Etrafıma bakındım Elvin görünmüyordu. Evin dışına çıktığımda hava kararmıştı birden yağmur yağmaya başladı. O uyandığım güneşten hiçbir açıklık kalmamıştı.
Şimşekler çakıyordu çok yakındaydı adeta kafamın üzerindeydi. Evimizin etrafında bi kaç market ve klübeden başka hiçbirşey yoktu.Evin arkasındaki ormanıda unutmazsak.Karşıdaki klübeye doğru yürüdüm.Sırılsıklam olmuştum ve birazd üşüdüğümü farkettim.kapıyı çaldım.
Yaşlı Fred amca kapıyı yavaşça açmıştı.Adam beni görür görmez kapıyı suratıma çarpmıştı.Korkuyla sıçradım. Ve ardı ardına bi kaç kez daha vurdum kapısına
Bu sefer açtı ve ürkütücü sesiyle bana bağırdı.
"BENİ RAHATSIZ ETMEYİ BIRAK EVİMİN ETRAFINDA KİMSEYİ GÖRMEK İSTEMİYORUM!." diyerek kapıyı tekrar kapattı.
Derdi neydiki ona ne rahatsızlık vermiş olabilirim.
Gözlerimi devirerek ceketimin kapşununu kafama geçirdim ormana doğru yürümeye başladım.Rüzgar esintisi yüzüme vurdukça ruhum çekiliyor gibi hissediyordum. Bu his rahatlatıcımı yoksa üşümemimi sağlıyordu bilmiyorum.
Etrafıma bakındım yağmur damlaları yerdeki ağaç yapraklarına hızlıca çarpıyordu.
Elvin burada görünmüyordu. Biraz daha yürüdüğümde iki kişinin fısıldaşarak birşey konuştuğunu duydum.
"Bunu birine anlattığın anda seni haşat edeceğim."
"Korkuyorum, kimseye söyleyemem."
Ağacın arkasına saklanıp dinlemeye devam ettim.
"O büyülü hançeri bulup bana getiriceksin."
"B-ben bilmiyorum nerede?"
Tokat sesini duyduğum anda biraz daha kafamı eğip izlemeye çalıştım.Ne hakla vuruyordu o masuma.
Birisi duymuş olacakki bağırmaya başladı.
"Hey! Oradaki sen kimsin!"Derin derin nefes alıp veriyordum görmemesini umarak.
Yanıma yaklaştığını hissettikçe korku sarıyordu içimi."Sen kimsin? Burada ne arıyorsun?" dediğinde gözlerimi açtım ve suratına baktım bağıran kişinin sesiydi. Esmer kumral tenli birisiydi.Bana tuhaf tuhaf bakıyordu.
"B-ben şey burada kolyemi kaybetmiştim onu arıyordum." gerçeğe benzer bir yalan uydurmaya çalışmıştım çünkü ne yapacağını bilmiyordum.Keşke kardeşimi aradığımı söyleseydim.
Kafamı onaylar şeklinde sallarcasına ellerimi cebime koydum ve uzaklaşmak için yürümeye başladım.
Anında kolumdan sertçe kavradı ve kendine çekti.Ve gülmeye başladı.
"Söylediğin yalan oldukça komikti.Bu büyük ormanda kolye araman için deli olman gerekir."
Sebebini düşünmeye başladım.Bencede saçmalamış olabilirdim. Ama aklıma gelen tek şey oydu.
"Değerli bir kolyeyse neden olmasın."
Gülen suratı aniden aksi ifadeye dönüştü ve beni ağaca doğru sertçe itti.Kulağıma yakınlaştı ve fısıldadı.
"Eğer bizi dinlediysen sende tehlikedesin demektir.Ayağını denk al."
Duyduklarımdan sonra aşırı korkmaya başlamıştım.
Karşımdaki kaba adamı iterek bağırdım.
"Hiçbirşey duymadım ve bilmiyorum.Beni rahat bırak!"
Ani hareketle kaçış sesleri duydum sanırım.Tehdit ettiği çocuk anı boşta bulup kaçmıştı.
Adam yumruğunu sıkmıştı ve sertçe elini ağaca geçirdi.
Korkarak gözümü kapattım.
"Kardeşimi arıyorum." diye fısıldadım
O sırada Elvin'ın sesini duydum.
"Andrea! Bir saattir seni arıyorum.Burada ne arıyorsun."
Korkuyla Elvin'a sarıldım.
"Sırılsıklam olmuşsun.Eve geçelim."
Kafamı oyaylarcasına salladım.
Elvin adama uzunca baktı ve eve doğru yürümeye başladık.
Yağmur öyle hızlı ve fazla yağıyorduki ıslanmayan bir tarafım kalmamıştı.Eve girdiğimiz anda Elvin suratıma tuhaf tuhaf bakmaya başladı.
"O adam kimdi?"
Bir havlu alıp üzerimi durulamaya başladım.
"Adamı tanımıyorum. Ama konuşacağımız çok şey olduğu kesin."
Suratına aksice baktım ve yukarı çıkıp üzerimi değiştirdim.İçeri Elvin girdi.
Cebimdeki ıslanan kağıdı Elvin'a gösterdim ama ıslanmaktan yırtılmıştı.
"Bundan neden bahsetmedin."
Dalga geçercesine güldü ve kağıdı alıp camdan aşağı attı.
"Sen bu tür şeylere inanmazsın neden sorma gereğinde bulunuyorsun?" "Nerden geldi bu mektup?"
"Bilmiyorum... Her hafta sonunda kapıda buna benzer mektuplar buluyorum."
Annem öleli 2 ay olmuştu.Bu ev ise bize babamdan kalmıştı.Kimseyi tanımadığımız için Elvinla tek başımıza kalıyorduk.
Babam Fransada bir iş kurumunda çalışıp bize her ay yüklü miktarda para yolluyordu. Annemin ölümünden sonra bize olan ilgisi çoğalacağı halde azalmıştı. Bize gelen yardımı sadece parasıydı.
Elvin iç çekerek suratıma baktı.
"Ben artık içimdeki bu kuşku ve korkuyla yaşamaktan bıktım.Nereye kadar böyle sürdüreceğim."
"Elvin içindeki kuşku ne olabilirki?"
"Her gece aynı rüyayı görmekten sıkıldım.Bu evdende sıkıldım.Kendimde değilim."
Gördüğü rüyayı detaylı anlatması için yanına yaklaştım ve sordum.
Derin bir iç çekerek anlatmaya başladı.
"Rüyamda yüzü olmayan bir kadın her gece beni bir ağaca bağlıyor ve benden değerli bi hançeri bulmamı istiyor. Ama ben neyden bahsettiğini anlamıyorum.Annemi kendisinin öldürdüğünü söylüyor ve sürekli boğazıma tırnaklarını geçiriyor.Buda yetmiyor gibi tehdit ediyor."Rüya olduğu için başta umursamaz davranıyordum ama anlattıkları gerçekliğe çok baülı geliyordu anlattıklarından sonra tüylerim ürperdi ve kollarını açıp Elvin'a sarıldım.
Elvin kulağıma fısıldamaya devam etti.Gözlerinin dolduğunu farkettim.
"Sabah kalktığımda boynumda tırnak izleriyle karşılaşıyorum ve bi kaç saat sonra o izler geçiyor." sesi titriyordu ona inanmak istiyordum ama bi yandanda kafayı yediğini düşündüm çok ruhsuz bi insana dönüştü.
"Sabah neden erken çıktın ve nereye gittin?"
"Bunu söyleyemem."
Artık kızmaya başlıyordum beni çıldırtıyordu.
Bağırarak;
"NEREYE GİTTİĞİNİ SÖYLE BANA!"
Öfkeyle kızdığım anda dış kapı hızlı hızlı çalmaya başladı. Adeta kapıyı kırıcaktı.Kim olabilirdiki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Goasar Ormanı -Tamamlanmadı
Mystery / ThrillerO ormanın bana ne düşünceler hissettirdiğini beynim algılamıyor, ama bu hislerden çıkmam lazım.