanıma oturdu, başımı omzuna yasladım ve kimseyi takmadan dersine devam eden öğretmeni izledim. Kahverengi saçları ve yuvarlak bir yüzü vardı, gözleri büyük ve açık kahveydi ki çok güzel bir kadındı. Ama ders anlatış biçimi gerçek anlamda berbattı...
Tenefüste bizim tayfa olarak kantine inmiştik. Tae Soojin'le konuşurken ben ve Rosé ise telefonlarımızla ilgiliniyorduk. Ta ki masadaki hareketliliğe kadar. Gelenlere baktığımda yeni gelenler olduklarını gördüm. Ne oluyordu? Karşımıza oturduklarında samimi olduğunu düşündüklerini ama zerre kadar öyle olmayan gülümsemelerini sundular. Rosé onlara gülümserken Soojin ile Tae de onlara dönmüştü. Şu an bütün kantin bizi izliyordu ve bu hoşuma gidiyordu, çünkü ben ilgiyi seven şımarık bir kız çocuğuydum...
