Sert rüzgar hoyratça eserken ağacın yaprakları genç oğlanın önüne geliyordu sürekli karşısındaki eşsiz manzarada onu mahrum ediyordu. O hergün buraya izmirin eşsiz manzarasını izlemeye gelirdi genç oğlan ise onu.
Çok güzeldi çevresindekileri kıskandıracak hatta erkekleri bile kıskandıracak süs bebeklerine bile taş çıkartacak güzelliğe sahipti. Keşke yüzü gibi kalbide güzel olsaydı diye geçirdi içinden genç adam o kadar kötü kalbi vardı ki onun gibi bir kıza kötü olmak hiç yakışmıyordu. Insanları anlamadan dinlemeden yargılar ona dokunulduğunda ortalığı dağıtırdı. Dudağının bir kenarı hafifçe kıvrıldı genç adamın geç kız onun için küçük bir kız çocuğundan farksızdı. Istediği olduğunda şirinlik yapar istediği olmadığında ise o şirinlikten eser kalmazdı.
Niye böyleydiki bu kız biraz olsun iyi olmayı düşünemezmiydi hep kötümü kalacaktı hayatın sonuna kadar ama biliyordu genç adam afranın kalbinin bir yerlerinde yufka yürekli olduğunu biliyordu veya da kendisini buna inandırmaya çalışıyordu. O yosun yeşili gözlere her baktığında bir yerlerde masumluk olduğunu hissediyordu. Onun karşısına çıkıp
''Sen kötü biri değilsin kendin kötü olmayı seçtin ama ben seni bu batalıktan çıkaracağım '' demek o kadar çok isterdiki genç adam. Ama bu yüzündeki korkutucu yara izi ona engel oluyordu. O afrayı iyiliğiyle kötülüğüyle her türlü severdi. Ama afra onu bu YARALI yüzüyle severmiydi. Onun gibi yaralı bir yüzü severmiydi. Derin bir kadar çekti genç adam. Onu böyle gizli gizli yerlerde seyretmek istemiyordu artık. Bir nefes kadar yakınında izlemek istiyordu. Böyle izlemekten sıkışmıştı. Görüyordu meleğim dediği kız mutlu değildi. Her ne kadar etrafa acımasız rolü oynasada o yosun yeşili gözleri herşeyi anlatıyordu. Ama ne olursa olsun çıkacaktı onun karşısına. Meleği mutsuzken onun canının içi yanıyordu.
Küçükken kaşınma sonucu çıkan lanet yara geçmiyordu birtürlü sayısız kez gittiği doktorlardan hep aynı cümleyi duyuyordu. Zamanla geçecek. Geçecek de ne zaman hangi zaman...
Düşüncelerini bir kenara bırakarak planını uygulamaya başladı. Yavaş ve sessiz bir şekilde ayakkabıların ses çıkarmamasına özen göstererek cebinden çıkardığı çakıyı önünde diz çöktüğü arabanın lastiklerine geçirmeye başladı. Lastiklere çakıyı her saplayışında kalbi olabildiğince çok hızlı atıyordu genç oğlanın. Niye böyle yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.
Yine sessiz bir şekilde görünmeden kendi arabasına varmaya başardı. İçerisine girdiğinde derin bir oh çekti. Asıl heyecan onun için şimdi başlıyordu. Her zaman uzaktan izlediği meleğine bugün bir nefes kadar yakınında olacaktı. Elleri direksiyonu kavradığında titrediğini hissetti genç oğlan. Bu sefer birden bire gülmeye başladı. Bir kız diye geçirdi içinden helede her yerinden kötülük akan bir kız genç adama bunları yaptırıyor olmazdı değil mi?
Kalbinin yerinden çıkacakmış gibi atması, ellerinin yerinden titremesi hepsi bu meleğim dediği kızın yaptırdığına inanamıyordu. Aşk insana herşeyi yaptırabiliyordu. Genç oğlan buna hiç kuşkusuz katılıyordu. İnanıyordu bu söze gerçi inanmasa şuan bu durum da olmazdı değil mi ? Kendinden emin bir şekilde titreyen ellerine inat tekrar direksiyonu kavradığında yavas bir şekilde arabayı sürmeye başladı.
Bu zifiri karanlığa aydınlık kılan tek şey arabasının farlarıydı. Az ilerledikten sonra onu gördü. Kırmızı kısacık şortu üzerinde ise yarım beyaz tişört. Genç adam afranın bu kadar açık giyinmesine sinirlenmişti. Nasıl sinirlenmesin her tarafları meydandandı neredeyse bu kız dağ başında bu zifiri karanlıkta yolun ortasında dikilmeye korkmuyormuydu. Biraz fazlamı cesaretliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALI
Teen FictionZengin, şımarık, bencil bir genç kız hayatını paraya, kıyafetlere, şöhrete adamış bir genç kız o. Etrafında erkekler onun için hiç bir şey ifade etmiyor. O sadece en yakın arkadaşını bile ufacık bir şeye satabilecek kadar kötü olan bir kız çocuğu M...