KyungSoo hastayım bahanesi ile evde kalmaya çalıştığı gün babası ile başbaşa kalmanın getireceği felaketlerin onunla yüzleşmek kadar zor olmayacağını umuyordu. Ama babası sanki yürüyemeyen bacaklarının erkekliğini de ona yüklemek istercesine sınırlarını zorlayan isteklerinde dur durak bilmiyordu. Nihayetinde diğer gün yine okula yollanmıştı. Elinde de kütüphanede karşılaştığı oğlanın volkmeni. O gün kucağına Volkmen ile uyandığında vakit epey geç olmuş ve esmer oğlan çoktan gitmişti.
İsmini bilmediği oğlanı hangi sınıfta bulacağını da bilmiyordu.
Bir ihtimal ona rastlama umudu ile öğle arası kütüphaneye uğramayı düşündü. Ne var ki rehberlik odası ve kütüphane aynı kattaydı. Ve ne kadar sakınsa da ona yakalanması kaçınılmazdı."KyungSoo!" kütüphaneye döndüğü sırada kendisine seslenmesi ile kaskatı kesildi. Sırtından bir ürperti geçti.
"Buraya gelir misin?"
Ondan yana bir bakış dahi atamazken odasında, şahit olduğu tüm o şeyler hakkında nasıl konuşacaktı ki? Üstelik ona büyüyen bir öfkesi ve anlam veremediği kırgınlığı vardı.
Türlü bahaneler aradıysa da, "sadece konuşacağız.." ısrarı ile adımlarını ondan yana çevirdi. Bakışları hala ona dönmüyordu. Rehberlik odasına girdiklerinde kapı ardından yavaşça kapandı. Volkmeni sıkıca tutan avucu terliydi.
Adam masadaki yerine oturunca masadan uzaktaki mesafesini korudu.
"Şöyle otur.."
"Böyle iyi.."
Adam bir iç çekişle yerinden kalktı ve ona yakın bir noktada duvara yaslandı. Kollarını göğsünde bağdaşladı.
"Chaewon Hanım'la sözlüyüz.."
"O halde okulda sevişebilirsiniz."
Bir anda ağzından çıkan sözleri dağılmış cam parçaları gibi dinledi gerginliğin çoğaldığı odada.
Adam yaslandığı yerden doğruldu. Odada rastgele dolanmaya başladı. Onu bu halde sıkışmış görmek hem sinirlerini bozuyor hem de kendisine açıklama arayışından histerik bir keyif duyuyordu. Bir yanı hala kendisine değer verdiğini söylese de diğer yanı tüm o ilginin aldanmadan başka bir şey olmadığını haykırıyordu. Üstelik sözlüyüz mü demişti?!
"Bundan kimseye bahsedemezsin.."
Adam KyungSoo'nun hayal kırıklığı taşan bakışları ile geriledi.
"Bahsetmemelisin.."
"Kime?"
Adam olduğu yerde kaldı.
"Kime bahsederdim öğretmenim? Hiç arkadaşım olmadığını biliyorsunuz. Konuşabileceğim bir babam yok. Annemi sadece kahvaltıda görüyorum. Okulda kendimi açabildiğim tek öğretmen sizdiniz. Ben kime gidip sözlünüzle okulda, rehberlik odasında seviştiğinizi anlatacaktım?"
"KyungSoo!"
"Kimseye ha?! Yani herkese söylenebilir.. Ben bile söyleyebilirim.."
Adam yeniden çözüldü. Adımları ona yaklaştı.
"Bak. Benim ya da Chaewon Hanım hakkında kötü düşünmeni istemiyorum. Anlık gelişen bir durumdu. Bunları da neden açıklıyorum sana bilmiyorum.."
"Çünkü sizi seviyorum. Sadık bir köpek gibi her gün her gün kapınıza gelip ilgi istiyorum. Bana verdiğiniz tüm o küçük şeylerle bile mutlu oluyorum. Şimdi bile sizin için atan kalbimi parçalamak istiyorum."
Adam hayretle gerilerken KyungSoo göz yaşlarını artık sakınmıyordu.
"KyungSoo..Ben senin öğretmeninim.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiçbir Aynaya Düşmeyen Aşk..
FanfictionHangi kalpte bulur aksini.. { Tüm hakları Dedemin Radyosu'na aittir. }