Finn//:2

90 16 10
                                    

Arabadan indim ve Noah karşımdaydı. Sarıldım uzun zaman olmuştu. Daha sonra Gaten geldi. Neden buluşmalara gelmediğimi falan sordu ben de cevap veremedim.

Aklıma getirmişti onu. O geceyi. O ana dair her saniyeyi. Artık varolduğunu düşünmediğim kalbimi hatırladım. Özellikle de Millie'yi. Bana attığı acınası kahkayı. Sahiden nerdeydi o.

Neden umursuyordun Finn. Unut onu. Ona dair her saniyeyi unut. Öyle biri yok artık hayatında.
"Winona nerde ?" diye sordum. Karşıdan koşarak gelmişti. Öyle bir sarıldım ki ona. Sırtımı yavaşça sıvazladı. 3 aydır setten Winona dışında kimseyi görmemiştim. İkinci annemdi o benim. O geceden sonra yanımda olan tek kişiydi.
"Finn, nasılsın canımmm ?" bunu duyunca diğerleri biraz şaşırmıştı ama pek sallamadılar.
"Eh ne kadar olabilirsem işte." gözlerini devirerek, unut artık o cadalozu bakışı attı. Yürümeye  devam ettik.
O sırada yanımızdan hızlıca kısa saçlı bir kız geçti. Tiksindiğim insan geçti. Haklıydım da. Sonuna kadar haklıydım. Benimke konuşmaya yüzü olmadığından gene kaçtığının farkındaydım.

Korkuyordu benden. Bu iyiydi. İntikamım için, ben nasıl ağladıysam onunda öyle ağlaması için  iyiydi.
İçeri geçtik tüm oyuncularla 3. sezon için planlama vb. şeyler konuşulacaktı. İsim kartımın bir yanında her şeyinden  nefret ettiğim şımarık kız, bir yanındaysa iyi anlaştığım Sadie vardı. Sadie, Millie gibi değildi. Saçma sapan yavşak yavşak haraketleri yoktu. Millie gibi her şeyi ve tüm duygularımı sömürmüyordu. Kısaca tatlıydı.

Bir süre herkes oturduktan sonra Millie yi bekledik. Sadie ve ben ilk zamanlardan daha çok ısınmaya başlamıştık. Yaklaşık 20 dk sonra Millie geldi. Tüm ekip 20 kişi Millie'yi beklemiştik. Geldiğinde dik dik bana bakışlarını hissediyordum ama ona bakamıyordum. O lanet suratı hatırlamak istemiyordum. En ince ayrıntısına kadar nefret ettiğim suratı bir kez daha beynime kazımak istemiyordum. Yanıma oturdu sessizce. Muhtemelen selam dicek bi yüzü yoktu. Onu takmadan Sadie'yle konuşmaya devam ettim.

Toplantı bitmişti. Ve teaser gibi bir şey çekmişlerdi. Sadece teaser için Millie'yle yan yana gelmiştik. Onun dışında bana kaçamak bakışlar atıyordu ama ben ona bir kere bile bakmamıştım. Bu durumdanda memnundum.

İnstagram da gözüktüğünün aksine Sadie ve Millie o kadar da yakın değillerdi. Millie sadece cool olmak ve şımarıklıkla uğraşıyordu. Sadie düzdü sadeydi, güzeldi, tatlıydı, o kadar şeyin üstüne egosu bile yoktu.

Neden o ikisini karşılaştırıyorsun ki?
Sus.
Seviyorsun Millie'yi.
Sus.

İç sesim. Aylarca durduramadığım iç sesim geri gelmişti. Suratına bile bakmamıştım ki. Sadece sesi bile kafamı bok etmişti.

Belkide suratına aylar önce seylediği şey doğruydu ha?
sus.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 13, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UnconsciouslyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin