Kararmış gözler vardı karşımda yüz hatlarını seçemediğim ama teninden buram buram yayılan tehlike ve soğukluk hissini net şekilde seçebiliyordum korkuyla birlikte bir adım geri çekilirken bir adım yaklaşıyordu içimde fırtınalar koparken sesim çıkmıyordu. hislerim sadece kaç diye yalvarırken tek yapabildiğim adım adım geri kaçmaktı . Duvara toslama hissiyle durmak zorunda kaldım yabancı yaklaşırken ağlama hissiyle doldum taştım. Yaklaşırken adım sesleri kalbimin gümbürtüsüne karışmıştı. gözlerine bakmaya korktuğum için ayaklarıma sabitledim bakışlarımı yaklaştı yaklaştı dibime kadar geldi kokusu zehir gibi ciğerlerime doldu nefessiz kaldım. Küçücük kalmak istedim beni görmesin istedim. çenemi tutup kendisine bakmam için kaldırdığında görmemek için sıkı sıkı kapattım gözlerimi bunu görmesiyle çenemi daha çok sıktı acısıyla gözlerimi açtım o mavi gözleri soğukluğuyla bedenimi esir aldı. Uykudan uyanmadan önce hatırladığım son şeyler ise "benden kaçamazsın benimsin " sözleri oldu .gördüğü rüyanın etkisiyle
Sıçrayarak uyanan Elçinin bedeni buz gibi olmasına karşın üzerindeki tişörtü yağmura yakalanmışçasına ıslaktı. Rüyasını az çok anımsadığında tek isteği yakında mavi gözlü biriyle karşılaşmamaktı. Ürkmüştü bir kere. Yatağından doğrulup telefonuna baktığında 15 arama 30 mesaj olduğunu gördü aramalarım 2 si abisinden geri kalanının Helinden olduğunu görünce mesajlara geçti hepsi de Heline aitti "atama sonuçları açıklanmış çabuk bak "
" Benim 2 sokak alttaki okula çıkmış senin neresi "
" Elçin deli etme çabuk bak ". Gibi mesajlar sıralamıştı bu kız tam bir kaçık diye içinden geçirerek önce bi yüzüme su çarpayım sonra bakalım atamam nereye çıkmış diye heyecanla yüzünü elini yüzünü yıkayıp bilgisayarın başına geçti sonuç ekranı açılana kadar sakin ol 94 puanla güzel bi yere atanmışımdır diye kendine telkinler verse de ekranda yazan atama yeriyle bir şok yaşadı Mardinde bir okula mı atanmıştı ? Nasıl olurdu Helinin puanı 80 lerde olup yaşadığı yerin 2 sokak altına atanırken Elçin nasıl Mardin'e çıkardı ? Babasının yıllar önce kinle terk ettiği Mardin babası duyunca kıyameti koparacaktı. Asla müsaade etmezdi Baran ağa yıllar önce terkedip geldiği topraklara kızını yollamazdı. Üstüne çöken hüzünle derin bir nefes aldı Elçin babasıyla üniversitede okuyacağı bölümü seçerken de kavga etmiş okuyacağı şehri seçerken de sorunlar yaşamıştı şimdi de görevini yapacağı şehirde sorun yaşayacaktı . Elçinin babasının yıllar önce sevdiği kadını kardeşi Bozok almış ve aralarına büyük bir tartışma yaşamasına rağmen elçinin dedesi Bozok'un tarafını tutup desteklemiş bir de bu yetmezmiş gibi ağalık yaşça büyük olan Baran ağanın hakkı olmasına rağmen Bozok'a verilmişti bunun üzerine babası mardini terk edip İstanbul'a yerleşmiş Mardin'le arasında tek bağlantı toprakları Mardin'deki şirketi ve topraklarına ve şirketine sahip çıkması için bıraktığı iki oğluydu. Mardin'deki iki oğlu İstanbul'a gelir gider ama Baran ağa asla Mardin'e adımını atmazdı. Elçin bunları düşününce üzüntüyle oturduğu yerden kalkıp telefonundan Mardin'deki büyük abisi Berzanı aradı ilk çalışta "efendim güzelim " diye açan Berzanla "canım yakışıklı abim nasılsın " diye şakıdı abisi kardeşinin bu yalakalığına " Gülüm uzatma ne istediğini söyle" diyerek kahkaha attı Elçin uzatmayarak atamasının Mardin'e çıktığını ama babasının istemeyeceğini ikna etse etse büyük abisinin edeceğini anlattı duyduklarıyla düşüncelere dalan abisi tamam abim ben halletmeye çalışıcam sen merak etme dediğinde sesine hakim olamayarak abilerin bi tanesii diyerek şakıdı. Bu kızın tatlı dili başa bela diye düşündü abisi konuşma Elçinin yengesini ve yeğenlerini sorması ile devam etti. Abisinin genç yaşına rağmen 4 çocuğu vardı 3 erkek bir kız çocuğu olan büyük abisi daha 28 yaşındaydı Elçine göre büyük başarıydı. Konuşmaları böyle sonlandığında Elçinin biraz olsun içi rahatlamıştı. büyük abisi ile konuşmalarının üzerinden daha 10 dakika geçmeden Cihat abisi arıyordu Cihat abisi Berzanın bir küçüğüydü. Elçin hemen açtı telefonu " muaalime hanım hayırlı olsun Mardin topraklarına geliyormuşsun abimden öğrendim " diyerek konuşmaya girdi. kahkaha atarak onayladı Elçin " evet abi babam da müsaade ederse gelicem inşallah " dedi abisi " abim ikna eder babamı içini rahat tut sen " dedikten sonra birbirlerine hal hatır sorup kapattılar telefon görüşmelerinden sonra saatine baktığında yemek saatinin yaklaştığını görmesiyle üstüne çeki düzen verip mutfağa indi Hafise abla ve Nalin abla bir şeyler hazırlıyordu hemen onlara yardıma koyuldu el birliğiyle yemekler hazırlandıktan sonra Elçinin annesi yasmin hanım mutfağa girip ellerinize sağlık bir çırpı sofrayı da kuralım ağam gelir şimdi dediğinde el birliğiyle sofrayı da kurdular. Baran ağa gelmeden Elçin annesine atamasının Mardin'e çıktığını 2 abisine söylediğini anlattı Yasmin hanım önce eşinin vereceği tepkiyi düşünmüş sonra geldiği topraklar illa ki kendilerini çekiyor diye düşündü kuzunun anlattıklarına fazla yorum yapmandan kararında seni desteklerim kızım elbet ama babanı bilirsin hele bir gelsin konuşuruz deyip konuyu kapattı. Bir on dakika sonra babası ve İstanbul'da babasıyla kalan iki abisi Mirza ve Gevher de gelince sofraya oturdular sofrada günlük neler yaptınız iş nasıldı gibi muhabbetlerden sonra Elçin boğazını temizleyerek " baba sizinle bir şey konuşmak istiyorum " dediğinde Baran ağa bakışlarını kızına çevirdi kızını anlatması için onaylarcasına salladığında Elçin derin bir nefes alarak anlatmaya başladı babasının Mardin lafını duyduğu andan itibaren kaşlarını çatması pek hayra alamet değildi. Kızı derdini anlattıktan sonra " bir kere söylüyorum lafımı ikiletmeyin mardini de unut öğretmenliği de gel şirkete abinlere yardım et benim canımı sıkmayın " dediğinde Elçinin hevesi çoktan sönmüştü " baba ben şirkette çalışmak için 4 sene okumadım lütfen orda abilerim de var " deyince annesi yasmin hanım da kızını desteklemek için " evet ağam abileri göz kulak olur hem " dedi Baran ağa hiddetle sözümün üstüne söz kabul etmem size afiyet olsun deyip sofradan kalkıp gitti . Omuzları çöken Elçinin içine çöken hüzünle yanağından bir damla yaş süzüldü. Gevher ve Mirza abileri canını sıkma biz ikna ederiz dese de babasının her konuda kıza ters olması canını yakmıştı. sessizce başını sallayıp sofrayı toplamaya koyuldu. Annesi yasmin hanım kızının hevesinin kırılmasıyla içine hüzün çökerek eşinin arkasından odaya çıktı. Eşinin karşısına geçtiğinde " Ağam bu zamana kadar sana saygıda kusur etmedim 4 erkek bir kız evlat verdim , Elçinim naiftir kırılır hemen senden bir isteğim var hevesini kırma izin ver başka bir şey istemem " dediğinde Baran ağa Berzanla konuştum az önce söyle kızına benden izin çıkmıştır. O şehre gidip görevini yapabilir abileriyle konakta kalacak abileri göz kulak olur onlara dediğinde Yasmin hanım eşinin Mardinin adını dahi dile almayışından kininin hala baki olduğunu anlamıştı.Eşinin Elini öpüp dışarı çıkmadan önce Yasmin hanım ikimize kahve yapıp gel dediğinde yasmin hanım gülümseyerek tabi ağam diyerek kızının odasına yöneldi kapıyı açtığında yastığa sarılmış uyuyan kızını dürtüp Elçin uyan kızım iyi haberlerim var sana dediğinde Elçin yatağında doğruldu. " Hazırla kızım valizini babandan izin çıktı " dediğinde Elçinin mutluluğu görülmeye değerdi hemen annesine sarıldı öptü. Yasmin hanım güzel kızının sevinciyle rahatlayarak mutfağa kahve yapmaya ilerledi.
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Elçin annesinin verdiği haberle rahat bir nefes aldı çok sevdiği mesleğini yapabilecekti. Abisini arayarak teşekkür etti en sevdiği abisi hep Berzan olmuştu korumacı ve merhametli biriydi. Aklı selim sabırlı ve yerinde karar veren bir insandı. Abisi Cihatsa Berzanın tam tersi asabi çabuk alevlenen sinirine yenik düşen biriydi Elçinle Cihat çok anlaşamasa birbirlerini çok severlerdi. Diğer iki abisinden Gevher ise çapkın deli dolu ve yakışıklı olanıydı Mirza ise aralarında en işkolik ,düzenli ve kuralcı olanıydı. Elçin ise alıngan bir o kadar da cesur ve inatçı olanıydı.
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Erken saatlerde uyanan Elçin Hafise ve Nalin abla dahi uyanmadan kahvaltıyı hazırlayıp sofrayı kurmuştu çay demlenirken kapıdan giren Hafise abla ve Nalin ablayla gülümseyerek ekmek sepetini masaya bıraktı " kızım sen ne zahmet ettin bize yapacak bir şey kalmamış " demelerine içimden geldi abla diyerek geçiştirdi.Yavaş yavaş ev halkının sofraya oturmasıyla kahvaltılarını yaptılar. babasını ve abilerini uğurladıktan sonra el birliğiyle sofrayı topladıktan sonra arkadaşlarıyla Mardin'e gitmeden buluşacaklarını annesine haber verip odasına geçti kombin tercihini bileklerine kadar gelen bir etek ve üstüne aldığı beyaz crobu seçip altına beyaz ayakkabılarını aldı. Çanta olarak da siyah bir çantasını aldı ve hafif bir makyaj yapıp garaja doğru adımladı üzerinde tarifsiz bir mutluluk vardı.