Alnından çenesine doğru yol izleyen soğuk ter damlaları bir süre sonra kirpiklerine karıştığında irkilerek gözlerini araladı. Vücudunun her noktasına nüfuz etmiş olan acı onu deliksiz bir uykuya davet etse de, nereden geldiğine emin olamadığı sezileri bu izbe yerden uzaklaşması gerektiğini haykırıyordu. İçgüdülerine kulak vererek yerinde kıpırdanmayı denedi ancak salt bir yenilgiye uğradı. İnsanın tenini bir hançer gibi ısıran dondurucu soğuk ve ensesine kök salmış olan ağrı sağlıklı düşünmesini engelliyor, beyninde dönüp duran çarkların paslanıp işlevini yitirmesine neden oluyordu. Bu sebeple ayılabilmesi ve acılarını en alt seviyeye indirgeyebilmesi için kendine süre tanıdı.
Uzayıp giden birkaç dakikayı kapsayan bu zaman diliminde bakışları tavandaki loş aydınlatmalar ile iç içe geçmiş görünen üç yıldızın ortasındaki köşeli çukur arasında gidip geliyordu. Bedeni ve ruhundaki keskin sancıların sebebi o çukurdan yaklaşık dokuz metre aşağıda bulunan sert zemine çakılması mıydı, bilmiyordu. Zaten cevabını aradığı soru da neden yerde ağrılar içinde yattığı değil ustasının neden yanında olmadığı ve buraya nasıl geldiğiydi.
Aslında tarihin ne olduğu, burada ne yaptığı ve nerede olduğu gibi bir milyon sorusu daha vardı ama ilk önce ustasını bulması gerekiyordu. Eliyle bel çevresini yoklayıp hançerinin sert kabzasını hissettiğinde kuru havayı derince içine çekti ve kollarında kaldığına inandığı son bir güç kırıntısı ile yerden destek alarak ayağı kalktı. Hafif bir baş dönmesi saniyelerce bedeninde konakladığında sendelese de çok geçmeden toparlandı ve ileriye doğru sarsak bir adım attı. Gözleri etrafı hızlıca kolaçan ediyor, umutsuzca nerede olduğunu kestirmeye çalışıyordu.
En ufak tıkırtıda alnına bir endişe çizgisi daha eklenirken çıkış yolunu bulmak için etrafında yavaşça döndü. O böylesine sessiz ve temkinli hareket ettiğinden, çevresinden gelen onaylamayıcı sesler daha iyi duyuluyordu. Tıpkı bir saat gibi periyodik aralarla. Tik tak. Kafalarını sağdan sola yavaşça sallıyor, kızın fark etmesini bekliyorlardı. Vakit geçtikçe sesleri yükseliyor, çarptığı engellerden güçlenerek yankı yapıyorlardı. Anlamsız birkaç söz dizisinden oluşan kulak tırmalayıcı fısıltılar, sessizlikten sıkılmış ruhların alaycı kahkahalarına dönüştüğünde, daha önce fark etmediği ölü sarmaşıklar tepeden çaprazındaki geçide doğru kıvrılarak yol aldı ve ne olduğunu bile idrak edemeden önüne canlı, sağlam bir duvar ördü. Genç kız, yayvan ve sık yaprakların arasından derin, çok daha derin bir karanlığa açılan kemere doğru hızlı adımlar attı. Bulduğu en geniş boşluktan elini uzatarak bitkileri parçalamaya giriştiğinde amacı, geçebileceği büyüklükte ya da en azından ne olduğunu görebileceği ve saklanabileceği elverişli bir alan yaratmaktı. Sarmaşık en ufak bir zayıflık gösterisinde bulunmadı, yapraklar yerinden dahi oynamadı, kahkahalar daha da yükselmekle beraber bir an olsun susmadı. Üstelik sesi kulakları dolduran saatin sarkacı daimi ritimlerle yavaşça sağa ve sola, sonra tekrar sağa sallanırken kızın ellerinin altındaki sarmaşık solmaya başladı. Renksiz çiçekleri bir bir kapandı, örümcekler kalan boşluklara yuvalarını kurup tuzağına düşecek kurbanlarını beklemeye başladı ve bitki, yoğun sessizlik başlamadan önce birkaç saniye süren hışırtılarla tekrar öldü.
Vücudunu çoktan terk ettiğini sandığı korku hissi amansızca bedenini ele geçirmeye başladığında, içinin derinliklerine gömdüğü ve unutmak için çocukluğundan vazgeçtiği tüm duygular ilk günkü sıcaklığıyla karşısında belirdi. Usta. Kız ona karşı bir babadan daha yoğun duygular besliyordu ve o yanındayken şu an hissettiklerinin gölgesine dahi yer yoktu. Elleri ustasının kir pas içindeki hırkasını ve artık aşina olduğu, zamanla büyük boşluklara dönüşen yırtıklarını aradı. Eskimiş kumaşın yumuşak yüzeyi zihninde yarattığı zift karanlığı büyülü bir tılsım gibiymişçesine dağıtırken, ruhsuz iplerin tuhaftır ki vahşice kımıldanıp aşağı doğru süründüğünü göz ucuyla fark edebildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF
Short Story"Hayatında yaptığın her seçim iyi ya da kötü arasında değildir. Kötü veya daha kötü yola sapman da gerekebilir. Bazense arafta yaşamak en iyisidir."