Kim_Tae: Görüldü attın...
Son konuşmamızın üzerinden bir hafta geçti, endişeleniyorum.
...
Üzerindeki yorgunluğu görmezden gelip yatağımın yanında duran ve günlerdir yüzüne bile bakmadığım telefona uzandım...
Taehyung'un attığı mesaj ve cevapsız aramalar karşısındaki kalbimdeki acıya nispeten gülümsedim.
Yüzümdeki maskeyi çıkardım ve Taehyung'u aradım, anlaşılan o ki telefon açıldığında sesimin titrememesi için büyük bir çaba sarf edecektim.
'' Jungkook-ah, ne kadar meraklandığımdan haberin var mı? Bir açıklaman vardır eminim. ''
Beklediğim gibi, o hiç değişmemişti. Hala düşünceliydi ve bu hali beni gülümsetiyordu.
'' Ah, neden endişeleniyorsun? Ben iyiyim, sadece her zamanki sakarlıklarım işte. Telefonumu yere düşürdüm ve ekran ortadan ikiye büyük bir çatlak ile kaplandı. Değiştirmem gerekti. ''
Yalan söyleme konusunda berbattım ama umarım inanmışsındır Taehyung.
Gerginlikle elimi ensemin biraz yukarısına attığımda orada hiç saç olmayışı canımı sıkıyordu.
'' Anlıyorum. ''
Cevabının ardından kısa süreli bir sessizlik oluşmuştu.
'' Fotoğraf çekilmeyi sevmediğini söylemiştin. Belki görüntülü konuşabiliriz? ''
Duyduğum cümle karşısında gözlerim irileşirken sahte olduğu pek belli olmayan bir gülüş bıraktım. Kalbimdeki acıdan nefes almakta zorlanıyordum.
'' Beni neden bu kadar merak ediyorsun Tae? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draw me -Vkook
Fanfiction'' Sana doğru koşmak ve aleve dokunmak istiyorum Taehyung. '' [ Yarı Texting. ]