...
zaten karanlik bir yolda yürüdüğü icin ici korkuyla dolmuş olan lay'in , bu cümleyi duyunca adeta kanı dondu.
elleri ve dudaklari titremeye başladı.
goz bebeklerindeki korku ondan kilometrelerce uzakta olsan bile hissedebilecegin bi derecedeydi.
ne yapmasi gerektiğini dusundu kacmalimiydi yoksa iceri girip o lanet korkuya son mu vermeliydi ?
siz olsaydiniz korkunuzla mi yuzlesirdiniz yoksa olumune kacarmiydiniz ? ahh.. bazen kaçmak hicbir sonuç ve çözüm getirmez.
işte lay 'de aynen böyle düşünüyordu.
her zaman kaçmaktan ve korkmaktan bikmisti , 'iceri girip o pisligi bulacağım' dedi ve mutfaga doğru ilerledi.
hala bacaklarınin titredigi gerçeğini bilerek.
ve sonunda mutfaga ulaştı.
oraya vardiginda lay ' in gözleri saskinliktan o kadar buyumustu ki sanki biraz daha buyuse yerinden çıkacakmis gibiydi.
mutfakta hic kimse yoktu..
' nasil olur! birinin içeri gel dediğine kesinlikle eminim' diye konuştu kendi kendine.
yinede kimseyi gorememekten mutluydu çünkü bu pesinde dolasan korkuyla yuzlesmek onun icin kolay değildi.
odasına gidip soyundu ve yatagina doğru uzandi.
kimseyi görmediği icin ici bi nebzede olsa rahatlamisti ve derin bir uykuya daldi.
onu birisinin izlediğini bilmeden..
~
ertesi sabah kai ve kyungsoo'ya onlarla bulusmak icin soz verdiğini hatirlayip hizlica giyinerek dışarı fırladı.
sonunda onların evine vardi.
kendi kendine bunu düşünmekten duramadi ' acaba birgün benimde asik olduğum insanla yasama şansım olabilecekmi ?'
daha hayal bile kuramadan kai kapiyi acip lay ' a cigliklar atarak sarildi.
-aaaahhh layyy seni gerçekten çok özledim dostum!
kyungsoo hemen koltuktan firlayip aralarına karıştı.
- dost olmanizi kabul edebilirim ama sarılmayi kesin.
ikisinede sert bakış atmayi denedi fakat o küçük çocuğa bu sert bakışlar hiç te uygun değildi ve ikisi birden kahkaha atti.
kyungsoo basta kizsada daha sonra onlarla birlikte gülmeye başladı.
beraber salona doğru ilerleyip sohbet etmeye başladılar.
kai her zamanki gibi kiskanclik krizlerine girdi , eski gunlerden bahsedip gulduler ,okul zamanini hatirladilar ve lay gercekten cok egleniyordu.
ama uzun bir sohbetten sonra eve gitme vakti gelmişti.
kapinin onune gelip ayakkabılarini giyecegi sırada lay merdivenlerde birini gördüğünü hissetti ve aniden korkuyla irkildi.
kai ve soo ne olduğunu sorduğunda o gördüğü anlamsiz gölge kayboldu.
onlara 'ah , hicbirsey. ' diyip konuyu geciştirdi.
veda edip yola koyuldu.
kai ile soo o gittikten sonra tartismaya baslamislardi bile.
kai ; ' yaah ! senin gibi küçük bir cocuk nasil olurda sözümü dinlemez ?! sana o chanyeol denen çocuktan uzak durmani söyledim kyungsoo neden hala arkadaşız diyip onunla takiliyorsun!?'
kyungsoo ; 'onun zaten bir sevgilisi olduğunu sana daha kac kere söylemem gerekiyor lanet kafali? '
kai ; 'boyle güzel dudakların varken soylemen gereken seyler bunlar değil'
soo birden yumuşadı ve gozlerinin icine bakip fisildadi ;
' seni seviyorum jongin '
kai durdu ve kulaklarina egildi ;
'ah , belkide hic konusmaman gerekiyor kyungsoo'
ve o kalın dudaklara atesli bi şekilde "onların sahibi benim" der gibi yapıştı.
evet oydu,ve jongin o dudaklari opmekten bikmiyordu.
onlar evde bunları yasarken lay çoktan kendi evine varmisti bile.
kapiyi acmak artık onun icin her zamankinden daha korku vericiydi.
titreyen elleriyle kapıyı acti , iceriye baktı.
neyseki hicbirsey gormedi ve hicbir ses duymadi.
derin bir nefes alip içeri girdi.
tam rahatladigini dusunurken salonun ortasindaki masanin üzerinde bir not buldu.
elleri ve ayakları tekrar titremeye başlamıştı.
dengesiz bi o kadar da korkak adimlarla masaya yürüdü.
notu acip okuduğunda kalbinin çıktığını hissedecek kadar cok korkuyordu.
" Arkana bak " ..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çığlık
Fantasysanırım delireceğim. hergün bu lanet sesleri duymak gerçekten acı veriyor.