1.BÖLÜM
Hestia ve dünya. 🍷"gitmek istiyorum hera." dedi uysallıkla genç tanrıça bu ihtişam bu yük ağır geliyordu kendisine ancak abisi zeusa bunu diyemiyor, korkuyordu.
"elimden bir şey gelmez Hestia."
Dedi hera üzgün bakışlarını genç tanrıçanın üzerinde tutarak birazda acır bir ses tonuyla.Ancak Hestia acınacak bir kız değildi olmamıştı, olmayacaktı.
Abisiyle konuşacağı ile alakalı bir kaç kelime kurup heranın yanından ayrıldı.
Geçen az buz bir zamandan sonra düşünceler denizinden cımbızla seçtiği kelimelerle kurduğu cümleleri toparladı ve abisinin yanına taht odasına ilerledi.
Altın sütunların süslediği taht odasına vardığında bütün ihtişamıyla abisini gördü."tanrım..." diye seslendi paslı sesiyle.
"efendim Hestia?" dedi ihtişamlı ve şarkı söyler tondaki sesiyle Zeus.
"..." diyemedi genç kadın korkuyordu abisinin, en büyük Tanrının gazabından
"Hestia?" dedi görünüşünün tam tersi vicdan tınısıyla.
"söyle artık minik tanrıçam" diye tekrar seslendi melodik sesiyle.
"Ben.... Gitmek istiyorum, yani oraya dün-"
"kes" sesindeki vicdani tını yok oldu, melodik sesi cehennemin kapı gıcırtısı kadar ürkütücü bir hal aldı, gözlerinde şimşekler çaktı,üç harfi barındıran tek kelime tüm gezegenlerde yankılandı.
"tanrım lüt-" gözleri dolmuş, göz yaşları bir urgan misali ilmek ilmek vücuduna işliyordu, kelimelerin devamı boğazında kitleniyordu.
"Hestia seni son kez uyarıyorum! Dünya senin için uygun değil." dedi eski sakin haline bürünerek.
"denememe izin ver" diye yalvarır şekilde dile getirdi üç kelimeyi. Lütfen.