eight

3.9K 352 91
                                    

Küçük şeylerden bile mutlu olabilen bir karaktere sahip olan Jeon Jungkook, kendi familyası oldukça zengin olduğundan ailesiyle zaman geçirmeye fırsat dahi bulamayan birer anne ve babaya sahipti. Evde çoğunlukla tek başına takılır, o olmazsa sevgilisini çağırır evde takılırlardı yani eskiden öyle yaparlardı.

Ne zaman ki Jungkook'un bu iflah olmaz rüyaları başladı, o zaman genç olan kendinde belirginleşen farklılıkları fark edebilmeye başlamıştı. Öncesinde rüyalarında kendisiyle sevişen adam bir surata sahip değildi, (ki neden onca rüya arasında böylesine erotik bir rüya gördüğünü de pek anlayabilmiş değildi.) sonrasında ise o kişinin suratı gittikçe belirginleşmeye başlamış ve ne zaman bile gördüğünü hatırlamadığı birinin suratını net bir şekilde görmeye başlamıştı.

Bu Jungkook için korkutucu bir durumdu çünkü evde neredeyse tek yaşamaktaydı ve bu eve giren çıkanın belli olduğunu gösterirken, aniden tanımadığı birini rüyalarına konuk etmek, ayrı bir travmatik olay gibiydi.

Şimdi ise, 2 ay öncesinde sert bir üslupla konuştuğu adamın, ıslak rüyalarının başkahramanının koynunda, sıcak nefesini boynuna üflercesine uzanıyordu. Namjoon onu kollarıyla sarmıştı ve çenesini de başına yaslayıp şarkılar mırıldanıyordu kollarındaki minik balkabağına.

Jungkook mayışan sesiyle, Namjoon'un koynuna daha da sokulurken: "Zamanı durdurmak isterdim tam da şu an." diye mırıldandı. "Bu anımız sonsuza kadar sürsün böyle, hiç bitmesin."

Namjoon, genç olanın dediklerine gamzelerini gösterircesine güldü ve çenesini başının üzerinden kaldırıp vücudunu aşağıya kaydırarak yüzlerini hizaladıktan sonra, Jungkook'un burnunun ucuna küçük bir öpücük bıraktı. Kendini durduramadan, yanağına, şakaklarına, alnına ve son olarak da ince pembe dudaklarına bir öpücük kondurdu. Genç olan öpücüğün kısalığına mızmızlanarak dudaklarını Namjoon'un dudaklarına sürttürmüş ve ıslak bir öpücüğü başlatmadan önce, ellerini büyük olanın simsiyah olan saçlarına daldırmıştı. Öpücük yeni yeni şehvetini kazanırken, Jungkook dilinin Namjoon tarafından ısırılması sonucu boğuk bir inlemeyi odasına doğru bırakmış ve bir cesaretle kendini kaldırarak Namjoon'un karnının tam üstüne oturmuştu.

Öpücüğü kesen, Jungkook'un kendini geri çekmesiyle ağzına aldığı işaret parmağıydı; Namjoon, parmağını ileri geri vakumlayan gence karşı yükselen libidosuna karşı çıkamayarak uzanıp onun ince tişörtünü çıkarttı ve beyaz pürüzsüz ten gözlerinin önüne serildiğinde, iç çekerek onun meme uçlarını minik minik ısırdı
.
"Rüyamdaki gibi olsun hyung." diye inledi Jungkook tüm vücudu kasım kasım kasılırken, "Aynı rüyamdaki gibi sevişelim, tüm gece."

Namjoon onun bu arsız arsız konuşmalarına dayanamayacağını anladığında, onu belinden tutarak altına aldı ve kendi pantolonuyla tişörtü çoktan yeri bulduğunda, "Daha iyisini yapacağız." diye nefes nefese soludu. "Rüyandakinden daha iyi sevişeceğiz," uzanıp Jungkook'un mis kokulu boynunu öptü. "Tüm gece."

Jungkook'un bir erkekle ilk seferi olduğunu düşündüğü için, ona nazik davranışlarını hiç kesmeden, onunla bir oldu Namjoon. Terleyen bedenler, ileri geri hareket eden yatak, gıcırt gıcırt sesler ve tenin tene çarpma sesleri karışıyordu Jungkook'un delicesine inlemelerine. Namjoon, kafasının uçtuğu bir ana denk geldiğinde, hızını öylesine arttırdı ki, bir kurabiye canavarı misali, Jungkook'un tüm hassas noktalarını bir bir ısırıp diliyle üzerinden geçti.

Bedenler şaha kalktı, Jungkook'un zevkten dili ağzının içinden kaymıştı ve Namjoon nefesini dizginlemeye çalışırken "Bir tur daha?" diye sorduğunda, Jungkook'un tek yaptığı onu delicesine öpmekti.

**
Ehe :D

**Ehe :D

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
cookie monster √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin