Sabah uyandığımda daha güneş doğmamıştı. İçimde hafif bir mutluluk , korku ve heyecan vardı. Telefonumun sesiyle uyandım mesaj Jash'tandı.
- Jash : Umarım uyandırmamışımdır. Bugün saat 15 : 00'da seni alırım.
Yüzüme bir gülümse geldi. Ve kendi kendime sordum aşk mı bu ? Hayır öyle bir şey yok ! Olamazda öyle şeyler sadece masallarda olur. Biz sadece arkadaşız.
Annem odamın kapısını açarak ;
- Annem : Uyandın mı meleğim ?
- Emily : Evet annecim.
Hadi gel sana bir süprizim var. Merak etmiştim. Yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya indim. Annen muhteşem bir kahvaltı hazırlamıştı. Birlikte masaya oturduk. Ona yeni okulumdan , Bayan Miller'dan , Becca'dan ve Jash'tan bahsetmiştim. Ve sonra anneme bugün Jash'la buluşacağımı söyledim. İlk başta bir şey demedi. Biraz sessizlilten sonra. Tepki verdi.
- Annem : Sen aşık mı oldun Emily ?
Annemi çok iyi tanıdığım için ondan bir şey saklamak istemedim. Bu yüzden ona Jash'la ilgili düşüncelerimi söyledim. Anlayışla karşılamıştı beni. Ve onunla buluşmama izin verdi. Odamın merdivenlerini hoplaya zıplaya çıkmıştım. Çok heyecanlanmıştım. Saat daha üçe iki saat vardı. İlk önce banyoya girdim. Yatağıma uzanıp bugünün hayalini kurdum. Yüzüme bir gülümse geldi ve hayallere dalıp gittim. Birisinin yanaklarıma öpücük kondurduğunu hissettim. Olamaz yoksa bu bir hayal değilmiydi ? Gözlerimi açtığımda annemi gördüm. Emily saat 14 : 30 geç kalıcaksın. Hemen kalkıp dolabımın kapağını açtım. Ne giyecektim ? Kafam çok karışıktı. En sonunda elime renkli kelebekli bir elbise aldım. Hazırdım. Saat tam üçtü kapı çaldı.
- Emily : Ben bakarım !
Jash elinde bir demet pembe gülle gelmişti. Bunlar benim en sevdiğim güllerdi. Annemi görmesini istemedim. Ama annem yanımdaydı. Jash'ı annemle tanıştırdım ve gülleri masaya bıraktım. Dolaptan babetlerimi çıkardım bunları bana babam almıştı. Beyaz renkte ve üstünde kocaman pembe bir gül var. En sevdiğimden. Kapıyı kapattım ve çıktık.
- Emily : Nereye gidicez ?
- Jash : Süpriz.
- Emily : Hmm... Merak ettim şimdi.
- Jash : Birazdan öğrenirsin.
Jash beni arabasına bindirdi. Ve yola çıktık. Çok uzun bir yoldan sonra Jash ;
- Jash : İşte geldik !
Lunaparka gelmiştik. En sevdiğim yer. Çocukken babam hep getirirdi beni. Dokuz yaşımdan sonra ilk defa geliyordum. Mutluluktan küçük çocuklar gibi zıplamaya başladım. Jash gişede jetonları alıyordu. Seniçle boynuna atladım. Utanmıştım birden yüzümdeki gülümseme yok oldu. O da bana sarıldı. Sonra içeriye girdik. İlk önce dönmedolaba bindik. Sonra Jash beni zorla korku tüneline bindirdi. Çok korkuyordum. Aksine tünelin heryerinde balonlar ve mumlar vardı. Tünelin yollarını gül yaprakları süslüyordu. Ve birden karşımıza bir pankart indi. " Seni seviyorum Emily. " şok olmuştum. Tünelden çıkınca Jash'ın kulağına eğilip " bende seni " dedim. Ve öptüm. sonra Jash ortadan kayboldu. Elinde iki tane pamuk şekerle gelmişti. Beni mutlu etmeyi çok iyi şekilde beceriyordu. En son olarak hız trenine bindik ve gittik. Arabadan inince Jash yavaşça bana yaklaştı ve ;
- Jash : Bugün için teşekkür ederim.
- Emily : Asıl ben teşekkür ederim.
- Jash : İyi geceler seni seviyorum.
- Emily : Rüyanda beni gör. Bende seni.
Eve girdiğimde annem uyumuştu. Çok yorgundum hemen odama çıktım ve yatağıma uzandım. Elimi yüzümü yıkayıp pijamalarımı giydim. O gün olup biten herşeyi bir bir düşündüm aklımdan geçirdim. Gözlerim hafifçe kapanmaya başladı. Sonra uyuyakaldım.
