- Lost -

180 10 4
                                    

Iyi Okumalar...

------------------------------------------------------------

- "Sindy! Biraz çabuk olur musun? Daha burdan alışveriş merkezine yürüyeceğiz.Kaç saattir bekliyorum." Bu kız beni deli ediyor. Tam bir uyuşuk. Yukardan Sindy'nin telaşlı sesiyle "Tamam!" deyince içimden bir "Oh" çektim.

Merdivenlerden inen ayak sesleriyle son kez saate bakıp telefonumu küçük çantamın içine yavaşça attım. "Geldim!" diyerek evin için de bağırdıktan sonra ,

- "Hele şükür. Ağaç oldum burda.Bir inemedin aşağı."

- "Geldim işte. Hadi çıkalım."

Anahtarı elime alıp kapıyı klitleyerek çantamdan çıkardığım anahtarı rastgele çantaya geri koydum. Arkamı döndüğümde Sindy biraz yürümüştü. Hemen arkasına takılıp hızlı bir yürüyüş yaptıktan sonra yanına varabilmiştim.

- "Saat kaç?" Sindy'nin ani ve değişik soruları yine beni şaşırtmıştı.

- "Telefonun yok mu?"

- "Bozuldu" sesi biraz boğuk çıkmıştı.

- "13:26"

Bu sefer soruyu ben sordum."Bir sorun mu var? Yoksa sana çıkıştım diye mi?"

Biraz düşündükten sonra "Hayır iyiyim. Kredi kartını aldın dimi?"

Sadece "Evet" diyerek Sindy den yüzümü ayırarak yola bakınmaya koyuldum.

Etrafı fazla bilmiyordum genellikle navigasyonla yolumu buluyordum. Zaten Sindy ninde pek bildiği yoktu. Yakın olduğu için alışveriş merkezine yürüyerek gidebiliyorduk. Biraz daha yürüdüğümüzde AVM yi görmüştüm.

- "Hiç geldin mi?" demiştim neden sorduğumuda bilmiyordum.

- "Evet. Okul arkadaşım Jenn ile. Ama bir kaç hafta oluyor. Neden sordun?"

- "Hım... Bilmem öylesine sordum. Bir nedeni yok. Bu senin kartın kafeteryada buluşuruz. Ikinci katta olacağım."

1:30 Saat Sonra...

Sindy YINE ortalıklar da yoktu. Nerede bu kız? Bütün her yere baktığım halde hiç bir yerde bulamıyordum. Aklıma kafeterya geldi tekrar bakmak için yürüyen merdivenlere yöneldim. Gözüm Sindy'nin kumral saçlarını arıyordu. Ama bulamadım.

Kendi kendime telaş yapıyordum ama bir yanda kızıyorum. Aklıma anons yaptırmak geldi. Tam dikkatimi çekmesede sanırım danışma zemin kattaydı.Emin olmadan anons yaptırmaya zemin kata indim. Kadın söylediklerimi aynen tekrar ediyordu " Bayan Sindy Stew lütfen danışmanlığa geliniz. Tekrar ediyorum Bayan Sindy Stew lütfen danışmanlığa geliniz."

Mikrofonu kapattıktan sonra "Bayan Stew sizi kardeşiniz gelene kadar şuradaki koltukta ağırlayabilirim. Lütfen oturun."

- "Teşekkürler" diyerek kısa kestim.

Her zaman ikimiz bir yere çıksak ya yüzü solgun oluyor ya da kafası başka bir yerde. "Off" diye bir ses istemsiz olarak ağzımdan çıkarken birden sitemle ayağa kalktım. Sanırım fazla hızlı kalkmıştım birine çarpı verdim.Kirli sakalları vardi ve iri gözleri.Benden 10 santimetre uzundu. Ayrıca yakışıklıydı. Ah Tanrım ne diyorum!

- "Özür dilerim , görmedim. Kafam biraz meşgul de."

- "Daha dikkatli ol. Bir dahaki sefere bu kadar çabuk affetmem. Iyi günümdeyim." Ah tam bir ukala. Nerden çarptım ben buna?

- "Ismini bile bilmediğin birisiyle nasıl böyle konuşabiliyorsun!. Ayrıca tekrar özür dilerim bilerek olmadı."

- "Adım Zayn, Sende sanırım Sakar Kız oluyorsun."

- "Sakar Kız değil. Adım Anna. Kız kardeşim kayboldu onu arıyorum. Ayrıca ismini öğrenmeseydim sana kesinlikle Bay Ukala derdim"

- "Güzel isimmiş. Üzüldüğümü söyleyemem ama istersen AVM de arayabiliriz en azından özürünü kabul etmem için bana bir şeyler ısmarlarsın hemde bu sıkıcı yerde vakit geçiririz."

- "Evet diyebileceğimi pek sanmıyorum ayrıca az önce anons yaptırdım. Ve tekrar tekrar özür dilerim."

- "Hadi ama sen bana çarpıyorsun ben sana iyilik yapıyorum. Sen iyilik bilmez misin?"

En sonunda pes ederek "Tamam , ilk tuvaletlere bakacağım. Geliyor musun?"

- "Baştan söyliyim. Kızlar tuvaletine girmem." Tanrım gülüşü mükemmel. Tabi dediğim lafın hiç birini söylemedim. Tanrı aşkına neler oluyor bana?

- "Tamam" deyip geçtim.

Tuvaletlere kadar hiç konuşmadık. Arada ikimizde etrafa kısa süre bakıyordu. Telefonumu çantamın içinden alarak saate bakmak için üstteki tuş kilidine bastım. 16:42. 2 saattir hanımefendiyi arıyorum. Acaba nerde? Düşüncelerime ara verip Zayn'e doğru baktım. Bana doğru dönüp ,

- "Geldik" dedi.

- "Içeri giriyorum. Sende...Sende etrafa bakın görürsen de Anna'nın arkadaşıyım dersin. Burda buluşuruz."

- "Tamamdır."

Içeri girdim. Ikisi tuvalet doluydu diğer ikisi de boştu. Ortalama beş dakikadır kapının önünde bekliyordum.Ikiside benden önce tuvalete girmiştiler ve ortalama on dakikadır içeride ne yapıyorlardı.

Acaba Sindy'e bir şey mi oldu. Yok canım ne olabilir ki? Yine bir yerlerdedir. Hala kapının açılmasını beklerken içeri birden Zayn girdi. Ilk başta afalladım. Biraz terlemişti ve nefes nefeseydi. Birden

- "Kardeşin kumral saçlı , zayıf ve... ve ismi Sindy idi değil mi?"

- "E-evet , bir şey mi oldu Sindy'e?

- "Asansör de kalmış ve bayılmış. Anladığım kadarıyla kardeşinin asansörde kalma fobisi var. Her neyse. Oksijen yetersizliğinden şimdi hastaneye kaldırıyorlar."

Hayır! Hayır! Hayır! Hayır!

- "Aman Tanrım! Inanamıyorum. Hangi hastaneymiş?"

- "****** Hastanesi. Birlikte gidelim. Tabi istersen."

- "Zaten arabam bozuk. Neredeymiş hastane peki?"

- "Bildiğim kadarıyla AVM nin solunda kalıyor burdan arabayla 20 dakikada gideriz."

- "Teşekkür ederim Zayn."

------------------------------------------------------------

- NOT 1 -

Nasıl başlasam bilemedim şimdi, bu arkadaşım ile yazdığımız ilk hikaye diyebilirim. Ismi Merve. Benim Dilara falan filan. Umarım beğenmişsinizdir. Ilk bölümümüz , kimse tam olarak bilmediği için kısa oldu. Oylar ve yorumlar artarsa ve okuyucu kitlesi biraz olsada yükselirse ikinci bölüm hemen gelecektir.

                                     -CHERLENA

Nothings Feels Like YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin