insanlık

1 0 0
                                    

Kaç gündür miğdeme tek lokma yemek girmedi , silah seslerinden de uyuyamıyorum ne zamandır. Agabeyimide göremiyorum , onu en son gördüğümde belinde silahı üniformasıyla askere gideceğini ve beni çok sevdiğini söylemişti. Bütün dünya bu haldeymiş herkes açmış , çocukları gözlerini kırpmadan öldürüyormus koca koca abiler , televizyonda görmüştüm, artık o da açılmıyor elektrikler ve sular kesildi. Kaç gündür yıkanamıyoruz , sokağa çıkıp oyun oynayamiyoruz her yer boş mermi kovanlariyla dolu. Büyük insanlar varmış savaşı onlar başlatmışlar öyle söyledi babam. Camdan dışarı bile bakamıyorum annem her gün ağlıyor , ben ise abim gibi babamın da gitmesinden korkuyorum o zaman annem daha çok ağlar. Hava karardı, eskiden olsa odama girer ısigimi acar boya yapardim şimdi istesemde yapamam boyalarım kırıldı hem de mum ışığı yetmez ki zaten. En iyisi uyumak silah sesleri baslamadan uyusam iyi olacak sonra çok korkuyorum. Uyku ne güzel bir şey sadece onda huzur buluyorum şu sıralar . Gözüme çarpan güneş ışığıyla uyandım çok uzun zaman olmuştu annem perdeleri açmayalı .
Babam :
Sevgi kapat şu perdeleri her binada özel askerleri var , anne babasına bile acımaz onlar bizide vururlar dedi annem sıkıla sıkıla çekti perdeyi . Beni oyun oynayayım diye arka odaya gönderdiler evimizin her yerinde delikler var ve camların çoğu kırık . Aç acina oyun oynamak çok kötü bir duyguymus annem ne zaman yemeğimi yemesem  bana "arkandan ağlar kızım hem açı acina oyun oynanmaz" gidip anneme bagirmak istedim aç karnına da oyun oluyormuş diye ama hep ağlıyor onu daha da üzmek istemiyorum. Silah sesleri ilk defa bu kadar fazla anne mide ilk defa bu kadar şiddetli ağlarken duydum yanına gittiğimde ise kuzenımı ve yengemi gördüm ama bu sefer amcam yoktu o gelmemiş gelememisti . Evlerine bomba denilen şey isabet etmiş ortalık toz duman altinda kalmış yengemle kuzenim zor kurtulmuslar ama zavallı amcacigim ölmüştü, cesedini bile bulamayacaktık o çoktan yok olmuştu . Çok acı verici olmali diye düşündüm annemin gözyaşlarını silerken. Babam zaten mahvolmuş durumdaydı abisini kaybetmek onu perişan etmişti. Ben abimin kaybetseydim nasıl olurdum acaba abim hala yaşıyor haberi gelmiyor ama hala yaşıyor biliyorum çünkü kardeşler hissederler. Kuzenimin vücudu yaralarla dolu canı çok yanıyor olmalı acaba babasının yokluğu mu yoksa yaraları mı daha çok acıyor ne saçma düşünce diyorum içimden ölüm bu her türlü yaradan daha çok can yakar. Artık silah sesleri daha çok, korkuyorum artik bitsin istiyorum ama bitmiyor . Çok yüksek bir sesle ırkılıyorum ellerinde kocaman silahlar yüzleri kapalı koca abiler "öldürün" dedi aralarından biri ölüm balyozla vurulur gibi dang etti beynıme ben daha küçüğüm demek istiyorum ama kelimeler dökülmüyor ağzımdan. Kulaklarımı sağır eden o ses babamı yere yığılırken görüyorum gözyaşlarım yağmurdan farksız, sıra annemde bağırıp çağırıyorum hiç biri beni duymuyor adeta bunu görme mi istemişlerde bana daha fazla acı çektirmek hoşlarına gidiyormuş gibi beni en sona bıraktılar. Hadi yapın der gibi bakıyorum ama silahlarını indirmiş bana bakıyorlar her yer kan içinde ilk defa ölmek istiyorum ilk defa yok olup gitmek istiyorum kısa boylu olan kolumdan sıkıca tutup kapıdan dışarı fırlattı arabaya binmem için bağırdı binmek istemeyince de zorla arabaya bindirdi ve ellerimi bağladı yol boyunca tek kelime etmediler ben ise usulca ağladım annemle babama son kez sarılamamıştım bile acaba ne olacaktı onlara ölü bedenleri zamanla şişecek , çürüyecek ve kokacaktı mezar taşları bile olmayacaktı. Sonunda yolculuk bitti hava kararmıştı geldiğimiz yerse her tarafta asker elbiseli abiler vardı. Beni arabadan indirirken biri adımı ve yaşımı sordu cevap vermeyince silahıyla sertçe koluma vurdu o an korkudan ne dediğimi bile bilmeden kelimeler agzimdan dökuluverdi:
8 yaşındayım ve adım Nilüfer dedim . Kolumdan tutup suruklediler ve bir odaya kitlediler. İçeride bir sürü çocuk vardı. Hepsi eskimiş kıyafetler içerisinde umutlu gözlerle bana baktilar gidip aralarına oturdum bir süre sonra çoğu uyudu bense sadece ağlamak istiyordum. Zavallı anne babamın ölü bedenlerine ulaşan olmuş muydu. Odanın penceresinden vuran ışığı farkedince güneşin doğduğunu farkettim ve birden kapı açıldı içeriye iki tane eli silahlı adam geldi ve hepimizi dışarı çıkarttı. Dışarıda her birimize kurekler verip çukur kazdırmaya başladılar. Hava yavaşça kararmaya başlayınca bizi tekrardan odaya kitlediler ve adına yemek dedikleri tuhaf bir şey verdiler ama o kadar açtım ki tadının farkına bile varmadan bitirdim. Camın önüne gittim hava kararmıştı. Günlerce bize tüm işlerini yaptırdılar üç gündür yemek bile vermediler. Artık çalışmak istemeyen ve silahlı abilere bağıran bir çocuğu ibret olsun diye o kadar çok dövdüler ki aynısını bana yapsalar ikinci dakikada ölmüştüm ki zaten o da dayanamadı kanlar içinde acı ceke çeke öldü. İclerinden biri:
Sonunuz bu it yavrusu gibi olsun istemiyorsanız yatın uyuyun dedi ve çıktılar hepimizin korkudan dili tutulmuştu adeta kimse tek kelime etmiyordu herkes bir köşeye çekilip uyumaya koyuldu . Bense korkunun ve uykusuzluğun getirdigi yorgunlukla köseme çekilip uyudum. Gece silah sesleri ile uyandik camdan baktım ve hiç bir şey göremedim sadece silah sesleri geliyordu. Bir süre sonra sesler kesildi ve kapı açıldı kapıyı açan askerin abim olduğunu görünce donup kaldım abimde beni gördüğüne baya şaşırmıştı koşup boynuna atladım annem ve babamın öldüğünü duyunca gözleri doldu bizi alıp güvenli bir yere götürdüler kisa bir süre sonra savaşın sona erdiğini öğrendik ama insanlığın büyuk bir kaybi vardi insanlık vicdanını kaybetmisti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 11, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Varsayılan Başlık - Kendi Başlığını YazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin