-BAŞLANGIÇ-

343 10 2
                                    

Alışılmadık derecede soğuk bir Sonbahar rüzgârı şehrin tabanını uğultularla süpürür ve ağaçların dallarını peşinden incecik çöpler gibi sürüklerken Kingsleigh Ailesi'nin müstakil evlerinin arka bahçesinde beliren girdap Kingsleigh Ailesi'nin ortanca kızı Alice ile büyüyen 21 yıllık çınar ağacını bile içine çekmeyi başarmıştı. Girdap yalnızca bahçedeki birçok şeyi ve Bay Kingsleigh'in emeklerini içine çekmekle kalmamıştı bunun yanında sihrin var olmadığı -yok denecek kadar az olduğu- bir diyara sihri getirmişti. Girdabın küçülmesiyle birlikte iki eliyle de harap olmuş çimenlere tutunan Jefferson kendini öne doğru iterek girdabın içinden çıkmayı başarmıştı. Jefferson'ın ayağa kalkmasıyla birlikte kapanan girdabın tam orta noktasında telli turna kuşundan yapılmış olan uzun bir şapka belirdi. Frakını arkaya doğru atarak zarifçe eğilen Jefferson özenle işlenmiş bu şapkayı başına taktı ve içten bir kıkırdamayla evin arka kapısına doğru seke seke yürümeye başladı. Jefferson boyası akmış eski ahşap bir kapıyı ritimsel bir şekilde tıklattı. Biraz bekledikten sonra merdivenin gıcırtılarını işiten Jefferson biraz sonra Idril'i görecek olmanın verdiği mutlulukla meşhur gülümsemesini suratına yerleştirdi. Kapı kolunun çıkardığı tiz sesi duyan Jefferson diz üstüne çökerek başını eğdi. Arka kapının açılmasıyla beraber küçük bir kız çocuğunun çığlığı kopuverdi. Jefferson uğradığı şokla başını hızlıca kaldırdığında karşında 8 9 yaşlarında altın sarısı ipek gibi saçlara sahip olan küçük bir kız çocuğuyla karşılaştı. Küçük kız çocuğu Jefferson ile göz göze gelince daha beter bir çığlık atarak kapıyı kapattı. Jefferson neye uğradığını şaşırmış bir durumda kapının arkasından küçük kızın merdivenleri koşarak çıkışını dinliyordu.

    Beth'in ağızlar dolusu çığlığı evdeki herkesi uyandırmaya yetmişti. Saniyeler içerisinde gerçekleşen bu olayın korkusuna kapılmış olan Beth babasının sesini haykırarak merdivenlere doğru koştuğunu gördü ve babasının bacağına sarıldı. Alfred yaşlılıktan kırışmış ve küçülmüş olan ela gözlerini dehşetle kızının gözleriyle buluşturdu. Kızına ya da kızlarına bir şey oldu korkusundan titreyen ellerini Beth'in omzuna koydu.

    "Sen... sen i-iyi misin? Ya ablanlar? Söylesene yavrum ne oldu?" İhtiyar adam küçük kızını buruşmuş elleriyle yokladı. Beth küçücük elleriyle babasının ellerini tutarak tüm gücüyle sıktı. 

    "Hayır hayır herkes iyi ama arka bahçede bir adam var ve bahçe o kocaman ağaç kaybolmuş ne-ne yapacağımı bilemedim adam hala orada olabilir korkuyorum baba. Önümde eğilmiş bir şekilde alttan bana baktı. Göz gözeydik baba!" Beth önünde çömelmiş olan babasının boynuna sarıldı. Tam o sırada Beth'in ablaları Lydia ve Alice koşarak yanlarına geldiler.

    "Neler oluyor Beth'in çığlığını duyduk iyi misiniz?" Kardeşlerin en büyüğü olan Lydia hararetli bir şekilde sorular sormaya devam ederken Alfred Beth'i bırakıp Lydia ve Alice'in arasından geçerken ikisinin de omzuna dokundu.

    "Beth arka bahçede bir adam görmüş. Gidip bakmalıyım siz odalarınıza gidin ve kapınızı kilitleyin. Hala orada olabilir." Alfred ön kapının girişindeki dolapta tuttuğu tüfeğini boynuna taktı. Lydia Beth'i odaya götürürken korkusunu Beth'e yansıtmak istemediği için tek bir kelime bile söylemiyordu sadece küçük kız kardeşine sarılarak onu yatıştırmaya çalışıyordu. Alice babasını o tüfekle görünce gözünün önünden saliseler içerisinde birçok korkunç senaryo geçti. Babasının kolunu kavradı ve "Lütfen dikkatli ol" dedi içindeki kötü hisleri bastırmaya çalışarak. Alfred kızının yüzünü okşadı ve yukarıya çıkmasını işaret etti. Alfred kızlarının kapısının kilit sesini duyduğunda arka kapının kolunu kavradı. Jefferson yarattığı kargaşadan habersiz bir şekilde kapının önünde gülümseyerek beklemekteydi. Kapıyı sessizce aralamaya çalışan Alfred kapının eskimiş olmasından dolayı başarısız olmuştu. Kapının tiz gıcırtısı sessizliğe tamamen karşıydı. Jefferson kapının aralandığını görür görmez şapkasını çıkardı ve iki elinin arasına aldı.

We're All Mad HereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin