GİRİŞ
Arkadaşım Alexsis 'in doğum gününü kutlamak için güzel bir lokantaya götürecektim. Doğum günü olduğu için bütün hesabı ödeyeceğimi söylemiştim.Herşeyi planlamıştım.Bir pastaneye gidecek ve pasta kesecektik.Sonra da ben evime gidip bir ay sonraki biyoloji sınavıma çalışacaktım.Fakat hiç birşey planladığım gibi olmadı.Beni en pahalı restaurantlardan biri olan Coya restaurant'ına götürdü.Dışarıdan bakarken bile nefesimi kesen bir görüntüsü vardı.Bir de bu yetmezmiş gibi menü de ki en pahalı yemeği istemişti. Ben ise menüde ki yemeklerin fiyatını görünce garsona : "Sadece su getirebilir misiniz." deyip fiyatı nasıl ödeyebileceğimi düşünmeye başlamıştım.-----------------------------------------------------------------------------------------------
Anneme yaptığım ısrarlar işe yaramıştı.Annem kuzenimi arayıp beni Londra da BLACK WOOD HİGH SCHOOL'a yazdırdığını söyledi.Evdeki tek çocuk olmam , her şeyi yaptırmam anlamına geliyordu.Annem ile babamın ayrılmasıyla annem,üstüme çok düşüyordu.Babam ise bana istediğim her şeyi alıyordu.Kredi kartım hiçbir zaman boş olmuyordu. Annem çok duygusal ve saf bir özelliğe sahipti .Ona okul yapılmadan önce orada bir orman olduğunu ve ormanı yakmalarıyla içinde kalan bütün insanların öldüğünü,okulun çevresinde ölen kişilerin çığlıklarının duyulduğunu söyledim. Bu nedenle annem beni o okula göndermemek için elinden geleni yapardı. Benim beş dakika surat asmamla annemin beni Londra'ya göndermesi saniyelerimi almıştı.Kuzenim Londra'ya geleceğimi duyduğu andan itibaren evinde kalmam için ısrar ediyordu.Israrlarını kabul ettim ve yanında kalacağımı söyledim.Babam Londra'ya gideceğim gün bana birinci sınıf uçak bileti almıştı.Fakat annem ile babamın arası iyi olmadığından anneme otobüsle gideceğimi söylemiştim. Zavallı annem hemen inandı ama bu iyi bir fikirdi hem gezmeye vaktim olurdu.Danimarka'daki bir numaralı sevgilimden -birden çok sevgilim olduğu için onları numaralandırıyordum- ayrılırken diğerleri de bizi basmıştı ve ben bunun farkında bile değildim. Kızlar aralarında kavga edince bende bundan yararlanarak oradan koşarak uzaklaştım.Peşimden koştuklarını görünce eski,camları kırık bir eve girerek onları atlatmaya çalıştım.Başarmıştım. Kızlardan kurtuldum derken karşımda yedi numaralı sevgilimi gördüm. Karşımda bilmediğim bir dilde konuşuyor, bir yandan da ağlıyordu. İngilizcemin pek iyi olmamasının zararları.Kız bana bakarak suratıma tokat attı . Birazcık canım acımışta olsa " Aman ne de olsa bir hafta olmuştu çıkalı." diyerek hemen moral buldum.
Kuzenim Akash'ı çok özlemiştim. Küçükken hep onunla oynardım.Bazen bana "Ben senden kaç yaş büyüğüm git yaşıtlarınla oyna."dediğinde topunu keserdim.Bana kızsada beş saniye sonra çok güzel bir gülümsemeyle gamzelerini ortaya çıkıverir ve "Ben kardeşime nasıl kızarım ."derdi birbirimize sarılınca yanağıma bir tokat atıp "Bir daha yapacak mısın ?"derdi.Annem hep neşemi Akash'dan , şakacılığımı büyük dayımdan aldığımı söylerdi. - çapkınlığımı babamdan,kandırma kabiliyetimi de küçük dayımdanalmıştım ama annem bunları bilmezdi. -
Uçağımın kalkmasına yarım saat kala hava alanına vardım.Babamın lüks merakı olmasa ben ne yapardım ama gideceğim yerde neyle karşılaşacağımı bilmiyordum.Uçağım kalkmıştı. Pencereden dışarıyı seyrederken uyuya dalmıştım. Uyandığımda hostes bayan yiyecek dağıtıyordu . Görünüşe bakılırsa çok hoş bir bayandı.Sarı saçını topuz yapmış, mavi gözlü,ince dudaklı , dudağının yanında bir beni vardı. Kız çok hoşuma gitmişti. Bir yandan yemeğimi alırken diğer yandan kıza "Telefon numaranızı alabilir miyim?"diye kaş göz işareti yapıyordum.Hostes eline bir kağıt ve kalem alıp kağıda bir şeyler yazdı. Kağıdı bana uzattı.Kağıda hem telefon numarasını yazmış hem de küçük bir not yazmıştı:
"Londra'daki Coya restaurant'ında seni bekliyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVDEKİ ORMANTİK
HumorKendinden emin , başarılı bir erkeğin hiçte başarılı bir şekilde kalkamayacağı hesap masasında başlayan , bol komedili bir hikaye.... Sürekli ders çalışan inek kızın , gözlerini kitaplardan ayırma vakti gelip geçiyordu ama o bile kafasını kitabından...