Eveet ilk hikayemle karşınızdayım. Hikayeme şans verdiğiniz için çook teşekkür ederim. Umarım beğenirsiniz. İsterseniz medyadaki şarkıyı da dinleyebilirsiniz bu arada çok güzel bir şarkıdır.♡
Eve girip montumu askıya astım. Sonunda gelebilmiştim. Sabahtan beri hayalini kurduğum gibi hemen odama çıkıp pijamalarımı giydim. Yatağa uzandım ve bilgisayarımı kucağıma aldım.
Sabahın kör vaktinde ebru kursum vardı. Kurs delisi annem bu sefer de bunu çıkarmıştı başıma. Sadece bu da değil ki. Küçüklüğümden beri gitmediğim kurs kalmadı. 6 dil, 9 spor, 2 resim (biri karakalem diğeri normal), 13 de müzik aleti kursuna gittim.
Uzun zamandır izlemek istediğim Everyday'i izlemeye koyuldum. Film her gün farklı birinin bedeninde uyanan bir gencin hikayesini anlatıyordu. Uyandığı bedenlerden birinin sevgilisine aşık olunca olanlar oluyordu.
🎈
Kapım yavaşça tıklatıldığında "Giir." diye seslendim.
Gelen annemdi. "Dünya oğlum hadi geç oldu. Yarın yeni okuluna başlayacaksın biliyorsun. Uyuman gerekiyor artık."
Gözlerimi devirdim. "Ya anne o kadar heyecanlıyım ki bir kız lisesine gideceğim için." dedim alayla.
"Napalım oğlum bir karışıklık olmuş işte. Kapat bilgisayarı artık."
"Tamaaam." film de bitmişti zaten. Sonunu hiç beğenmedim ya. Bu kadar güzel bir film nasıl böyle bir sona bağlanabilir.
Gözlüklerimi çıkarıp komodinin üzerine bıraktım. Evet gözlük kullanıyorum ama sadece dinlendirici. Allah'tan o inek öğrencilerin taktığı şişe dibi gözlüklerden değil. Çerçevesiz Harry Potter tarzda.
Bilgisayarı da çalışma masamın üzerine bıraktıktan sonra alarmımı kurup yatağa geçtim ve şazoya sarıldım. Şazo benim peluş ayım. Aslında adı Şanziment ama ben Şazo diye sesleniyorum. Çünkü neden seslenmeyeyim. Yatakta dönüp rahat pozisyonumu bulup uykuya daldım.
🎈
Sabah burnumda bir ıslaklık hissederek uyandım ama gözlerimi açamamıştım henüz. Sanki biri burnumu yalıyordu. Bunu yapsa yapsa benim küçük bıcırığım yapar. Bu arada bu bıcırık benim daha küçücük bir yavru olan köpeğim Pascal.
Kafasını okşayıp yatağımdan kalktım. Saate baktığımda yediye geliyordu. Banyoya gidip sıcak bir duş aldım. Bu saatte hava çok soğuk oluyordu. Sıcacık duş iyi geldi. Saçlarımın nemini havluyla bir nebze aldıktan sonra siyah bir Jean ve siyah kapüşonlu bir sweat giydim. Okul kız lisesi olduğu için erkek üniformaları yoktu. Bu benim için bir avantajdı. Üzerime deri ceketimi geçirip başıma da siyah beremi taktığımda hazır sayılırdım.
Siyah sırt çantama bir defter atıp sırtıma taktım. Odamdan çıkıp aşağı indiğimde annem kahvaltıyı hazırlamıştı. Masaya oturup ağzıma bir salam attım. "Günaydın millet!"
Babam gazetesinden başını kaldırıp "Günaydın oğlum." dedi. Annemse önce yanaklarımı mıncırıp "Günaydın benim yakışıklı oğluşum." dedi. Gözlerimi devirdim.
"Anne ben kaç yaşındayım ya. 17 yaşıma geldim bıkmadın şunu yapmaktan."
"Ama sen benim hala minik bebeğimsin. 40 yaşına da gelsen bu değişmeyecek."
Annemle münakaşaya girilmezdi. Simitten bir parça alıp krem peynire bandırıp ağzıma attım. Çayımdan da 1-2 yudum alıp masadan kalktım.
Acele ettiğimi gören annem "Oğlum doğru düzgün bir şey yemedin nereye gidiyorsun."
"Geç kaldım sultanım. Çıkmam lazım."Babam "Ben seni bırakırım oğlum." deyince hemen olumsuz anlamda başımı salladım. "İlkokula başlamıyorum baba. Sağ ol yine de. Hadi ben kaçaar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanusa Düşen Papatya
HumorMerhaba ben Dünya. Babamın tahini nedeniyle yeni bir okula başlamıştım. Yeni okulumun eski okulumdan ufak(!) bir farkı vardı. Burası bir kız lisesiydi! Annem sağ olsun kayıt işlemlerinde okul müdiresine benim erkek olduğumu söylemeyi unutmuş da kend...