1

8 2 0
                                    

Umutlarım, kaderin ördüğü ağlara takılıp kalmış, arkalarından döktüğüm göz yaşlarına aldırmadan, çırpınarak adeta can veriyorlardı. Umut; yoksulun ekmeği denir ya, benim son ekmeğim elimden alınıyordu yavaş yavaş...

Ailem.. Ailem hiç bir zaman bana sevgiyle yaklaşmadı. Ne zaman onlara dertlerini anlatmaya kalksam inanmadılar bana. Ela, yani kız kardeşim. Annem ve babam hep ona öncelik gösterdiler, onun isteklerini hiç esirgemediler. Ben ise bana da aynısını yapsınlar isterdim ama hiç olmadı...

Yatağıma yatmış, her zaman ki gibi yorganı kafama kadar çekmiş, ağlamaktan gözlerim acıyordu. Bugün doğum günümdü ve kimse doğum günümü kutlamamıştı. En son yedinci yaş günümde doğum günüm kutlanmış, 11 sene boyunca ne ailem ne de arkadaşlarım kutlamıştı. Kötüydüm, çok kötü hissediyordum. On sekizinci yaşımda girdiğim ilk gün. Artık kendi ayaklarımın üstünde durabileceğim ilk günüm. Evet, yalnızdım. Fakat Kumsal haricinde her şeyimi anlattığım biri yoktu. Kumsal... Sanaldan tanıştığım ve sonra ailesini de ikna edip benim yaşadığım şehre taşınan real olduğumuz, sarışın, yeşil gözlü, güzel ve ayrıca kendi gibi güzel bir fiziği olan en yakın kız arkadaşım. Şuan aynı okuldayız ve her gün onu görüp hem bedenen hem de ruhen benim içimi ısıtan kız. Yarın okulda doğum günümü kutlar diye umut ediyorum. Ama umutlarımın her biri tek tek yok olarak.

Alarmının çalışıyla beraber sıcacık yatağımdan kalkıp banyoya doğru koştum. Geç kalmıştım ve ders için sadece 15 dakika vardı. Yüzümü yıkayıp kapıdan çıkarken annemin "Kahvaltı hazır çocuklar." diye bağırdığını duydum. Üstüme siyah dar pantolon ve mavi kazak giydikten sonra telefonumu, çantamı alıp çıktım odamdan. Mutfağa gittiğimde annem ve babam kahvaltıya çoktan başlamışlardı bile. Sadece iki lokma yiyip çıktım evden. Çok geç kalmıştım. Koştum, koştum, koştum. Daha çok yolum vardı. Acaba otostop mu çeksem diye bi düşünce geldi aklıma. Sonra "ya saçmalama Rüya, nasıl geç kalmayı becerdiysen okula da gitmeyi becerirsin" diyen bi iç ses duydum sanki. Deliriyordum adeta. Kafamdaki düşünceleri bir kenara bırakıp, cebimden kulaklığımı çıkardım son ses müzik dinlemek için. Kafamı dağıtmak amacıyla en sevdiğim şey buydu benim. Zaten geç kaldım koşsam neye yarar diyip yürümeye karar verdim. Karşı caddeye geçtiğimde biraz daha ilerlersem çok yaklaşmış oluyordum okuluma. Adımı attım ve geri kalan hiç bir şeyi hatırlamıyordum. Sadece 'korna' sesleri, bağırışlar, çığlıklar ve kendi hayatımı mahvedişim. Uyandığımda devlet hastanesinin odasında buldum kendimi. Yanımda Kumsal ve annem. Gözlerimi açar açmaz sevinç gülüşlerini duydum. Ne olmuştu bana? Ne yaşamıştım ki ben? Neden annem ilk defa bu kadar benim uyanışıma mutlu olmuştu? Annemin beni koklayarak öptüğünü ilk defa tattım. Komaya girdiğimi ve 10 gün boyunca uyanmadığımı söylediler. Kumsal ve annem beklemiş başımda. Babam beni ne sormuş ne de merak etmiş. Annem için ise sadece 10 günlük bir değere binmiştim. Ama bu bi kaç saat sonra biter ve yanımda, beni bırakmayan sadece Kumsal kalırdı. Emindim bundan. Annem Ela' ya ve babama eve yemek hazırlamaya gidince Kumsal ve ben baş başa kaldık. "Kumsal ben burdan gitmek istiyorum. Bana ne olduğunu anlatır mısın?" deyince, "Tamam, seni burdan bir saat sonra çıkartacağım. Çıkman için bir saatin kaldı. Sabret. Ben yanındayım ve asla bırakmam seni."  evet, sevinmiştim. Hastanelerden doğduğumdan beri nefret ederdim. Gerçek annem ve babam ben doğunca hastane avlusuna bırakmışlar beni. Tam kılın ortasında bi kaç günlük bir bebekken. Sonra annem ve babam ortadan kaybolmuşlar. Ölmüşte olabilirler. Haber alınmayınca çocuk esirgeme kurumuna verilmişim. Orda iki yaşıma kadar durmuş, sonra başka bir aileye verilmiştim. Ama keşke bu aileye verilmeseydim. Evlatlık olduğum için sevmiyorlardı beni. Yatarken bu düşüncelere dalıp uyumuşum. Birden bir kadın sesi duyunca gözlerimi açtım. Kumsal karşımda eşyalarımı toparlarken hemşire de bi yandan da "Geçmiş olsun. Taburcu edildiniz." diyordu. Teşekkür ettim ve çıktık hastaneden.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 24, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Acının Masum RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin