1.Bölüm :Nasıl yani ?

85 2 2
                                    

Sabah uyandığımda mutluydum. Biricik sevgilimle buluşacaktım. Onun adını duyduğumda bile heyecanlanan bir insanken onu gördüğümde elim ayağım birbirine karışması normaldi.

Annemle babam ayrılar. Ben annemle yaşıyorum. Bu yüzden sevgilimle buluşmam sorun olmuyor.

Gardrobumu açtım ve ne giyeceğime karar vermeye çalıştım. Bugün hava oldukça soğuktu. Uzun kollu bir kareli gömlek seçtim.Altıma mavi dar paça bir pantolon  ve gömleğimin üstüne pembe bir kazak geçirdim. En sonunda siyah kabanımı giyip kırmızı eldivenimi ve şapkamı da giydim. Anneme haber verdikten sonra kapıda siyah botlarımı ayağıma geçirdim. Ve koşarak merdivenlerden aşağı indim.

Ulaş beni arabasının içinde bekliyordu. Çok soğuk olmasına rağmen kar yağmamıştı. Ulaş beni daha yeni farketmişti. Gülümseyerek arabadan indi. O gülümseyince benimde suratıma aptal bir sırıtış yerleşti.Yanına giderek sarıldım. O da karşılık verdi.

Ona sarılmak huzur vericiydi. Kokusunu içime çekmek.Ona dokunmak , bambaşkaydı. Onun mükemmelliğine sahip olduğumu hatırlatıyordu. Kollarımı onun boynundan ayırdım ve geri çekildim.

" Bakıyorum da birileri sevgilisini çok özlemiş. "

O bu cümleyi kurduktan sonra soğuktan kızarmış olan yanaklarım sanki mümkünmüş gibi daha da kızardı.  Elimde değildi.  Böyle sözlerde  kızarırdım.

"Gıcık" dedim ve ardından konu değiştirmek adına devam ettim."Nereye gidiyoruz? "

Ben bu cümleyi kurduğumda birden suratı düştü.  "Gidince görürsün.  Hadi arabaya bin üşüyeceksin!"

"Tamam" deyip arabaya bindim ve emniyet kemerimi taktım.  Ardından o da bindi ve kemerini taktıktan sonra arabayı çalıştırdı.

Dakikalarca hiç konuşmadan yolculuğumuzu devam ettirdik. Bu sessizlik hayra alamet değildi. Yolları dikkatlice izliyordum. Sonunda nereye geldiğimizi anlayabiliyordum.Burası bir uçurumdu. Ulaş arabayı yavaşça durdurdu ve "hadi gel !" deyip arabadan indi.Ardından hemen bende kapımı açıp çıktım. Hava hayla soğuktu.  Ve bu soğuk insanın suratına tokat gibi çarpıyordu. Ulaş 'ı incemeye başladım.  Altında kot pantalon , üstünde siyah kazak  onun üstünde deri bir ceket ve siyah eldivenler. Ardından başımı yüzüne çevirdim. Kahverengi saçları ve kahverengi gözleriyle o kadar kusursuz görünüyordu ki bi an ona layık olmadığımı düşündüm. Ulaşın elimi tutulmasıyla bu düşüncelerimi  bir kenara itmem kaçınılmaz oldu.

Yürümeye başladı.  Bende hiç sesimi çıkarmadan peşinden ilerliyordum. Oldukça gerilmiştim. Burda ne işimiz olabilirdi ki ?

Uçurumun en ucuna ilerlemiştik. Öyle ki birkaç adım daha atsak uçurumdan aşağı düşebilirdik ve burası korkunç bir yükseklikteydi.

Ulaş olduğu yere oturdu ve ayaklarını uçurumdan aşağı sarkıttı. Ardından "gel!" deyip yanını gösterdi.  Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Çekinerek yanına oturdum.

"Seni bir seneden fazladır tanıyorum Alya. Ve yaklaşık 4 aydır birlikteyiz. Sen benim nefesim oldun.Yaşama sebebim. Şu hayatta yaşamam için tek umudum. Ama korkuyorum ya beni bırakıp gidersen ? "

Bu cümleden sonra başımı sağa sola salladım.Gözlerim doldu. İçimden geçirdim. " Asla ! bizi ölüm bile ayıramaz". Ardından devam etti.

" Ya bıkarsan benden , sıkılırsan. Ben dayanamam. Sen hayatımda yokken ben her hafta buraya gelir ölümü düşünürdüm. Hiç korkmazdım.Çünkü kaybedecek kimsem yoktu.Senle tanıştım.  Buraya aylarca gelmedim.Şimdi bir aydır yine buraya geliyorum.Ama bu sefer ya beni bırakırsan , çekip gidersen işte o zaman ben ne yaparım onu düşünüyorum."

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin