Valizler falan hazır. Evi toplamadık, Annem bu evdeki hiçbir eşyayı istemiyormuş. Ordaki evimizde eşyaları çoktan hazırlamış. Şuan ya sabır çekiyorum. Babamın hatıralarını arkamda bırakıyorum. Son 1 saat. Biz havaalanında rutin işlemleri hallettik. Şimdide uçağı bekliyorum. Üzgün müyüm? Koca bir Hayır. O kadın artık beni üzemez. Kısacası artık moralimi bozamayacak. Ben gayet iyiyim. Ve hayatıma devam ediyorum.
-Ben su almaya gidiyorum.
-Tamam.
Nerdeydi bu havaalanının marketi. Sanırım şu taraf. Bir yandan yürüyor, bir yandanda hayatımı ve yaşadıklarımı düşünüyordum. Bende şans falan yok ona eminim. Arkadaş ortamım bile yok denecek kadar az. Onlarda çocukluk arkadaşlarım. Telefonumun titremesiyle düşüncelerimden ayrıldım. Mesaj gelmişti.
"Omg kızım yine mi taşınıyosunuz? " mesajı okuyunca güldüm. Ama bu gülüş daha çok "Kendi hayatıma gülüyorum." gülüşüydü. Acınası bir gülüş. Bunu yazan arkadaşım Emma'ydı. Doğduğum yerden, İngiltereden arkadaşım. En yakınım. Kardeşim Emmaydı. Nasıl öğrendi ki o? Ah 1 saniye evet. Dün aradığında açmamıştım.Oda annemi aradı büyük ihtimal. Annemde anlatmıştır.
"Evet yine taşınıyoruz. Keşke sana sizin yan binaya geliyoruz diyebilseydim. Ama malesef New York a gidiyorum." yazıp gönderdim. Hemen cevap geldi.
" New York ha? Bence üzülme sen cupcake im. Orası daha güzel. " yazmıştı.
Benim iyiliğimi düşünürdü zaten hep. Gülümsedim. Cupcake im demişti yine bana. Bana bu şekilde seslenişini bile özlemiştim. Yanağıma değen o 1 damla aktı ve telefonumun ekranına düştü. " Bana cupcake im deyişini öyle özlemişim ki Emma" yazdım.
Markete varmıştım bile. Girip içerdeki malzemelere bakındım. Birşey yemek istemiyordum. Sadece su alacaktım. O sırada kenardaki rafta duran Cupcake leri farkettim. Çikolatalıydı. Tam sevdiğim gibi. Bir tanesini ve suyumu alıp kasaya ilerledim. Parayı ödeyip tekrar annemin yanına gidecektim. Ama öncelikle bir yere oturup cupcake imi yemeye başladım. Cupcake bittiğinde ambalajı attım ve suyumu içip duvardaki saate baktım. 15 dk mız kalmıştı. 1 dakika 15 dk mı?!? Hemen gitmezsem uçağı kaçıracaktım.
Nefes nefese gittiğimde uçağı kaçırdığımı gördüm. Annem nasıl beni aramaz diye düşünüp telefonuma baktım. Kapalıydı. Şarjı azdı. Bitince kapanmış. Yapacak birşey yoktu. Şu bilet satan yerlerden birine gidip en erken uçuşa baktım. Akşamaydı. Hemen biletimi aldım. Yapacak bişeyler bulmalıydım. Saat 12 ydi. Ne ara 12 oldu? Daha 8 saat var.
Havaalanından çıktım. Bir taksiye atlayıp alışveriş merkezlerinden birine gittim. Karnım acıktıktığı için yemek katına çıktım. Kesinlikle pizza yiyecektim. Orta boy bir karışık pizza istedim. 1 de kola. Beklemeye başladım. Pizzalar geldiğinde hızla yemeye başladım. Çok acıkmıştım. Hızlı dediğim, yemek yol vs. 2 buçuk saat sürmüş. Parayı kasaya ödedim. Starbucks a doğru yol aldım. Kahve almadan gezemezdim. Kahvemide alıp içtikten sonra gezmeye başladım. Hiçbirşey almadım. Hiç onları taşıyamazdım şimdi.
Saate baktım.Saat 7 ydi. Harika. 1 saate anca varırdım zaten. Taksiye atlayıp havaalanına yol aldım. Bu kez uçağı kaçırmadan binebildim. Yanıma kim gelecek diye düşünmeden edemedim. 8 saat yol çekecektim sonuçta o kişiyle. 8 saat demişken. Annem inmiş ve delirmiştir. Umrumda mı? Tabiki hayır. Zaten o beni tanırdı. Sözümde dururdum. Geleceğimi oda biliyordur. Adreside almıştım zaten. Yanıma geleni görünce "oha" yı kaçırdım ağzımdan.
Yunan tanrılarını aratmıyan bir yakışıklının benim yanımda ne işi var acaba? Ben hiç böylelerine denk gelmezdim. Öylece bakakaldığımın farkına vardım. Çocuk alayla sırıttı.
![](https://img.wattpad.com/cover/21731743-288-k307739.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son şans?
Romance-Benimle bara falan gelemezsin ufaklık. +Kim söylemiş? Hem neden gelemem. -Senin gibilerin işi olmaz orda ufaklık. +Nasılmış ben gibiler? Ben hiç öyle ufaklık falan değilim. -Beste... Önce gözlerime boş boş baktı. Sonra beni belimden tuttu ve kendin...