Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sence yıldızlar da hissedebiliyor mudur?"
Kafamı sağa, karanlıkta, çift kişilik otel yatağımızda yanımda uzanıp iki elini de başının altında birleştirerek yatan ve tavanı izleyen Jaemin'e çevirdim.
"Edebiyat falan yapmaya başlayacaksın diye korkuyorum," dedim ve bir elimi önce sağa, ardından sola kaldırarak sesimi değiştirip konuştum: "Bu yıldızlar da hissedebiliyor muydu bayım, yoksa hissi yıldızlarda aramak saçmalık mıydı?"
"Hayır, of, kes sesini," dedi Jaemin yüzünü buruşturup. "Sadece merak ettim. Çünkü içindeki yıldızların söndüğünü söylüyorsun. Demek ki duyguların sönüyor," diye devam ettiğinde başımı ona çevirdim. Kaşlarım yavaşça çatıldı.
"Çöken bir yıldızı izleyebilirsin ama ona yardım edemezsin Na Jaemin, o yıldız en sonunda kara deliğe dönüşür."
Bir süre dediğimi düşündü. Diliyle dudaklarını ıslatıp tavana bakmaya devam etti. "Demek ki hislerin körleşiyor." Mırıldandı. "Ama bir sebep bulamıyorsun."
Kaşlarımı tamamen çattım ve oturur pozisyona geldim. Ona kaşlarım çatık bir şekilde döndüğümde bu tepkiyi beklemiyor olacak ki birden bana döndü.
Kızmıştım. Çünkü hiçbir şey anlamamıştı. Sebebi belliydi, apaçık ortadaydı ve ben bunca zaman boşluğa sesimi duyurmaya çalışmıştım.
"Anlamıyorsun değil mi?" Dedim gergin bir şekilde. "Sebep belli Jaemin! Mutsuzluk! Karamsarlık! Bunca zaman sana bunu söyledim! İçimde yatıyor ve ben onları yok edemiyorum!"
"Hey hey," dedi hemen ve ellerini başının altından çekip kollarımdan tutarak beni yavaşça tekrar yatırttı. Kendine çektiğinde ise başımı onun göğsüne yasladım. "Biliyorum, biliyorum güzelim. Sadece mutsuzluğunun sebebini aramaya çalışıyorum. Bu kötü bir şey değil, değil mi?"
"Hayır," dedim sol elimi Jaemin'in karnında gezdirirken. "Hayır değil."
Jaemin uzandı ve başımın üzerini öptü. Ağır ağır aldığı nefesleri kulağıma çok hoş geliyordu. Jaemin hoşuma gidiyordu. Davranışları, bakışları, nefes alması bile beni etkiliyordu.
