3. Bölüm ''Kahve''

219 19 6
                                    

''Müdür okulda değil mi?''

Okulda, ilk günümde sınıfımı ve ders programımı bilmiyorum, bir de geç kalmışım ama müdür yok. Bu nasıl iş ya.

''Evet, biraz önce çıktı. İstersen kantinde bekle müdür geldiği zaman ben sana haber veririm'' dedi güvenlik görevlisi. Seçim şansım olmadığı için kantinde oturmayı kabul ettim. Güvenlik görevlisine kafamı sallayıp kantini aramaya koyuldum. Öğrenciler derste oldukları için kantin boştu. Bir masa seçip oturdum ve müdürü beklemeye başladım. Daha 10 dakika dolmamıştı ki tenefüs zili çalmaya başladı. Zilin melodisi çok hoştu. Kendiniz kaybedip dans edebileceğiniz türdendi. Zille birlikte kantinde dolmaya başladı. Kantin kapısına baktığım zaman güvenlik görevlisini gördüm, gözleri beni bulduğu zaman kafasıyla gel işareti yaptı ve gitti. 

Müdürün gelmesinin sevinciyle ani kalkış yapmamla birlikte omuzumda bir acı hissettim. Biri bana çarpmıştı. O tarafa baktığımda üstü mahfolmuş bir erkekle karşılaştım. Ağzı bir karış açık şekilde kahvesini döktüğü kıyafetlerine bakıyordu. Kafasını kaldırıp ateş saçan gözleriyle bana baktı.

''Hayy ben.. sikeyim böyle işi de seni de''

''Ne?''

Ağzını bir karış açıp bakma sırası bendeydi. Kendisi bana çarptı. Özür dilemesi gerekirken küfür ediyordu. 'Hem suçlu hem güçlü' deyimine çok uyuyordu.

''Böyle işi de sikeyim senide dedim.Bunda anlaşılmayacak ne var.''

''Sen ne gerizekalı birisin ya. Sen çarptın bana. Özür dilemen gereken yerde küfür ediyorsun. Küçükken seni radyoaktif bir koala mı ısırdı da bu hale geldin. Ayyy yazık sana.''

Kenardan bir kaç gülüşme sesi geldi. Kafasını çevirip gülenlere baktığında ise hemen gülmeyi kestiler ve dağıldılar. Tekrar bana döndüğünde gözlerindeki ateş daha fazla büyüdü, kıvılcım saçarak bakıyordu bana. Şuanda bu salağı bırakıp müdürün yanına gitmeği çok istiyordum ama haksızlığa hiç gelemezdim. Burada durup kendimi savunmam lazımdı. Bu salağa haddini bildirmem lazımdı. Benim yeni hayran olduğum zil sesi kulakları mı doldurdu. Karşımdaki hayvan sessiz bir küfür savurdu.

''Dua et acelem var gitmem lazım. Burda kalıp kız falan dinlemeden ağzını yüzünü dağıtmayı çok isterdim'' diye tısladı ''Ve sakın bir daha karşıma çıkma yoksa seni doğduğuna pişman ederim'' Ben daha birşey diyemeden kantinden çıktı.

Bende tekrardan müdürün odasına yöneldim. Kapının önüne gelip tıklattım. İçeriden gel sesi geldiği zaman kapıyı açıp içeri geçtim. Orta yaşlı koyu kahverengi saçlı bi adam karşıladı beni. 

''Hoşgeldin Miracığım. Dışarıda biraz işlerim vardı çok fazla beklemedin umarım'' dedi.

''Hayır çok fazla beklemedim. Hemen hangi sınıfta olduğumu öğrenip ve ders programı mı alıp çıksam olur mu? bir ders geciktim çünkü daha fazla gecikmek istemiyorum.''

Kafasını sallayıp çekmecesini karıştırmaya başladı. Bir kağıt çıkarıp bana uzattı.

''Bu ders programın'' dedi elimdeki kağıdı göstererek ''ve 12/F sınıfındasın.''

''Teşekkür ederim'' dedim çıkmak için kapıya yönelirken.

''Rica ederim. İyi dersler.''

Müdürün odasından çıkıp sınıfımı aramaya başladım. Evet şimdi en nefret ettiğim şey gerçekleşekti. İnsanların bana bakmasından ve derse gecikmekten hoşlanmazdım. Ve şu anda ikisi birden olacaktı. Sınıfa ilk girdiğimde bütün herkes bana bakacaktı ve çok gecikmiştim. Sınıfımı bulduğum zaman bir iki dakika kapının önünde bekledim. Kendimi bu iki nefret ettiğim şeyin olmasına hazırlıyordum. En sonunda pes edip kapıyı çaldım ve içeri geçtim.Ve tam nefret ettiğim şekilde bütün gözler bana döndü.

''Geciktiğim için özür dilerim.''

Öğretmen kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu. Galiba bana değil benden öncede çatıktı. Acaba kaşlarını sürekli çatık mı tutuyor? Çok sinir bozucu.

''Şey.. ben yeni öğrenciyim. Adım Mira.''

Hiç bozulmayan çatık kaşlarıyla birlikte kafasını salladı.

''Hoşgeldin Mira. Boş bir yer bul ve otur.''

Kafamı sınıfa doğru döndürüp boş bir yer aradım. 3. sırada açık kahverengi saçlı bir kızın yanına oturdum. Saç rengi gibi gözleri de çok güzeldi. Benim siyah saçlarım ve kahverengi gözlerimin aksine; onun açık kahverengi saçları ve yeşil gözleri bir uyum içindeydi. 

''Buraya oturabilir miyim?'' diye sordum.

''Tabi''

Gülümseyerek boş yere oturdum ve elimi uzattım.

''Merhaba ben Mira''

Oda gülümseyerek ve elimi sıkarak karşılık verdi.

''Merhaba bende Mavi.''

Okulda ilk günümde azar işitmemek için konuşmayı devam ettirmedim. Programa baktığım zaman dersin biyoloji olduğunu gördüm ve dersi dinlemeye koyuldum. Hocanın dersin başından beri çatık olan kaşları canımı fazla sıkmaya başlamıştı. En sonunda dayanamayıp Mavi'ye döndüm.

''Baksana. Neden hocanın kaşları sürekli çatık?''

''Okulun en sinirli hocalarından biri. Sürekli kaşları çatık gezer ve ne yapacağı belli olmaz. Öğrencilere acıması hiç yoktur.''

''Hocanın adı ne peki?''

''Dilek Uygun''

''Tamam anladım''

Öğretmenlerde en sinir olduğum şey öğrencilere karşı acımasız olmaları. Biyoloji dersim zaten berbattı, bu acımasız hocayla hiç düzelmeyecek gibi duruyor.

Hocanın ''Beni dinleyin'' demesiyle herkes o tarafa baktı.

''Performans ödevlerinizi vereceğim ama önce yerlerinizi değiştireceğim'' sınıftan itirazlar sesleri gelmeye başladı ''Susun. Sonra herkes yanındakiyle partner olacak. Ve herkes bundan böyle benim dersimde o şekilde oturacak'' dedi ve sınıfı incelemeye başladı.

Sağı solu belli olmamak bu heralde. Yerlerin değiştirilecek olmasına çok gıcık olmuştum. Okulda ilk günümdü ve ilk günden ödev alacaktım. Yaşasınnnn!!

''Evet. Şimdi 1. ve 2. sıralar kendi aralarında 3. ve 4. sıralar kendi aralarında olmak üzere sağ tarafla bir arkadaki sol taraflar yer değiştirsin.''

Ben cam kenarında 3.sırada ve sol tarafta oturduğum için kalkmıyordum. Mavi, eşyalarını toplayarak kaltı, bana el salladıktan sonra arkamdaki sıraya geçti. Arkamdaki ise yanıma. Gözlerimi Mavi'den ayırıp yanıma oturan kişiye baktım ve refleks olarak ağzım bir karış açıldı. O ise bana sinsi ve karanlık bir gülüşle bakıyordu.

''Sana karşıma bir daha çıkarsan seni doğduğuna pişman ederim demiştim. Pişman olmaya hazırlan.''

Ondan ve ettiği tehditten korkuyor muydum?

Hayır, hayır, hayır!

Peki ödevi onunla yapacak olmamdan?

Evet, evet, evet!! 

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum :)

ÇığlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin