ŞARKIYI AÇACAKSINIZ KULAKLIK ÖNERİRİM
Aklımda hala yediğim dayak sahnesi gelip duruyordu.Patronum pisliğin teki olmasına rağmen beni bu denli döveceği aklımın ucundan geçmezdi.Ama ben baş eğer miyim sanıyorsunuz. 19'uma yeni girmiş olsam bile ruhen ölüydüm.Bu yaşıma kadar içten güldüyüm anı yok denecek kadar az,binevi güldürenim yok diyelim.Arkadaşlık konusuna gelirsek ne siz bana sorun ne ben söyleyeyim.Ama kardeşim dediğim oğuz var o'da şehir dışında.Bana her zaman patronum yüzünden dövüşe başlamam gerektiğini söylerdi ve çok zeki ben kabul etmezdim.Ama artık vakti gelmişti, geçiyordu bile!Ama bilin bakalım ne eksik!Oğuz bana bu konuda yardımcı olabilecek tek kişi ama benim çok sevdiğim canım patronum telefonumu parçaladı ve neredeyse üç gündür dışarı çıkmama anca izin vermişti.Gözümdeki göz yaşı deposu yıllar önce tükenip kurudu,göz altımda morun elli tonu bulunmakta.Ayna karşısında duygusuzca dayak izlerine bakıyordum,kahverengiler,yeşiller,morlar ben bunları hak etmedim cidden etmedim.Ailesi tarafından sokağa atılıp sonrasında gencecik yaşında çalışıp patronu tarafından dayak yemek kimsenin hak edeceği bir türden yaşam değildi.İş yerinin deposunda bana ayrılan küçük odam vardı belirtiyorum ''vardı'',2 ay öncesine kadar.Ben uyurken odama ayyaş girip odamda ki her şeyi yerle bir etmişti.Şimdi anca toparlayabildim,fare yuvası kadar da bir lavabo var tabii camın her tarafı küçük çatlaklarla süsleniyordu.Kıyafetlerimi olduğunca temiz tutmaya çalışıyordum, artık vücuduma olan ilgimi yitirmiş olsamda kıyafetlerim ne kadar demode olsada temizlik önemli bir husustu.Üstümdeki giysilerden ,her şeyden kurtulmak istedim.Yanıma eşofman,iç çamaşır,beyaz hafif yıpranmış spor ayakkabımı birde uzun kollu aldıktan sonra lavaboya geçip güzel bir duş aldım.İşimi hemen hallettim.Allah'tan bu gün pazar'dı yani iş yoktu ve dışarı rahatça çıkabilirdim.Ama hiç havamda deyil idim.Depo'dan yukarı restoranta çıkmıştım.Burası depodan daha çok güneş alıyordu kendime en sertinden bir kahve yaptım.Pislik patronum en yakınımdaki masadan bana ürkünç gözlerle bakıyordu.Hayır yani 50-60 yaşında adamsın bir ayağın çukurda benden istiyorsun.Ben dalmış gözlerle kahvemi içiyordum ki birden cam kırılma sesi ile iki el silah sesi geldi,sonrasında üstüme sıçrayan kanlar ve tiz bir çığlık.....
------------------------------------------------------------------------------------------
Dışarıdan bağıran bir çok kadın sesi geliyordu.Kafamı hemen patronumun olduğu tarafa çevirdim ağzım apaçık kalmıştı tam kafasından yemişti iki kurşunuda olduğum yerde kalakaldım.Sonunda kendime gelip ayağa kalktığımda birden arkamda birinin olduğunu hissettim arkamı döndüğümde gördüğümü hatırladığım tek şey kop koyu yeşil gözlerdi....
----------------------------------------------------------------------------
Çok sert bir yerde yattığımı tutulan vücudumda anladım.Gözlerimi açtığımda her yerin gri olduğu ışıklandırması fazlasıyla düşük olan ismini koyamadığım bir yerdeydim.Bayılmadan önce gördüğüm gözler karşımda beni izliyordu yattığım yerden doğruldum ama birden başım feci bir şekilde döndü olduğum yerde sallandım.Sonra yatakta oturur pozisyona geldim:
-Patronumu neden öldürdün?
Bunu dememle zaten çatık olan kaşları daha çok çatıldı:
-Ben öldürmedim.Hem sevinmelisin bence
-bunun kararını istersen ben vereyim
Kalktım ve yataktan başka bir şey olmayan depomsu yerde dolanmaya başladım.Sonrasında ona dönerek:
-ben ne zaman çıkacağım buradan
-bilmem
-ne demek bilmem