20 - Kardeş Kaybı

18.6K 526 122
                                    

ŞARKIYLA OKUYUNUZ TOYS :*

_

Gözlerimi kapattım ve karanlığı unutmaya çalıştım,ki bir şey değişmedi.Karanlık her yerdeydi,karanlık her şeydi.Görüşüm karanlıktı,geçmişim,geleceğim,düşüncelerim...hatta Harry bile karanlıktı.Sürekli kendini belli eden zümrüt yeşilleri karanlıktı,bakışları karanlıktı.

Ve bu karanlıkta yalnızdım.Eğer karanlıktaysan gölgeniz bile sizi yalnız bırakır,tek başınıza kalırsınız.Düşüncelerinizle,geçmişinizle tek başınıza.Ve onlar sizi yer bitirir.Geriye hiçbir şey kalmaz...karanlık dışında.

Dizlerimi olabildiğince kendime çektim.Gözlerim karanlığı aşmaya çalışırken yine başarısız olmuşlardı.Görüşüm bulanıklaşıyordu.Bu açlık ve susuzluktan kaynaklanıyor olmalıydı.Çünkü gerçekten çok susamıştım.

Dudaklarımı yalayıp,kendi tükürüğümü yuttum.En iyi seçeneğim buydu,ama bir şey fark ettirmiyordu.Sürekli dudaklarımı yalamaya devam ettim,bir yere kadar idare ederdi.Bakışlarım tırnaklarım üzerinde yoğunlaştı.Siyah ojelerim yer yer silinmişti ve tırnaklarım çok uzamıştı.Yani birazcık kemirebilirdim.

Parmaklarım dudağıma değdiğinde bir ses yeniden kulaklarıma ulaştı.

"Denise."

Bu yine o sesti.Harry'nin sesi.

Bacaklarımı doğrulttum ve yatakta dizlerimin üzerine çöktüm.

"Harry ? Bu sen misin ? Neredesin,göremiyorum.Lütfen...lütfen bu sensin değil mi?"

Cevap yoktu.Ama tekrar aynı ses tonu ve aynı aksan.

"Denise."

"Bu sen misin ? N'olursun cevap ver Harry,lütfen." gözlerimde yaşlar birikirken,uzun süredir ağlamadığımı fark ettim.Çünkü onlar yanaklarıma aktığında irkilmiştim.Dikkatimi tekrar parmaklarıma verdim.Tekrar.Tekrar.

Ama odaklanamıyordum.Gözlerim bana oyun mu oynuyordu ? Tanrım,yardım et,lütfen.

Karanlığın içinde parlayan iki zümrüt parçası gördüğümde-ya da görebildiğimde gözyaşlarım hızlandı.

Hayır,asıl aklım bana oyun oynuyordu.

Ben..aklımı kaçırıyordum.

Edrick'in Ağzından


Kapıyı açmadan önce sağ elimde duran tepsinin üstündeki suya hapı attım.Son bir kez kontrol ettikten sonra kapıyı açtım,ışığı da açtım.Denise'i gördüğümde gülümsedim,birden mutlu olmuştum.At kuyruğu olan saçları dağılmıştı,mavi gözleri kan çanağına dönmüştü ve hareketsiz yatıyordu.Hah,yazık.

"Hey prenses,sana bir şeyler getirdim.Yemek ve su.Hadi ye,akşamı kaçırmak istemezsin." dediğimde kıpırdamadı.Kendi bilirdi.

"Sen bilirsin,buraya bırakıyorum."dedim.Tepsiyi yere koydum ve ışığı kapatıp kapıyı çektim.

Büyük gün geldi!Ama içimizden biri orada olamayacaktı..

Harry'nin Ağzından

Gözlerimi her kapattığımda,karanlık bir cennet gibi.

Her şey karanlık.Duygularım,düşüncelerim,hareketlerim.

Sanki kurtuluşum yok.Karanlıkta yürüyorum,koşuyorum,yoruluyorum.Ama hiç bitmiyor.Hep karanlık.Yol gösteren hiç bir şey yok,beni fark eden.Işık yok.

Ve sonra o belirdi.

Mavi gözleri karanlığa inat parlıyordu.İlerledim,koştum,hızlandım.Ama sabit kalıyordum,hareket bile edemiyordum.

TOY 1-2 || stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin