'Seni yıldızlar kadar seviyorum' sevdiğine söylediği sözü hala unutamıyordu.Dilsizdi sevdiği ama yinede seviyordu.Konuşamıyordu ama sevdiğine yazı yazmayı öğretiyordu. Bu şekilde iletişim kuruyorlardı.
Eskiden komşulardı.Bitişik balkonlarından atlar sevdiğine yazı yazmayı öğretirdi. Dilsiz çok seviyordu. Konuşamasa bile onun için çabalayan sevgilisini çok seviyordu. Bir yandan üzülüyordu,yazı yazmayı bilmediği için.Ne yapsın gariban,annesi babası yüzünden okuyamamıştı.
Dilsiz, sevgilisine minettardı. Bu zamana kadar herkes onu sevmez ya da dışlarlardı. Başka eve taşınırken bilmiyordu ki onu sevecek biri. Dilsiz güzeldi, kadınları hayran bırakacak güzellikteydi. Melekler onun gülüşünü görse kıskanırlardı. Ailesi, dilsiz olduğu için nefret etmiyordu oğulundan,kızlara ilgi duymadığından dışlanmıştı hep. Ama onu kabul edicek biri bulmuştu,kendisi gibi olan birini.
Bir cuma akşamı dışarı çıkmışlardı. Her zaman geldikleri Büyük Park'a gelmişlerdi. Işık görmeyen bir banka oturmuş,karanlıktan dolayı gözüken yıldızları izliyorlardı iki aşık. Bir anda, uzakta olan düğün yüzünden havai ışıklarına baka kaldı ikili. O an göz göze geldiler. Birbirlerine olan sevgileri çok güzeldi. Dilsiz, çok güzel bakıyordu. Küçük gözleri,uzun kirpikleri ve parlayan iri gözleri ile büyülüyordu sevdiğini.Dilsizi mutlu eden sözleri söyledi:
-"Seni yıldızlar kadar çok seviyorum."
Bu söz dilsizin çok hoşuna gitmişti.
Sevdiğine sarıldı kocaman. Hep yanında taşıdığı,defter ve kalemini çıkardı çantasından. Kalemi sıkıca tutu ve sevdiğini mest eden el yazısıyla yazdı;
"Bende seni seviyorum yıldızım"
yanına küçük bir tane yıldız çizmişti. Gülümsemişti biricik yıldızına. Yıldızı, sanki narin bir şeye dokunuyormuşçasına dokundu saçlarına. Okşadı yanaklarını. Teninde ki toprak kokusunu hiç unutmak istememiyorcasına çekti içine. Güzel gözlerinden öptü dilsizin.
O günü unutamıyordu dilsiz. Hatta şuanda yeni çıkaracakları kitabı yazıyorlardı birlikte. Yıldızı o gece söylediği sözü unutamamış, söz hakkında kitap yazmaya karar vermişti.Kitabın çoğunu dilsiz yazıyordu. Dilsiz fikirlerini yazıyor, yıldızı ise fikirlerini okuyup iyi olanları taslağa yazıyordu.
Bu kitap, birbirine olan aşklarını anlatıyordu. Daha çok eşcinsseliği.İki hafta geçmiş kitabı çıkarmışlardı. Çoğu kişi çok beğenmişti, çoğu kişide eşcinselliği desteklemediği için kötülemişti. Yinede mutluydu çift. Dilsiz koltuğa oturmuş, iki kahve ile koltuk altında kitap tutan yıldızına bakıyordu. Kahvenin bir tekini alıp koltuğa tekrar yerleşti.Bardağa dudaklarını koyup bir yudum aldıktan sonra yanındaki sehbaya koydu. Yanına yerleşen sevgilisine baktı. Birbirlerine sarmaş dolaş olduktan sonra sevgilisinin elindeki kendileri olan kitabı eline aldı. Yıldızı kapağa elini koyup yazıyı okudu;
-"Seni yıldızlar kadar çok seviyorum"
Küçük bir yazıydı.Sürekli aklımdaydı böyle bir şey yazmak. Uzun olmasada her kelimesi benim için değerli. Umarım beğenirsiniz iyi okumalar.