50.BÖLÜM-FİNAL-

227 10 10
                                    

🐠🐠🐠
     
      Aynada kendime baktım. Uzun uzun, usul usul. Üstümü giymiştim. Makyaj yapmak istiyordum şimdiyse.

          Yeşil lenslerimi çıkarıp yerine şeffaf lenslerimi taktım. Numaralıydı. Gözlerim biraz bozuk olabilir de. Rimel sürdüm, yavaşça. Sonra turumcumsu rujumu sürdüm, yavaşça. Sanki her şey ağır çekimdeydi.

           İçimde ki kötü hise karşılık veremiyordum. Öküz oturmuştu sanki. Kötüydü, çok kötüydü.

          Sandalyeden kalktım, yine yavaşça. Sırt çantamın içine telefonumu ve birkaç selpak atıp kapattım. Sabah telefonuma baktığımda Levent sadece görüldü atmıştı. İçimdeki sıkıntı bundandı işte. Neden bir şey yazmamıştı?

       Sıkıntıyla iç geçirdim. Aynadan kendime son kez bakıp odamdan çıktım. Ajanlarım salonda annemle birlikte oturmuş beni bekliyorlardı.

       Annem ve ajanlarım bana büyük bir gülümseme bahşettiler. Bende gülümsedim. Öyle muşmula surat gibi durmayayım di mi?

     Ajanlarım; Sarışın, Yalv ve Acayip yani Çiçek, Deniz ve Zeynep. Hayatımın en orta yerlerinde ailem ve Levent'le birlikte yer alıyorlardı. Ne kadar onları hayatımın en orta yerine koymuş olsamda onlar farklıydılar. Özeldiler. Güzeldiler. Çok.

      Ajanlarım önde ben arkada çıktık kapıdan. Anneme sarılmayı ihmal etmemiştik.

     Annem gidecekken kulağıma fısıldadı "Seni üzerse sıçarım onun ağzına." Ah anne, yerim seni. Sonra diyorlar bana bu küfürler nereden çıkıyor? Nasıl çıkmasın? Allasen.

       Gülümseyerek kafamı salladım. Derin bir nefes alıp verdim.

     "Her şey çok güzel olacak."

🔸🔸🔸

Akvaryum: Geldim ben.

Akvaryum: Levent.

Akvaryum: Sana isminle seslenmek değişik ve hoş bir şeymiş.

Akvaryum: En ön sıradayım.

Akvaryum: Öğretmenlerin arasında bir tek öğrenciyi görürsün herhalde.

Akvaryum: Ajanlarım hemen arkamda.

Akvaryum: Kalbim güm güm atıyor.

Akvaryum: Levent

Akvaryum: Seni seviyorum.

🔸🔸🔸

      Birçok kişi gelip geçmişti. Bazıları grup halindeydi. Okulda ne kadar sesi güzel insan varmış arkadaş. Şaşırdım. Benim sesim güzel olsaydı, ben de katılırdım yarışmaya. Son iki kişi kalmıştı. Ne zaman çıkacak bu çocuk?

    "Levent Oğuz Demir! Sahneye alalım seni!"

      Levent. Angut yani. Gözlerimi kapadım sıkıca. Alkışlar duyulunca Levent'in sahneye çıktığını anladım. Gözlerimi açmam mı gerekiyor? Açamıyorum. Yapamıyorum. Açtığımda göz göze gelir miyiz acaba? Ben onun gözlerinde kaybolurken o da kaybolur muydu benim gözlerimde? Gözlerimi açtığımda kalbi tekler mi benim ki gibi?

     Gözlerimi açtım, yavaşça. Etrafa bakınıyordu. Sonra göz göze geldik. Baktı. Baktı... Gözünü gitara çevirdi. Akordunu ayarlarmamış mıydı o? Ayarlamıştır. Manyak. Gözlerini kaçırıyor sadece.

      Başladı. Ellerini gitarın üzerinde hareket ettirdi. Sonra şarkıya giriş yaptı. Kalbinden öptüğün çocuk.

(Eğik yazılar Öykü'nün(Akvaryum'un) iç sesi.)

Ben Sende Yandım

Ben de yıkıldım yalnızlıkta

Ben de kırıldım paramparça
Kırıldık.

Bu yolun sonu yok, biliyorum
Biliyorum.

Üzülsek de, kırılsak da, darılsak da.
Ağlamayacağım.

Sen de kabul et ikimiz de seviyoruz
Ama ikimizde başkasını. Ben seni, sen onu...

Sanki bir uçuruma yalınayak yürüyoruz

Yine de bir yerlerde arıyoruz

Ruhumuzu, ufkumuzu, sevgimizi
Yine arıyorsun onu.

Yine de bir yerlerde buluyoruz

Geçmişe dair unutulmayan ne varsa
Onu buluyorsun her şeyin içinde. Benim seni bulduğum gibi.

      Şarkı bitti. Kalbim yere döküldü. Çok, çok fazla kırıldı. Belki yanaklarımı sel aldı. Bilmiyorum. Bu şarkı benim için ne de o gülüşünü beğendiği kız içindi. Bu şarkı Şerefsiz içindi. Begüm içindi. Begüm burada mıydı?

      Her şey hızlıca, bir film şeridi gibi gözümden geçti. Bulanık bir şekilde. Yanaklarımda oluşan selde boğuluyordum. Görüşüm net değildi. En son birinci açıklanırken Levent'in dudaklarını oynatışını gördüm. Bana bakarak "Özür dilerim." diyordu. Yutkunamadım. Yutkunamadım. Yapamadım. Zor, çok zor.

       Bin şarkıda onu bulduğum adam, bir şarkıyı ona vermişti. Ben şarkıyı ona sığdıramazken, Levent şarkıyı ona sığdırmıştı.

       Hızlıca ayrıldım oradan. Ellerimi yüzüme kapadım. Görmesin beni. Üzülür.

      Kalbimin kırık parçalarına basa basa, canımı daha çok acıta acıta geçtim üzerlerinden. Bir yer buldum kendime.

      Söndüm. Daha tutuşmaya zamanım olmadan söndüm. Yapamadım. Yeteri kadar mı sevemedim? Kalbimi açamadım mı tam olarak?

        Kurşun saplandı kalbime az önce. Hançer batırıldı göğsüme az önce.
Umrumda olmadı. Olmadı. Olmadı. Ben bir çok kez sönerken o hep yandı. Hep ışık saçtım.

       Levent Oğuz nasıl vereceksin babama hesap? Babam sana "Benim üzerine titrediğimin gözleri kan çanağına dönmüş. Saç tellerine kıyamadığım kendini söndürmüş." dediğinde ne diyeceksin?

      "Umut verdim." mi?

Akvaryum: Umut verdin be adam.

Akvaryum: Beni kırmamak için umut verdin.

Akvaryum: Sözlerini yerine getiremeyeceksin derken bunu mu kasetmiştin?

Akvaryum: Boşuna derken bunu mu demiştin?

Akvaryum: Teşekkür ederim.

Akvaryum: Çok.

Akvaryum: Senle biraz olsa bile konuşabildiğim için.

Akvaryum: Senden nefret edemiyorum!

Akvaryum: Kendime küsüyorum ben!

Akvaryum: Senin yüzünden.

Akvaryum: Sana değil kendime küsüyorum. Senin yüzünden.

Akvaryum: Her şey güzel olmadı.

Akvaryum: Seni seviyorum Levent Oğuz.

(Akvaryum kişisi sizi engelledi)

🐠🐠🐠

 Final konuşması için yukarı kaydırın.

      

AKVARYUM / textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin